Bir taraftan da öyle moralim bozuk ki. Yazın gezdik dolaştık, ülkenin sorunlarından aldatıcı bir mutlulukla koptuk ama bir anda üzerime yığıldı her şey sanki. En son şu yaşadığımız küçücük kasabada bir genç kıza esnaftanda olan 11 erkek tecavüz etmiş, bunlarla alışverişte sokakta karşılaştık büyük ihtimalle,adam yerine koyup selam verdik . Öyle nefret doluyum ki, güzel şeylerden bahsedesim yok. Bu olay burada ilk değil, yurdun her yerinde oluyor ve çoğalıyor.
Böyle çirkin bir dünya da yazarın insanı sevmekle başlayacak her güzel şey dediğini hatırlıyorum ve ne kadar zorlasam da kendimi,insanları sevemiyorum artık. Neredeyse toplumdan kopma noktasındayım, kızım yüzünden bir çok gereksiz insanla muhatabım ne yazık ki ve hala çalıştığım içinde bu böyle. Az kaldı diyorum, emekli olursam çevremi iyice daraltacağım.
Yine de doğa ve çocuklarla hayata tutunmam kolaylaşıyor, bir çok şeyi unutuyorum. Masmavi gök altında sararmış ağaçlar altında yürümek ne de güzel..
Güz yaklaştı iyice, hava gündüz oldukça sıcak hala ama artık geceleri battaniyeleri çıkardık. Sosyal medyada 1 eylül itibariyle sonbahar fotoğrafları uçuşmaya başladı ama bence 1 ekimden önce gelmiyor hazan mevsimi. Ekim hatta kasım gerçek sonbahar ayı. Artık bu moda girebiliriz.
Bu hafta nasıl geçti, gelin şöyle bir bakalım..
Sevgili öğrencilerimle kaktüsler ektik..
Ektiğimiz kaktüsleri cam önüne dizdik..
Sınıfımıza sonbahar köşesi hazırladık..
Kabak sever öğretmenleri olunca gelen hediyeler de böyle oluyor..
Okul sonrası köyde gezerken ..
Thomas Bernhard'ın otobiyografik seri kitabının ilk kitabını alamamıştım.Serinin diğer 4 kitabını yazarı çok sevdiğimden bir solukta okumuştum. İlk kitabı da bu hafta okudum. Yine çok etkileyiciydi.
Arkadaşlarla deniz kenarında oturup sohbet ettik..
Hava güzel, çay güzel, manzara güzel...
Şimdi tek tek yazınca ne güzel şeyler yaşamışım diyorum. Fazlasını istemiyorum yalnızca iyi ve güzel insanlarla yaşamak istiyorum . Kötü haberleri duymak istemiyorum, kendi pembe dünyamda huzurlu olmaktan başka derdim yok.
Yeni bir ay başladı, hepimize iyilik getirmesi dileğiyle..
Hayırlı cumalar..
Öğrencileriniz ne şanslı.Güz köşeniz harika olmuş... Ah o kötü haberler :((
YanıtlaSilİnsan sosyal hayatında istemediği insanlarla iletişim kurmak zorunda kalıyor maalesef. Bu yüzden emeklilik hayalinize sonuna kadar katılıyorum. Ben de geçen hafta kaktüslerimi bir saksıya diktim. Üç ayrı minik saksıdaydılar. Artık yan yanalar.
YanıtlaSilEn sevdiğim mevsim sonbahar. Hak görme kültürü her yanımıza işlemiş, istenmeyen durumlardan kurtulmak için en iyi yöntem, doğru eğitim ve cezalandırma sistemi ve caydırcı politikalar.
YanıtlaSilÇevreyi daraltma isteğinizi çok iyi anlıyorum. "Bu olay burada ilk değil, yurdun her yerinde oluyor ve çoğalıyor" yazmışsınız ya... İnanın içime oturdu bu sözler.
YanıtlaSilÇok güzel ve doğa dolu kareler, o minnak öğrencileri ise kucaklayıp kucaklayıp öpesim var :)
YanıtlaSilKüçük yerlerde ahlakın halen var olduğunu düşünenlerdendim, hep büyük şehirlerden bir gün kaçacağım, herkesin birbirini tanıdığı, komşuma çocuğumu emanet edeceğim yerlerin hayalimdeydim. Çok üzüldüm yazdığınıza. O minik kız içimde yara açtı resmen, Allah yardımcısı olsun, yaraları sarılsın tez zamanda.
YanıtlaSilSonbahar köşeniz nasıl tatlı, renkler harika olmuş, minik ellerin dokunuşları var üzerlerinde :)