Mutlu, umutlu ve hayırla dolu güzel cumalara eriştik ne güzel.Biraz serin biraz sıcak, biraz bulutlu biraz rüzgarlı ve bolca sarı, turuncu sonbahar mevsimine adım adım girmeye başladık. Ne güzel bir ülke de , bir yarım kürede yaşıyoruz ki, dört mevsimi tüm yıl boyunca görüyoruz. Eylülde biterken artık yaz modundan çıkıyoruz yavaş yavaş. Bizim gibi okullara giden, yoğun enerji yuvalarıları bu eğitim yerlerine adapte oluşumuz pandemi sonrasında çok da kolay olmasa da gerçekleşiyor. İnsanoğlu işte neler görmüyor, nelere alışmıyor. Bakalım bu kış dönemi nasıl geçecek?
Geçen pazar günü özlediğim pastalarıma kavuştum. Artık kek sezonunu da açmış bulunuyorum. Yaz bitmek üzeriyken orman meyveleriyle yaz pastası yapayım dedim.
Güzel instagram arkadaşlarımdan Sonat ile bir buluşmamız hatta yüz yüze tanışmamız oldu pazartesi günü. Yaşadığım kasaba da meğer çocukluluğunun yazları geçmiş. Ankara'da yaşıyor ve bu yaz emekli olmuş banka sektöründen. Şimdi bir kaç ay kalmak üzere buraya gelmiş annesiyle. Bizim buraların tadını çıkarıyor bir kaç aydır. Buluşmamızda sanki yıllardır tanışıyor gibiydi, okul sonrası saatlerim öyle keyifli geçti ki.
Pazar günü hava harikaydı. Pasta da yapıldıysa hadi bahçeye inelim dedik eşimle. Kahvelerimizi de alıp uzun uzun oturduk .
Facebook'u fazla kullanmasam da fotoğraf yüklemeyi seviyorum. Çünkü tarihte bugün diye karşıma çıkan süprizleri çok seviyorum. Mesela tam 8 yıl önce eylülün bu zamanlarında biz İtalya'daymışız. Ve Pelin ne kadar küçükmüş..
O yaşlarda beni taklit etmeyi çok severdi. Ben fular vb. takmayı severim , orada takınca o da aldırmıştı kendine. Baksanıza havalara, Milano'da küçük bir hanfendi :)
Bir de şimdi görseniz, elinden telefon düşmüyor, devamlı babasının büyük tişörtlerini giyiyor, hep aynı gri , siyah pantolonlarla geziyor. Ergenlik tam gaz devam!
O görmeden okula giderken çektim sabahın 8'inde. Aslında her yıl yeni sınıfına başlangıç günü okul pozu çekiyordum ama 3 yıldır kesinlikle çektirmedi.
Sabahları okula geldiğimde farklı bir aleme geçmiş gibi oluyorum.
Zaman varsa biraz etrafta geziyorum. Hele havanın yağmurlu olduğu günler öyle güzel oluyor ki köy. Sessizlik her yeri sarmış , kimselerin olmadığı sokaklar, hayvanlar ahırlarında.
İyi ki burada öğretmenim diye şükrediyorum. Çünkü şehrin kaosundan kaçışı sağlıyor bu bana.
Sınıfımıza da sonbaharı getirdik bu dönemde. Her sene yaptığımız köşemizi yeni çocuklarla oluşturuyoruz. Aslında çok şanslılar çünkü baya yüksek fiyatlar ödeyerek yaşıtları şehirlerde orman okullarına gidiyorlar ama ben köyde bunu bedavadan yapıyorum. Sınıfımızda hiç ücret alınmıyor.
Bu hafta içi herkes sonbahar kutusu hazırlayarak okula getirdi. Neler topladıklarını anlattılar, getirilenleri inceledik. Sonra da köşemize koyduk.
Okulumuz tek katlı. Bizim sınıfa giriş okulun sağ tarafından. Anasınıfına girilen kapının karşısına ceviz ağacı ekmiştik 4-5 sene önce. Şimdi öyle büyüdü ki. Gölgesinde yazın oturuyoruz, şimdi de cevizlerini topladık.
Ah canım anacığım! Bakış açısı, gönlü, ruhu öyle temizdir ki. Tüm yaşamı boyunca hep verici olmuştur herkese karşı. Çok da estetik yaşam sürmüştür ev içi olsun ev dışı olsun. İnstagrama koyduğu fotoğrafları görseniz , hep umut verir insana.
Penceresinden gün batımını çekmiş geçen gün. Sonra da sabah namazına kalkınca gökyüzünü çekmiş koymuş o saatte instagrama :)
Okul sonrası eve geldiğimde etrafı toparlayıp hemen yemeği de ocağa koyup en sevdiğim işlere geçiyorum. Bunlardan biri dergilere bakıp, örgü ya da nakış yapmak.
Beni dinlendiren işleri çok seviyorum.
Kısmet olursa bu yapıp biriktirdiğim işleri de ileri de satacağım. Hatta emekli olursam yapacağım işi buldum. Yüncü olacağım :)
Gerçekten bunu istiyorum, yün dükkanı açıp hobi köşesi oluşturup orada zamanıgeçireceğim. Ha bu dükkana da köyde ki evimden gelip gideceğim :)
Hayallerimizin gerçekleşmesi dileğiyle hayırlı cumalar dilerim !