Chur kentinde kalmanın en güzel taraflarından biri buradan 17 km uzaklıktaki Heidi'nin gerçek kasabası olan Maienfeld 'e gitmekti. Maienfeld İsviçre'de yaklaşık 2.000 nüfuslu ve Alplerin arasına sıkışmış küçücük bir yer..Heidi'nin evi ise dar bir yoldan sadece yürüyerek gidilebilecek bir mesafede. Chur'dan kalkan trenle kısa sürede burada olduk. Garın hemen yanında tabelalarda Heidi Evine götürecek otobüs tarifesi var. Haftasonları otobüs işlemiyor. Bizde gittiğimizde cumartesiydi ve otobüs olmayınca başldık yürümeye..
Yol üzerinde levhalar size ne kadar mesafe kaldığını söylüyor. Yol uzun ve dağa doğru tırmanışlı. Ama sözkonusu Alp dağları olunca yol çok zevkli.
İlk önce şehir içinden geçiyorsunuz. Tabi ki bol bol bahçeli evler var. Etrafta ki heykeller, bahçe süsleri o kadar güzel ki bir sağa bir sola başımızı döndürmekten yorulduk asıl.
Sonra şehirden ve evlerden yavaş yavaş uzaklaşıyorsunuz. Yerini üzüm bağları alıyor. Karşınızda da Alpler. Öyle değişik bir his ki, sanki bu güzel doğanın içinde olan siz değilsiniz.
Dönen, kıvrılan yollar, yemyeşil tarlalar, esen hafif rüzgar gerçekten bizi Heidi varmışta onun kulubesine gidiyormuşuz gibi hayale soktu. Etrafta bizim gibi yürüyen bir kaç turist daha vardı.
İşte tekrar levhalar görüldü, yanlış yolda değiliz :)
Ve beklenen! İşte Heidi Evi. Temsili de olsa tuhaf oluyorum. Çünkü küçükken 6 kez okuyup hakkında hayaller kurduğum köye gelmiştim. Hayallerimdekine uymuyordu tabi ki , yine de görünce çok mutlu oldum. Bir çok dillere çevrilen, çocuk kitlesi yıldan yıla artan hayali bir kahraman sözkonusu.
İçini gezmek istiyorsanız sanırım 8 euro idi. Temsili eşyalar konmuş, küçük masalar ve sandalyeler, mutfak araç gereçleri..
Sonra bahçesine çıkıp çevreyi gezdik. Birde bahçesi vardı içinde keçileri olan. Onlara da gelenler yemek veriyordu. Fotoğraf çektiriyordu. Tabi her turistlik yer gibi burada da işi ticarete çevirmişler, çeşit çeşit hediyelikler satmaya başlamışlardı.
Böylesine güzel ve huzurlu bir yerden ayrılmak çok zor geldi. Dönüşte çimenlerde piknik yaptık, farklı bir yoldan gidelim dedik, yolumuzu kaybettik ve daha da uzattık. O gün çok yorulduk ama herşeye değdi. Şimdi bile fotoğraflara bakınca orayı özlüyorum..