28 Temmuz 2018 Cumartesi

Eşsiz Dağların Arasında ; Grindelwald

              

                        İnterlaken'de kaldığımız günlerden bir günü Grindelwald'e ayırdık. Yine trene binerek yola çıktık. 20 dakika da ulaşılan bu kasabaya gidiş 22 frank. 
 Grindelwald kayak bölgesi “Best of Alps” listesinde ilk 10 içinde yer alıyor. Dünyadaki en yüksek tren istasyonu ve Great Aletsch Glacier buzulu da yine bölgeyi önemli kılan özellikler arasında yer alıyor. Ulu dağların arasında büyük bir kasaba. Yaz-kış ilgi gören bir yer.


                    Kış aylarında önemli bir kayak merkezi olduğu gibi buz sanatçılarının kardan yaptıkları heykellerinin olduğu festivalinde çok güzel olduğu söyleniyor.   En güzel ve meşhur trekking yollarının bulunduğu, diğer köyler gibi dağların arasına sıkışıp kalmamış, genişçe bir alana serpilmiş çok hoş bir kasaba Grindelwald. Grindelwald’ta  konaklayıp Kleine Scheidegg, Männlichen ya da First gibi kayak bölgelerine kolayca ulaşabiliyor.


Grindelwald'de gezdikten sonra First'e gitmek için teleferiğe bindik. First teleferik ücreti yüksek 60 frank. Çocuklarda yarı ücret. Daha ucuza First'ten önceki daha alçak tepelere çıkabilirsiniz.


                     Bu kadar para verip çıktığımızda manzarayı, yapılan aktiviteleri görünce iyi ki gelmişiz dedik. Gerçekten eşsiz dağlar karşımızda, yürünecek yollar önümüzde, biraz heyecan mı istiyorsunuz Thrillwalle bir dağın yamacındaydı.


                         Şu kayanın etrafına monte edilmiş yarım metre eninde ki köprü de yürümek çok adrenalin yüklüydü. Bazı insanlar yarı yolda kalıp ne öne ne arkaya gidebiliyordu korkudan. Ama bunu deneyimlemek harikaydı.



                         Aslında çok korkarım böyle şeylerden ama gelmişiz buralara kadar deyipte yapan bir yönümde vardır. Bazı noktalarda dikkate gerek var. Kayalara çok kafasını çarpan gördüm.


                       Kayanın etrafında döndükten hatta bir asma köprüden geçtikten sonra herkesin fotoğraf çektiği bu noktaya geliyorsunuz. Biraz daha uzaktan çekseydim keşke çünkü o kadar yüksek ki bu platform herkes korka korka gidiyordu. Sonra da bir şeyler yemek ve içmek isterseniz, dağlara karşı keyif yapmak isterseniz burada ki tek tesiste oturabilirsiniz.


                  Buradan yürüyüş yollarına geçerek trekkinge başladık. Nereye gideceğim diye telaş etmenize gerek yok. Çünkü her yerde işaretler ve bilgilendirmeler var. Nereye gideceğiniz size kalmış. Biz bir saat süren yolu kullanarak dağların arasında ki Bachalpsee gölünü görmeye karar verdik.


                Bizim gittiğimiz gün hava çok güzeldi. Ne yağmur vardı ne de çok güneş. Yine de böyle yerlerde yürüyüş yaparken yüzünüze güneş kremi sürmelisiniz. Hava bulutlu olsa da kızarabiliyorsunuz. First'e çıkışta sisli havaya denk gelmemek önemli bence. Çünkü o kadar para verip yukarı çıktığınızda göz gözü görmediğinde bu canınızı sıkabilir. Genelde de sisli olduğu söyleniyor.


Göle neredeyse bir saatte gidip bir saatte de döndük.Buraya gitmeye karar verdiğinizde hızınıza göre zamanınızı ayarlamanızda fayda var. Çünkü teleferikte dönüş saati erkendi. 


                             Yürüyüş sonunda bizi karşılayan manzara karşısında büyülenmiştik. Yüksek olduğundan burası yer yer kar katmanlarına da rastladık. Ama çokta soğuk değildi. Göl kenarında mola vererek yanımızda getirdiklerimizi yedik. Orada olduğumuz gün çok güzel geçmişti. Tüm günümüz bol oksijen, manzara, yüksek dağlar, masmavi gölle geçtiğinden biz de Heidi gibi mutluyduk..

