Yazdı, sonbahardı derken iyice kış mevsimine yaklaştık. Zaman şikayet etsek de, koştursak da hızına yetişemeden geçip gidiyor. Kasımda bitiyor işte. Aralıkla beraber soğuk saracak her yeri. Dünya işte böyle, çok değişik birşey bu. Akıp giden zamana yabancılaşmak, anlam vermeye çalışırken önemi olmadığını farketmek her durumun. Kasım güzel geçti aslında. Bir ara soğuk oldu, tamam kar yağacak kış erken geldi derken güneş çıktı yeniden , ısındık tümden. İş güçten sonra kendimi deniz kenarında buldum çoğu zaman. En sevdiğim şey , yüzümü güneşe ve denize dönmek. Kalabalık sahiller yerini sessizliğe bırakmışken burada olmak, huzurla zamanı dondurmaya çalışmak.. Sabahattin Ali ne güzel demiş;
Zaten sıkmadan uzun uzun anlatmasını bilen yegâne geveze, denizdir.
Aklıma Cahit Zarifoğlu dizeleri geliyor yine.
Burası Dünya!
Ne çok kıymetlendirdik...
Oysa bir tarla idi;
Ekip biçip gidecektik.
Güzel günlerde denize sıfır kafelerde oturduk arkadaşlarla. Bir taraftan üşüsekte çaylarla ısındık, kahveyle sonlandırdık günümüzü. Bulutlar eşlik etti bize. Her gün farklı gökyüzü durumu vardı.Keyif alınacak ne çok şey var aslında. İki ucu keskin bir dünya; güzellikler, acılar bir arada..
Bazı haftasonları yeni denemeler yaptım. Ispanaklı kek denemelerim arasında en başarılısıydı. Rengi, tadı, yumuşaklığı harikaydı. Balkon sezonumu kapatmadan kekimi burada yedik. Mayısta oturmaya başladık, kasım sonlarında girdik içeri. Ne uzun oturuyormuşuz meğer şu balkonda. Etraf apartman dolu ama bahçeme ektiğim ağaçlar iyice büyüdü ve beni bu çirkinlikten koruyor.
Bu sene kızım devlet okuluna başladı. 7. sınıf. Resim öğretmenlerinin çalışmaları harika. Resim yapmayı sevmeyen kızıma bile bu resmi yaptırdı. Resim Marek Brzozowski'nin apartmanları. Sergilerinde Brzozo adını da kullanan Polonyalı sanatçı, bir süredir Ankara'da yaşayıp Bilkent'te grafik tasarım, illüstrasyon ve tipografi dersleri veriyormuş. Diğer resimleri de harika. Merak ederseniz bir araştırın derim.
Okulda 2 buçuk ay geçti bile. Taşlarım çocukların eline geçti, oyunlarına girdi bile. Bir iki taş boyadım ama daha istediğim hıza ulaşmadım. Şimdilik çocukların elindeler, bundan da şikayetim yok. Onlar oynarken seyrediyorum; eşyalara hayal güçleriyle yaptıklarını , seslerini, konuşmalarını görüyorum da iste asıl içinde olmamız gereken dünya bu diyorum.
Güzel yollardan geçerek gidiyorum okula. Sabahın erken saatlerinde oldukça soğuk oldu çoğu zaman. Siste eksik olmuyor. Tepeye çıktıkça iklimde değişiyor, şehirden ayrılıp 15 dakika da başka dünyaya geçmek iyi geliyor her seferinde.
Sınıf içi etkinlikleri en sevdiklerimizden. Sonbaharın simgesi kabaklar masalarımızı süsledi bu yılda. Resimlerini boyadık , turuncu her yerde oldu yine.
Evimde de sehpayı mevsime uygun düzenlemiştim. Kabaklar, kestaneler, cevizler, meşe palamutları, boyadığım taşları koydum sepete. Gün sonu sütlü kahve ve kurabiyelerle bitirildi çoğu zaman. Hep güzel geçmedi tabi ki günler. Her zaman bana eşlik eden ağrılarım bu ay da vardı. Yine de şükrediyorum, bir çok şeyi yapma gücünü bulduğuma. Bir taraftan da kızımın dersleri, okulu, kaprisleri falan oldukça yorucu. Bir kaç mutlu edecek şey buluyorsak şu yaşamımızda ne mutlu bize. Bakalım aralık neler getirecek bize.
Herkese iyi pazarlar !