Yapmayı sevdiklerim başında sahile gitmek geliyor. Tıka basa dolmuş çay bahçelerinde oturmayı sevmiyorum artık. Bu yüzden ya yalnız başıma bir bankta oturmayı ya da arkadaşlarımla her buluşmamızı bahçemde yapmayı seviyorum. Hayaller biter mi? İnsanoğlu elinde ki ne olursa olsun yine de düşlemeyi seviyor işte. Benim de emeklilik hayalim var. Kısmen yapacağıma inandığım.
Rilke'nin Malte Laurids Brigge'nin Notları 'nda anlattığı , Francis Jammes'in evini düşünürüm her zaman. Şöyle tarif eder evi, hayallerimde ki bir kesittir bu ev ve her okuyuşta içimi ısıtır ;
'' Sadece bir odacık isterdim ( çatı arasındaki aydınlık odayı ). Orada eski eşyalarımla , aile resimleriyle ve kitaplarla yaşardım. Ve bir koltuğum olurdu ve çiçekler ve köpekler ve taşlı yollar için kalın bir baston. Ve bir başka hiçbirşey. Yalnız fildişi renginde , sarımtırak deri ciltli, ilk sayfasında çiçekli eski bir resim bulunan bir defter; bu deftere yazardım. Çok şey yazardım, çünkü aklıma çok şey gelirdi ve pek çoklarına ait hatıralarım olurdu.''
Bu basit hayali hep Avrupanın herhangi bir ortaçağ kasabasında düşlerim. Yapacağıma da inanıyorum. En azından bir kaç aylığına çatı katında bir ev kiralayarak elimde bastonla bu kasabanın eski taş yollarında gezindiğim günler yaşayacağımı düşlüyorum. Diğer birkaç ayda karavanla dolaştığımızı, kışın şimdi yaşadığımız eve geldiğimizi, sonra tekrar çatı katında bir ev kiraladığımızı, sonra tekrar bu bankta oturacağımızı hayal ediyorum.
Hayaller demişken bir de şuna da inanırım. Allah gerçekleşmeyecek hayaller kurdurmazmış insana :)