25 Temmuz 2018 Çarşamba

Wengen Kasabasında Yürüyüş


İnterlaken bölgesinde keşfedilecek kasabalardan biri Wengen. Doğal güzelliği, sakinliği ve kışın kayak keyfiyle bir numara. Az da olsa konaklayacak oteller burada da bulunuyor. Biz yarım günlük Lauterbrunnen gezisinden sonra bu kasabaya gitmeye karar vermiştik. Bunun için İnterlaken den Lauterbrunnen kasabasına gelip panoramik gezi treni olan sarı trenlere binerek etrafı seyrederek ulaştık. Lauterbrunnen'den Wengen'e dağ treni kişi başı 14 frank. Bu ücret 16 yaşa kadar olan çocuklarda yarı ücret.


Trenden indiğiniz de küçük bir kasaba merkeziyle karşılaşıyorsunuz. Eğer ihtiyaçlarınız varsa marketler mevcut. Kafeler , lokantalada  biraz dinlenerek enerji depolayabilirsiniz. Sonra da istediğiniz yöne doğru yürümeye başlarsınız.



                      Wengen vadi içinde bulunan Lauterbrunnen'ın doğu tepesinde. Bu kasaba trafiğe kapalı olduğundan ulaşım dişli demiryolu ile oluyor.


              Zamanınız ve de paranız varsa Wengen’den Avrupa’nın en yüksek tren istasyonu olan Jungfraujoch’a devam edebilirsiniz.  3454 m. yükseklikteki “Top of Europe” olarak adlandırılan istasyona çıkmak için Kleine Scheidegg’den aktarma yapmanız gerekiyor. Zirvede Japon turistlerle paylaşacağınız kafe-restoran, manzara platformu, Ice Palace ve yazları açık olan Snow Fun Park gibi birçok mekan var.


                Biz o kadar yükseğe çıkmayı tercih etmedik. Çünkü ücreti oldukça yüksek. Travel pass  kartınız olsa bu ücretleri düşünmüyorsunuz ama bu kart ücreti de çok fazla. Bu yüzden bu kasaba da doya doya gezip piknik yapmaktı amacımız. Piknik planlarımız suya düştü gerçi. O gün çok fazla yağmur yağdı.



Wengen Orta İsviçre'de bulunan, Bern kantonunda, Bernese Oberland'da bir kasaba. Deniz seviyesinden 1274 m yükseklikte.




             Kilisenin arkasındaki vadi manzarasını fotoğraflamayı unutmamanızı tavsiye ederim.



Bir de yükseklik korkunuz yoksa Wengen Mannlichen Aerial Cableway rotasında ki teleferiği denemenizi tavsiye ederim. Ama dikkat çok yüksek !


Bu rotaya ek olarak bir de bizim gitmediğimiz bir yönden bahsetmek istiyorum. Lauterbrunnen’den araba ya da otobüsle dar dağ yollarından geçerek tipik bir İsviçre dağ köyü olan Isenfluh’a, oradan da nostaljik kırmızı teleferikle Sulwald’a çıkın. Manzara  harikaymış burada. Eiger, Jungfrau ve Mönch üçlüsünden Grindelwald vadisine, Schynige yaylasından Lauterbrunnen vadisinin derinliklerine kadar… Manzaraya doyabilirseniz kışın kızak, yazın scooter’la aşağı inebilirsiniz.

22 Temmuz 2018 Pazar

Lauterbrunnen Vadisi

                     İnterlaken'de kaldığımız için her gün buradan çıkış yaparak farklı yerleri geziyorduk. Bir gün de trenle yarım saat sürmeyen Lauterbrunnen kasabasına gittik. Aslında buraya birkaç kez gittik çünkü diğer gezmek istediğimiz köylere ya da kasabalara buradan gidiliyor. İnterlaken'den trenle ulaşım gidiş - dönüş kişi başı 15 frank. 
Lauterbrunnen dağların arasında kalmış bir vadide kurulmuş bir kasaba. Yaz kış 72 tane şelalenin aktığı, yazın yemyeşil, gelen turistlerin çokluğunun görüldüğü küçük bir yer. 


Şelalelerin en meşhuru olan Staubbach, Avrupa’nın da en yüksek şelalelerinden biri. Yaklaşık 300 m yükseklikten dökülen şelale, vadiyle aynı adı taşıyan Lauterbrunnen kasabasının hemen yanında. Merkezden buraya 5 dakikalık bir yürüyüşle varıyorsunuz. Şelalenin altına girmek için biraz tırmanmak gerekiyor.



Fotoğrafta görülen şelale zaten en çok fotoğraflanan şelale. Görüntüsü çok güzel, buraya giden yol da çok zevkli zaten. Etrafa baka baka gidiyorsunuz zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.


