İnterlaken'de kaldığımız günlerden bir günü Grindelwald'e ayırdık. Yine trene binerek yola çıktık. 20 dakika da ulaşılan bu kasabaya gidiş 22 frank.
Grindelwald kayak bölgesi “Best of Alps” listesinde ilk 10 içinde yer alıyor. Dünyadaki en yüksek tren istasyonu ve Great Aletsch Glacier buzulu da yine bölgeyi önemli kılan özellikler arasında yer alıyor. Ulu dağların arasında büyük bir kasaba. Yaz-kış ilgi gören bir yer.
Kış aylarında önemli bir kayak merkezi olduğu gibi buz sanatçılarının kardan yaptıkları heykellerinin olduğu festivalinde çok güzel olduğu söyleniyor. En güzel ve meşhur trekking yollarının bulunduğu, diğer köyler gibi dağların arasına sıkışıp kalmamış, genişçe bir alana serpilmiş çok hoş bir kasaba Grindelwald. Grindelwald’ta konaklayıp Kleine Scheidegg, Männlichen ya da First gibi kayak bölgelerine kolayca ulaşabiliyor.
Grindelwald'de gezdikten sonra First'e gitmek için teleferiğe bindik. First teleferik ücreti yüksek 60 frank. Çocuklarda yarı ücret. Daha ucuza First'ten önceki daha alçak tepelere çıkabilirsiniz.
Bu kadar para verip çıktığımızda manzarayı, yapılan aktiviteleri görünce iyi ki gelmişiz dedik. Gerçekten eşsiz dağlar karşımızda, yürünecek yollar önümüzde, biraz heyecan mı istiyorsunuz Thrillwalle bir dağın yamacındaydı.
Şu kayanın etrafına monte edilmiş yarım metre eninde ki köprü de yürümek çok adrenalin yüklüydü. Bazı insanlar yarı yolda kalıp ne öne ne arkaya gidebiliyordu korkudan. Ama bunu deneyimlemek harikaydı.
Aslında çok korkarım böyle şeylerden ama gelmişiz buralara kadar deyipte yapan bir yönümde vardır. Bazı noktalarda dikkate gerek var. Kayalara çok kafasını çarpan gördüm.
Kayanın etrafında döndükten hatta bir asma köprüden geçtikten sonra herkesin fotoğraf çektiği bu noktaya geliyorsunuz. Biraz daha uzaktan çekseydim keşke çünkü o kadar yüksek ki bu platform herkes korka korka gidiyordu. Sonra da bir şeyler yemek ve içmek isterseniz, dağlara karşı keyif yapmak isterseniz burada ki tek tesiste oturabilirsiniz.
Buradan yürüyüş yollarına geçerek trekkinge başladık. Nereye gideceğim diye telaş etmenize gerek yok. Çünkü her yerde işaretler ve bilgilendirmeler var. Nereye gideceğiniz size kalmış. Biz bir saat süren yolu kullanarak dağların arasında ki Bachalpsee gölünü görmeye karar verdik.
Bizim gittiğimiz gün hava çok güzeldi. Ne yağmur vardı ne de çok güneş. Yine de böyle yerlerde yürüyüş yaparken yüzünüze güneş kremi sürmelisiniz. Hava bulutlu olsa da kızarabiliyorsunuz. First'e çıkışta sisli havaya denk gelmemek önemli bence. Çünkü o kadar para verip yukarı çıktığınızda göz gözü görmediğinde bu canınızı sıkabilir. Genelde de sisli olduğu söyleniyor.
Göle neredeyse bir saatte gidip bir saatte de döndük.Buraya gitmeye karar verdiğinizde hızınıza göre zamanınızı ayarlamanızda fayda var. Çünkü teleferikte dönüş saati erkendi.
Yürüyüş sonunda bizi karşılayan manzara karşısında büyülenmiştik. Yüksek olduğundan burası yer yer kar katmanlarına da rastladık. Ama çokta soğuk değildi. Göl kenarında mola vererek yanımızda getirdiklerimizi yedik. Orada olduğumuz gün çok güzel geçmişti. Tüm günümüz bol oksijen, manzara, yüksek dağlar, masmavi gölle geçtiğinden biz de Heidi gibi mutluyduk..