Bakalım nasıl geçmiş şu yedi gün. Sevinç Çokum Rozalya Ana da diyor ya ;
''İnsan yeryüzünde nereye giderse gitsin, yanında bir parça gün ışığı, bir avuç yeşillik, kulağına çarpmış birkaç kahkahayı götürebilirdi'' diye. Ben de bloguma biraz
huzur getirip okuyanları gündelik kaostan koparmayı hedefliyorum.
Neler kalmış aklımda ve fotoğraf karelerinde..Had bir bakalım..
Cumartesi haftanın diğer günleri olduğu gibi hava ılık ve sakindi. Balkonda Azam Ali dinleyip sütü köpürtüp keskin bir kahve yapıp güzel saatler geçirdim.
Bu hava kaçmaz deyip atladık tabi ki bisiklete.
Arı olmak, karınca olmak veya gül olmak, ağaçlarda çiçek olmak, bir rüzgar esintisinde düşen elma olmak.
Ufuk olmak, ay olmak, şafak olmak...
Gün doğuşu olmak, gün batışı olmak.
Kuşluk olmak, ikindi olmak ve öğle olmak. Büyük öğle olmak. Sıcak yaz günlerinde eşyada gölgeyi kaçıran sıcak aydınlık olmak. Ve sonunda güneş olmak. Hayır! İnsan olmak. Aklın çetinliği içinde toprağa yakınken gökte nar bahçesi düzenleyen insanoğlu olmak.
Ufuk olmak, ay olmak, şafak olmak...
Gün doğuşu olmak, gün batışı olmak.
Kuşluk olmak, ikindi olmak ve öğle olmak. Büyük öğle olmak. Sıcak yaz günlerinde eşyada gölgeyi kaçıran sıcak aydınlık olmak. Ve sonunda güneş olmak. Hayır! İnsan olmak. Aklın çetinliği içinde toprağa yakınken gökte nar bahçesi düzenleyen insanoğlu olmak.
SEZAİ Karakoç Ruhun Dirilişi kitabından not etmişim..
Okulda bazı zamanlar gözüme öyle kareler takılıyor ki nedensiz mutlu oluyorum..
Çocuklarla elbirliği ile ilk kekimizi yaptık. Ne zaman pişecek, ben çok acıktım, kokusu çok güzel cümlelerini inanın yüz kez dinleyip geçirdiğim kekin pişme süresi bitince büyük bir alkış koptu..
Okul çıkışı köyde gezme saati. Kabaklar da evlerin bahçesinde boy boy varsa çocuklarla bir anı fotoğrafı çekeriz tabi..
Annemin yeni yaşını güllerle kutladım..
Sonra da beraber alışveriş yaptık çılgınca..
Hafta içi köyde gezmeye çıktığımda yaşlı bir teyzeyle tanıştık.Fazla anlaşamadık, boşnakça konuşuyordu ve ben az anlıyorum ne yazık ki. Boşnakların çiçek sevgisi meşhurdur, onun cam önü güzellerine bir bakın..
Bahçeden toplanan turuncu domatesler eşliğinde kahveler içildi.
Bizim kızlardan biri glutensiz yaşama başladı. Bize yaptığı sağlıklı yiyeceklerle tam not aldı. Keksiz pastasız yaşamak istemiyorum. Çok önemli bir hastalık olmadıkça böyle bir diyette yapamam ama onun şekersiz brovnisi, siyez unlu poğaçası, fırında pişmiş fallafeli öyle lezzetliydi ki anlatamam.
Tabi bir de dostlarla yenen içilen her şey yararlı bence. Mutlaka güzel bir arkadaş grubunuz olmalı, hafta da bir gün en azından bir araya gelmeli, sohbet edip gülmeli, güzel zaman geçirmeli.
Kendi açımdan harika bir hafta geçti. Her ne kadar sonbahar ayını çok sevsem de yoğun bir yorgunluk ve bitkinlik beraberimde oluyor. Yine de pozitif düşünmeyi, huzuru getirecek etkinliler yapmayı ihmal etmiyorum.
Herkesin güzel, mutlu ve keyifli hafta sonu geçirmesi dileğiyle...