Şelaleye tırmanmadan önce bazı yerlerde bu kovalardan görüyorsunuz. Tahmin ettiğiniz gibi içinde ki batonları  isteyen alıp kullanabiliyor. 


Kayaların arkasına gizlenmiş olan Trümmelbach şelalesi ise tam bir doğa harikası. Saniyede 20 bin litre suyun aktığı şelaleye erişim, sadece yaz aylarında bir tünel asansörüyle sağlanıyor.



Lauterbrunnen  şelaleriyle olduğu kadar zengin doğal ve kültürel mirasıyla da biliniyor. Unesco Dünya Mirası listesindeki Jungfrau-Aletsch bölgesinde yer alan vadide gezi rotaları var.  Nerede nasıl gezeceğiniz size kalmış. Biz de daha çok bütçemize göre bir rota çizdik burada olduğumuz sürece.


                                   Bu vadinin bir de şöyle bir özelliği varmışJ. R. R. Tolkien, 1911 yılında yani henüz 19 yaşındayken, Avrupa Kıtasına yaptığı bir okul gezisi esnasında Interlaken kasabasından Lauterbrunnen Vadisine tırmanmış. Vadinin muhteşem manzarası çok daha sonraları ona, Elrond Yarıelf ve halkının yaşadığı Ayrık vadi‘yi kurgularken, konsepti belirlemede ve görsel bir model çıkarmada yardımcı olmuş. Ayrıca, Tolkien Ayrıkvadi‘den geçen nehrin adını Elfçe “Bruinen” koymuş, bu nehrin dilimizdeki karşılığı “Gürültülü su“dur. Lauterbrunnen ismi de Almancada aynı anlama gelmekteymiş.


Başka ilginç bir bilgi de şöyle;  
Lauterbrunnen, 1969’da çekilen On Her Majesty’s Secret Service adlı James Bond filmine de ev sahipliği yapmış. Bond’un da yer aldığı bir arabayla kovalamaca sahnesi bu vadide yer almış ve vadinin Schilthorn zirvesindeki Piz Gloria adlı restoran filmin kötü karakterlerinden Blofeld’in gizlenme yeri olarak kullanılmıştır.


                     Konaklama noktası olarak İnterlaken'i seçmemizin en önemli noktası fiyatlar oldu. Çünkü Lauterbrunnen de ki fiyatlar oldukça yüksekti. Seçenekte İnterlaken de daha fazla ve her keseye göre olanak var.



Bu bölgede çok fazla gezgin var. İnsanlar ya karavanlarıyla ya çadırlarıyla ya da bisikletleriyle buradalar. Her yöne giden, trekking yapan, bisiklet süren insan var. Önemli olan kendinize bir rota çizmeniz. Biz yarım günümüzü burada geçirdikten sonra çok yakın ve dağ treniyle gidilen Wengen köyüne gittik. Diğer postta da bu köyü anlatacağım.



                Lauterbrunnen nüfusu 3000' geçmiyormuş. Yaz ve kış gelen turistlerle bu katlanıyor tabi ki. Kasabanın en çok fotoğraflanan yerlerinden biri de bu kilise..


Lauterbrunnen kasabası aslında tam olarak gezilse bir gün de yetmez. Yakın tepelere doğru yapacağınız yürüyüşle saatler hızlıca geçecektir. Ama burası şelaleri ve dağlarıyla harika bir yer oldu bizim için..










    18 Temmuz 2018 Çarşamba

    Minik Bir Kasaba; ISELTWALD

                       İnterlaken'de  kaldığımız ilk gün biz de çok yakında bulunan İseltwald kasabasına gittik. Burası Brienz gölü kıyısında küçük bir balıkçı kasabası. Daha önce fotoğraflarını görüp gitmeliyim diye not almıştım. İnterlaken'e de yakın olunca yarım günümüzü buraya ayıralım dedik ve bindik trene. Tren İnterlaken Ost istasyonundan kalkıyor ve devamlı var. Ücreti 7 frank. Zaten yirmi dakikalık bir yolculuk ve zaman kaybetmeden kendinizi burada buluyorsunuz. 
                      İsviçre'nin tüm köyleri harika zaten. Burası da göl kıyısında olmanın ve sırtını dağlara vermenin avantajını yaşıyor. Çok insan olmayışı nedeniyle çok sakin. Biz yiyeceklerimiz sırtımızda tüm sokaklarında, yollarında gezdik dolaştık. Limanına yanaşan küçük vapurla gölün kıyısında ki diğer kasabalara da gidiliyor. Özlediğimiz sessizliği ve huzuru İsviçre seyahatimizde bulduk diyebilirim. Birbirinden harika kareler çektim. Şimdi yaslanın arkanıza ve güzel fotoğraflara bakın :)












