Geçen hafta kaçamak bir gezi yaptık Barselona'ya. Hava çok güzeldi, şehir güzeldi, yolculuk güzeldi .
Daha ne ister insan. Uçaktan inişten itibaren ayrıntılı anlatmaya çalışacağım ilgilenenler için. Çünkü turla bir yolculuk değildi bu . Böyle yazılar çok yararlı oluyor araştıranlar için, biliyorum. Uçaktan iner inmez terminal çıkışında
Aerobus denen otobüslerle şehir merkezine rahatlıkla geliyorsunuz. Kişi başı 6 euro. Daha önce kalacağımız otelden nasıl otele ulaşacağımıza dair bilgi istemiştik zaten. Onların bilgisi doğrultusunda metro bileti aldık 3 günlük. Eğer az kalacaksanız metro bileti almayın. 2 günlük şehir turu otobüslerinden bilet alın. Tüm gezilecek yerleri gezdiriyor, istediğiniz durakta inip dilediğiniz gibi gezersiniz. Fazla kaybolma şansınız da yok merak etmeyin. Herkes akın akın geziyor, takılın peşlerine yeter.
Akdeniz'in Cenova ve Marsilya'dan sonraki üçüncü, dünyanın turizmdeki ikinci büyük liman şehridir Barselona. Barcelonalılar kendilerini önce Katalan olarak tanımlıyor. Bayrakları, mutfakları ve dilleri farklıdır. Heryerde İspanya değilde Katalan bayrakları asılıydı zaten.
Barselona’nın en güzel caddelerinden La Rambla da gezmek yapılacak işlerin başında geliyor.
Cadde trafiğe kapalı ve çok kalabalık. Üzerinde kafeler, sokak sanatçıları, hediyelik eşya
satan dükkanlar var. Caddenin bir ucu Barcelona limanına diğer ucu Catalunya Meydanına çıkyıor.
Ulaşım için L3 yeşil hat - caddenin başı için Catalunya durağı, caddenin ortası için Liceu durağı. Bu güzel caddenin sonunda sırasıyla 1881 yılında yapılan Kristof Kolomb anıtı (Mirador de Colom), Maremagnum alışveriş ve eğlence merkezi ve Akvaryum (giriş ücreti 15€) bulunuyor. Maremagnum'u sağınıza alarak yoldan düz devam edince birkaç yüz metre ilerde Port Vell marina ve Barceloneta plajını göreceksiniz..
Biz Kristof Kolomb anıtının önünden kalkan gezi tekneleri ile küçük bir gezi yaptık. Şehri biraz da
olsa denizden seyretmiş olduk.
İlk müze gezimizi Miro Müzesinden yaptık. Bahçeler içinde kurulmuş ve şehri yukarıdan izlemekte olan müze ve çevresini gezmak için zaten bir gün gerekiyor. Modernist akımın üyesi olan Miro'nun müzedeki en etkileyici eseri İç Savaş sırasında gerçekleştirdiği siyah-beyaz Barcelona serisidir. Sanatçının genellikle kuş ya da kadın şeklinde tasvir ettiği heykelleri tüm şehri süslemekte.
Müze çevresindeki parklarda gezmek, zaman geçirmek çok güzeldi. Buradan bilmediğimiz bir otobüse binerek yorgunluğumuzu giderelim dedik. Şehrin başka bir köşesinde indik. Ama bilmediğiniz
yerleri gezmek, keşfetmekte çok eğlenceli. Sonuçta metroya yakın bir durakta inip istediğiniz yere gidiyorsunuz.
Dağlar ve deniz arasında sıkışmış bir düzlükte kurulan Montjuick Tepesi Barcelona halkı için çok anlamlıymış. Gaudi'nin ‘‘Tanrı’ya meydan okunmaz’’ tavsiyesine uyularak inşa edilen modern binaların hiçbirinin bu yüksekliği aşmasına izin verilmemektedir. Katalanlığın sembolü sayılan birçok bina Montjuick Tepesi'nin eteklerine yapılmış.
Gaudi'nin tasarım harikası eseri Park Güell (pasta evler) ve içerisindeki Gaudi müzesi var. 1900-1914 tarihleri arasında, varlıklı kişilerin oturması için yapılan bu evler daha sonra park olarak kullanılmaya başlanmış. Rengarenk kırık porselen parçalarının biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş. Barselona'nın simgelerinden biri olan mozaikten yapılmış kertenkeleyi de görebilirsiniz.
Buraya gitmek için L3 yeşil hat - Valcarca metro durağında inip 15-20 dakika yürümek gerekiyor.
La Sagrada Familia. 1926 yılında ölen Gaudi'nin eseridir. Kendisi öldükten sonra, inşaatı halen halktan toplanan paralarla devam etmektedir. Ulaşım için L5 mavi hat - Sagrada Familia durağı.
Biz gece de görmek için tekrar gittik. İçeriye girmek için uzun kuyruklar var. Yanılmıyorsam 15 euro gibi giriş ücreti veriyorsunuz.
Şehre damgasını vurmuş bir ünlü de Picasso. Barselonada ki Picasso Müzesi gezdiklerimiz
arasında. Özellikle Avinyo 36 caddesinin önemi üzerinde durmalıyım. Bu cadde Picasso'nun bohem hayatında önemlidir. Avignonlu Kızlar tablosu, bu caddede görüştüğü hafifmeşrep kızlar üzerine..
Müzeler, kiliseler gezdik. Sokak aralarında dükkanlar keşfettik. Bol bol oturduk, güneşin keyfini çıkardık. Mağazalarda gezdik. Dükkanlar çok güzel.
Grafittiler keşfettik yine. Bol bol fotoğraf çektik.
Deniz kenarına gittik. Kumsalda yürüdük. Hava güzel olmasına rağmen çok rüzgarlıydı. Bu da üşümenize neden oluyordu. Millet üşümüyor ama çoğunluk güneşleniyordu. Bu bölgeye Barceloneta deniyor. Barselona'nın halk plajının bulunduğu bölgedir. La Rambla'dan aşağıya yürüyerek sırasıyla Colomb Anıtı, Maremagnum alışveriş merkezi ve Portvell'i (marina) geçerek yaklaşık 15 dakika içerisinde buraya varabilirsiniz.
Passeig de Gracia caddesi ve bu cadde üzerindeki Gaudi'nin muhteşem eserleri var. Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan 1906 yılı yapımı Casa Batlló ve 1910 yılı yapımı Casa Milà . Bu caddeye Katalonya Meydanından yukarıya doğru dümdüz yürümek suretiyle 10 dakika içinde ulaşılabilir. Yürümek istemeyenler için ulaşım: L3 yeşil hat ve L4 sarı hat - Passeig de Gracia durağı.
Aslında daha çok yazıp fotoğraf yükleyecektim ama böyle oluyor sıkılıyorum. Şimdilik bu kadar .
Buradan güzel bir şarkıyla bitirmek istiyorum .
.