Mandala Sanskritçe kökenli bir sözcük. Manda (enerji, öz) ve la(kap) anlamını taşıyan kelimelerin birleşimden doğuyormuş. Mandala için, ‘enerjiyi tutan kap’ diyebiliriz.
Mandala, tüm dünyada binlerce muhtemelen on binlerce yıldır kişisel büyüme, kendini ifade etme ve ruhani dönüşüm amacıyla kullanılmış. Mandala’nın kanıtları mağara resimlerinde bulunurken şamanlar tarafından düzenli olarak kullanıldığı ve Mandala’yı dünyanın veya evrenin bir modeli olarak gören eski Asya uygarlıkları tarafından daha sonraları geliştirildiği bilinmekte.
Benim taşlara çizdiğim mandalaları instagram sayfamda ara ara yayınlıyorum. Mandala çizenleri de takipten çok hoşlanıyorum. Güzel taşlar bulmak bizim buralarda çok zor. Gittiğim sahil kenarlarından topluyorum devamlı. Çeşitli renk ve şekillerde çizimler yaptım bu taşlara.
Mandalaya Osmanlı Dönemi’nde de rastlanmış, Osmanlı sultanları ayet, hadis ve sembollerle süslü her biri 3-4 yılda dokunan tılsımlı gömlekler giymişler. Bunların üstüne daire içinde kare, yıldız ve bir takım geometrik şekiller işlenmiş. Bazı işlemeler “Kadem-i Saadet”, “Süleyman Mührü” ”Zülfikar”, “Lale” gibi anlamlı motiflerle daire içine alınarak yapılmış. Bu gömlekleri Osmanlı padişahları savaşta galip gelmek, nazardan korunmak ve şifa bulmak için giymişler.
İnstagramda mandala çizimlerine bakarken Zeze'nin yaptıklarına rastladım. Taşlara değil de ağaç dilimlerine çiziyor. Onun işi daha zor. Taş gibi pürüzsüz değil yüzey çünkü. Ama yaptıkları harika. Kendime hemen sipariş verdim. Bir de arka taraflarında güzel yazılar, küçük şiirler ekliyor Zeze. Mandala öyle bir bağımlılık ki her türlüsü size zevk veriyor. En basitinden bir kağıda yaparak başlamanızı tavsiye ederim. Bir daha kurtulamayacaksınız ondan..