    14 Temmuz 2018 Cumartesi

    İsviçre Alplerinde ( İnterlaken )

                      Bu yaz tatil planımızı Alp Dağlarında gezerek, trekking yaparak, tren ve teleferiklere binerek geçireceğimiz günlerin olduğu şekilde yaptık ve İsviçre İnterlaken bölgesine gittik. Uçak biletini aylar öncesinden araştırdık, Bern'e direkt uçuş olmadığından en yakın ya Basel ya da Zürih'e baktık ama üç kişi çok yüksek bir fiyat çıktı. Etrafa bakarken Milano'ya 3 kişi 2000 tl gidiş dönüş bilet bulduk. Yine aylar öncesinden Milano - Bern tren biletini üç kişi gidiş dönüş 107 euroya aldık. Milano'dan Bern'e tren yolculuğu 3 saat sürüyor. Bu seyahatimizde ne yazık ki büyük bir yanlışlık yaptık. Bern'e gitmemiz sonra tekrar İnterlaken'e dönmemiz hataydı. Çünkü Bern'de sadece 1 gece konaklayıp şehri hiç gezmeden sabah İnterlaken trenine binmiştik. Bu hem otel hem yol parası olarak bize büyük kayıp yaşattı hem de zaman olarak. Aslında Milano'dan Bern'e giden tren İnterlaken'e çok yakın Spiez kasabasından geçiyormuş. Burada inerek İnterlaken'e hemen geçebiliriz. Bunu orada anlayınca baya bir moralimiz bozuldu. Çünkü İsviçre'de otel ve ulaşım aşırı pahalı. Bunu göze alarak gitmekte fayda var. Gelelim bizim seyahata..
                Trene binerken kahvemizi, bretzeli aldık ve çıktık üç saatlik yolumuza. 


    Üç saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz zaten. Bir de turistler için avantajlı İsviçre içinde kullanılan Swiss Rail Card hakkında yazmak istiyorum. Daha önce ki İsviçre gezimizde bu kartı alıp kullanmıştık, verdiğimiz parayı fazla fazla çıkarmıştık. Bu gidişimiz de alsak mı almasak mı kararsız kaldık. 8 günlük alırsak adam başı büyükler için 3500 tl verecektik bu kadar çok parayı verip elimizde patlasın istemiyorduk. İyi ki de almamışız gezi bitince yaptığımız hesaplarda bu kadar çok para vermeye gerek kalmadığını gördük. Bu kartları 3-4-6-8 günlük alabiliyorsunuz. Tavsiyem bu bölgede hangi gün nereye nasıl gideceğini planlayıp yerlerin kendi sitelerinde ki bilet ücretlerinin bir bilançosunu çıkarmak ve hangisi karlı karar vermek. 
    Eğer almak isterseniz kart ücretleri Burada  ..
    Seyahatimizin konaklama noktası İnterlaken oldu. Zaten bir çok gezgin, turist böyle yapıyor. Gidilecek yerlere buradan ulaşım çok kolay. İnterlaken de kalacak otel baktığımızda fiyatların çok yüksek olduğunu gördük. Aylar öncesinden rezervasyon yapmakta fayda var, son günlerde büyük doluluk yaşanıyor ve geriye çok pahalı oteller kalıyor. Biz İnterlaken West istasyonuna yakın Chez Heidi Apartments  kaldık. 5 geceye 3 kişi 820 Frank verdik. Mutfaklı bir apart arıyorduk ve buradan memnun kaldık. İsviçre'de oteller, apartlar çok pahalı ama beklentiyi düşük tutun. Bir çok şey de eksiklik var. Biz buradan memnun kaldık ama birinci kattaki odaları verselerdi çok sıkıntı yaşardık diye düşünüyorum. 


