Cuma Bitiyor!

                               Mart ayının ilk cumasında beraberiz. Baharı müjdeleyen ama kışı da aratmayan mart ayını çok seviyorum çünkü doğduğum ay. Çok da uzun ama hızlıca geçeceğinden eminim. Bu hafta başında evde kapalı kaldığımız günlerde bahçede ki limonlardan biraz toplayıp eve getirdim. Aslında limonlar hep üzerinde kalsın, o görüntüyü tüm yaz seyredeyim istiyorum. Nasıl olsa limon alıyorum pazardan diye düşünüyordum ama bir komşum toplamazsam bir daha ki seneye az limon olur, ağaç çiçek vermez diye söyleyince bu haftanın keki de limonlu olsun dedim. 

                                  Limonlarım kalın kabuklu ve fazla sulu da değil ama ağacımı çok seviyorum. Altına masamı koyup oturduğum bahar günlerini çok özledim. Yakın da havalar ısınacak nasıl olsa az daha sabretmeliyim.

                            İçine limon kabuğu rendelediğim kekin üzerine de yarım paket labne peyniri, 1 çorba kaşığı pudra şekeri ve az soğuk sütü çırpıp döktüm. En üzerine tekrar limon rendesi yaptım. Tatlılarda ekşiyi çok sevdiğim için çok beğendim.

                           Mandala taşlarımı tekrardan ortaya çıkarıp biraz da bahar havasını alalım diye işlediğim örtüyü  serdim. Sık sık örtülerimi, taşlarımı, çiçeklerimi değiştiririm. 

                             Bu hafta iki kitap okudum. İlki Bilim Tarihi Sohbetleri. Daha önceden Fuat Sezgin adını duymuştum. Aslında mevcut partiyle ortaya çıktı yoksa bilim adamlarımızdan biri olarak ne okullarda öğrendik ne de gençliğimizde duyduk. Daha yeni yeni hak ettiği itibarı buluyor. Bence büyük ayıplarımızdan biri. Zamanında yurt dışına kaçırdığımız önemli insanlardan biri. Mutlaka kitap okunmalı, neler yapmış, nasıl çalışmış öğrenilmeli, öğütlerine kulak verilmeli. 

                               İkinci kitabı halen okuyorum. Özyaşamöykülerini, hatıratları okumayı severim. Her okuduğum bu tür kitap beni şaşırtır. Bu da doktor Ayşe Hümeyra Ökten'in hayatı. O eski zamanlara bir yolculuk oldu benim için hem de çalışkan, inançlı bir insanın yolunu izledim bu kitapla. Zor şartlarda o kadar güzel bir ailede büyümüş, okumuş ve yurduna faydalı pırıl pırıl bir insan olmuş ki. 

Kutuplara ayrılmış zihniyetlerimizi bırakalım, her tür kitabı okuyalım bence.

Bu hafta okulumuza devam ettik. Hava sıcaklığı 3 gibiydi köyde. Sobamız yanarken eğitime devam ettik. Böyle havalarda tek bir odaya kapanıyoruz ama köy okulunun güzellikleri bunlar.

Sabah sıra sıra öğrencilerim gelip sınıf kapısını çalıyorlar. Bu hafta içi karşılaştığım  sürpriz..

                             Okul çıkışı köyde yürüyüp eski evlere baka baka gezmeme ne demeli...

Bahçemin duvarı için denizden yavaş yavaş taş taşıyorum ama soğuk havadan dolayı bu işe ara vermiştim. 

Annem bu hafta iki fotoğraf gönderdi. Biri bizim karavan. Sahile park etmiştik, ne zamandır bir yere gidemiyoruz. Tek başına duruyor orada. Yerim çok güzel ama güneşli hava da ben kitaplarımı, işimi falan alıp gidiyorum , zamanımı burada geçiriyorum.

Diğer fotoğrafı sabah ezanında çekmiş yine. Dolunay da varmış, denizin üzerinde ne kadar güzel duruyor değil mi?

                            Bu hafta boyu sıcaklık 10 dereceyi hiç aşmadı ama ara ara  yürüyüş yaptım. yine de. Okuldan dönerken erken bir durakta inerek eve dönüş yolumu uzattım sırf yürümek için. o sırada ilk bahar açmış ağacımı da gördüm.

                             Deniz kenarına bisikletle gidip taş topladım çünkü bahçe duvarımla ilgili projelerim var. Taşlar ağır olduğundan fazla taşıyamıyorum. Her gidişimde azar azar topluyorum. Aynı zamanda deniz kabukları ve deniz kestanesi de buldum.

Dönüşte budanmaya başlayan zeytin ağaçlarını görmek...

Hızlıca geçen bir hafta da böylesine bereketli geçti. Okulların açılmasıyla yeniden riskli zamanlara girdik. Önlemlerle devam ediyoruz, aşı olduk ama bunlar faydalı olur umarım. Mahallemizde çok sevdiğimiz bir amca da corona yüzünden hayatını kaybetti . Ne yazık ki bir çok insan bu yüzden öldü. Daha kötü durumlara ulaşmadan bu beladan kurtulsak..

Yine de umudumuzu ve enerjimizi kaybetmeyelim, sağlığımıza dikkat edelim..

Mutlu hafta sonu herkese!

                      Not; Blogumun adının olduğu bölümde görüntü niye böyle oldu, bilen var mı?