Bu hafta bizim için oldukça heyecanlı, stresli, mutlu, hayal kırıklığı duygu karmaşasını yaşadığımız hatta bu durumun sürdüğü bir zaman oldu. Zaten bu yazdan hiç bir şey anlamadık, hiç tatil,seyahat, gezi planları yapamadığımız bir dönem oldu. İlk önce benim emekli olma maceram, sonra olamamam, eşimin mecburi emekli edilişi, benim dilekçemi geri çekmem ve tüm psikolojimin alt üst oluşu..
Allah sağlık versin tabi ki bunlar gelip geçici şeyler. Şu zaman diliminde çok sıkışık ve bunalmış hissediyorum kendimi. Ama sabır diyorum, hiç bir şey aynı çizgi de ilerlemiyor hayatta inişler çıkışlar çok. Yavaş yavaş düzene girecektir her şey.
Şu sıralar duygularımızın tavan yaptığı diğer olay üniversite sonuçları. Kızım geçen seneden sonra tekrar sınava girip kendi rekorunu kırmıştı. Biz de aldığı puana göre tercihler yaptık istekleri doğrultusunda. İzmir, Ankara, Sakarya, Eskişehir ve hiçte istemediğim İstanbul. Vee çıkan tercih İstanbul! Ne diyeyim kader ağlarını örüyor herhalde. Gerçi İstanbul'da tek üniversite yazmıştık Türk Alman Üniversitesi (devlet üniversitesi bu arada özel sanılmasın) işte o da tuttu. Bu üniversiteyi aslında çok da istedik imkanları doğrultusunda, dil öğretimi,iş imkanları vb.. İşte hayallerimiz gerçek oldu, umarım dili almanca olmadığı halde kolayca okur. Bizi üzen nokta okulun Beykoz'da olması -ki bu en güzel tarafı İstanbul'un keşmekeşinden uzak. Ama okulun kız yurdunun çok kısıtlı olması. Etrafta fazla yurt olanağının olmaması. Daha ilk yıldan tanımadığı insanlarla eve çıkmasını da istemiyoruz. Okul yurduna başvuracağız ama çıkmazsa her şey daha da zorlaşacak..
Bakalım haftaya başvurular olup sonuçlar açıklanacak galiba ama bunları hep düşünme yoğun strese soktu bizi. Eşimle gece uyanıp saatlerce yatakta dönüp duruyoruz. Büyük ihtimalle çocuğu öğrenci olan herkesin yaşadığı şeyler bunlar.
Dün eşimle biraz hava alalım diye sabah 9 da bisiklete binip sahil boyunca gittik. Sabah erken olunca masalar boştu, hava mis gibi, poyraz sert esiyordu ama bu bile öyle iyi geldi ki bize. Öğlene doğru iyice bunaltan havaların tadı sadece sabah erken saatlerde ya da akşam ezanından sonra çıkıyor.
Sonrasında kasabamızın halk plajına gelerek bir ağaç gölgesi bulup oturduk. Sabahtan hazırladığım peynir,zeytin, domates, salatalık vb ve termos çayımızla kahvaltımızı yaptık. Denize girenler dalgalara rağmen vardı, çoluk çocuk onları izlemek eğlenceliydi.
24 Ağustos eşimin doğum günü. Hatta bu ayda eşimin babasının da doğum günü oluyordu. Geçen yaz hep beraber kutlamışız ama şimdi ne kayınvalidem var ne dedemiz. Bu ay daha bir burukluk var. Eşimin doğum gününü de bağda yakın arkadaşlarımızı çağırarak kutladık.