    Sabahları kendi hazırladığımız kahvaltıyı akşamları da kendi yemeklerimizi yedik. Zaten giderken peynir, zeytin, makarna ne varsa götürdük ve çok faydasını gördük. Çünkü bir ekmek bile 10 tl  başka şeyleri siz düşünün. Kaldığımız otelde mikrodalga fırın, ekmek kızartma makinesi, tencere tava herşey mevcuttu.
    Kahvaltıdan sonra hergün farklı bir rotaya gittik. Bu rotayı zaten oradayken oluşturduk çünkü bilet fiyatlarına göre karar vermek en mantıklısı. Bugün yalnızca İnterlaken'i anlatmak istiyorum, diğer yerler sırayla. 
    İnterlaken 150 yıldır turizm yeriymiş.  İsviçre’nin tam orta bölümünde, Thun ve Brienz göllerinin arasına kurulmuş, Eiger, Mönch ve Jungfrau dağlarının eteklerinde harika bir kasaba. İnterlaken anlamı  göllerin arası demekmiş. 


    Şehrin orta yerinde büyük bir park var, buradan meşhur Jungfrau çok güzel gözüküyor. Jungfrau'ya tırmanmak için rotalar var, tren teleferik yapıp çıkıp bulutlar arasından Avrupanın en yüksek dağında oluyorsunuz bir anda. Jungfraujoch bölgesi, Top Of Europe zirvesi, Great Aletsch Glacier buzulu, dünyanın en yüksek tren istasyonu ve en yüksek tren yolu da burada.  Yazın bile buzullar içinde olduğundan yanınızda kalın birşeyler götürmek zorundasınız. Biz çıkmadık çünkü bir kişi neredeyse 1000 tl idi. 


    Aare nehri çok güzel, biz bu nehre yakın yerde Unterseen bölgesinde kaldığımız için her gün kenarından yürüdük. İnterlaken de West ve Ost olmak üzere iki tren istasyonu var. Köylere kasabalara giden istasyon Ost . Biz de hergün neredeyse 15 dakika bir yürümeyle buraya gidiyorduk. West'ten Ost'a trenle de gidebilirsiniz bu da 6 frank civarı. 


    Ortasından nehrin geçtiği kendisini iki gölün arasına yerleştirmiş, sırtını da 4400  mt küsür dağlara vermiş bir kasaba İnterlaken. Çok fazla turist, gezgin var. Özellikle arapların istilasına uğramış, Çinliler bile bunların yanında az kalmış. 6 gün oradaydık ama çevrede Türke rastlamadım. 





    İnterlaken merkezinde ki feniküler ile Harder Kulm tepesine çıkılıyor. Çıktığınız da manzara harika çünkü iki gölü yanyana bu noktadan görüyorsunuz. Mutlaka çıkmanızı tavsiye ediyorum çünkü görülmesi gereken yerlerden. Biz daha önceki Luzern gezimizde buraya gelip çıkmıştık o yüzden bu gelişimiz de tekrarlamadık.


    Şehir içinde bir çok turistlik mekan var. Bu mesela Heidi kıyafetleri giyip fotoğraf çektirebileceğiniz bir yer..




    Interlaken Zürih’e 92 km, Basel’e 100 km, Cenevre’ye 139 km, Milano’ya ise 170 km mesafede. 567 m yükseklikteki Interlaken’in çevresi kayak bölgelerinin yer aldığı dağlarla çevrili, Eiger 3970 m, Mönch 4099 m ve 4158 m yükseklikteki Jungfrau. Kışın kayakçılar trenle 2063 m yükseklikteki Kleıne Scheıdegg’e ulaşıp, kayak yapacakları pistlerin başlangıç noktasına çıkıyormuş. Kayak için Kleine Scheidegg’e kadar çıkılıyor, buradan aşağıya doğru hem Wengen’e, hem Grindelwald’e inen mavi pistler idealmiş.




    Şehrin ortasında ki parkta hem müthiş Jungfrau seyrediliyor hem de yamaç paraşütüyle atlayış yapanları. 


    Bizim otel İnterlaken Westte olunca her gün Ost'ta ki istasyona bu yoldan yürüdük. 


    Hediyelik eşyalarda en sevdiklerim ağaç işleri oldu. El işi bu ürünler büyük maharetlerle yapılmış ve çok kıymetli . Tabi ki yalnızca baktık, fiyatlar çok yüksek.



    Şehir içinde tarihi binalar..


    Biz Bern'den İnterlaken'e geldiğimiz gün gezdik bu şehri. Diğer günler sırasıyla yakın kasabalara gittik. Akşamları da tekrar otelimize dönüp dinleniyorduk çünkü her gün 20 bin adım atıyor, sabahları da saat 8 de kalkıp kahvaltıdan sonra yollara çıkıyorduk.
    Buraya gelişimizin ikinci günü yakında bulunan çok şirin bir kasabaya gittik, o da diğer yazıya..









    Kasımın İlk Cuması

                                ' 'Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksi...