30 Mart 2022 Çarşamba
Çaresizlik Üzerine
25 Mart 2022 Cuma
Merhaba Cuma !
18 Mart 2022 Cuma
Cuma Gelmiş
Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah`tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
(Mâide, 5/8)
Herkese mutlu ve huzurlu hafta sonu dileklerimle!
11 Mart 2022 Cuma
Cuma Gelmiş
Mart ayını ortalarken yeni bir hafta sonuna daha ulaştık çok şükür sağsalim. Dünya hep böyle karmaşık mıydı yoksa biz mi büyüdük bilmiyorum ama artık her şey ağır geliyor. Geçenlerde bir yerlerde insanın sadece gençlik yıllarında mutlu olabileceğini okudum. Şöyle bir düşününce lise ve üniversite yıllarında da bir çok acı yaşandığını görüyorum dünya da. Özellikle üniversiteye giderken körfez savaşı çıkmıştı, yurdun televizyonunda film seyreder gibi seyretmiştik günlerce. Avrupanın göbeğinde boşnaklar katledildi o yıllar, ben de boşnak olmama rağmen hiç etkilenmemiştim. Şimdi kızıma bakıyorum da olanlardan bihaber.
Belki de dünya böyle devri daim ediyor Yapacak bir şey yok. Gün geçtikçe ağırlaşan hayat şartlarına inat , insan hep umutla yaşamak zorunda.
Geçen cuma eve gelirken pazara geçip uzun bir aradan sonra kendime çiçek aldım. Özellikle kasabamıza nergis çiçeğinin gelmesini bekliyordum . Nihayet köylü pazarına ilk nergisler gelmiş.
7 Mart 2022 Pazartesi
Yazma Güdüsü
Okuma ve yazmayı sevme doğuştan gelen, zamanla çoğalan ve gelişen, hiç bir zaman dinmeyen bir istek ya da özellik. Evimizde bana model oluşturacak biri yoktu okumayı sevmemde. İlkokuldan itibaren ne bulduysam okudum, genelde fazla da bulamıyordum. Sınıf kitaplığını oluşturan camlı dolapta ki bir kaç sıra olan kitapları tekrar tekrar baştan okuyordum. Ne kadar istesem de babam yalnızca bir kitap ( Gülten Dayıoğlu ) hediye etmişti çocukluk yıllarımda. Akranlarımla mahallede oynarken bazen yerde bir gazete vb. parçası bulup elime alıp okuduğumu hatırlıyorum. Öyle bir tutkuydu işte bu. Yoksa hangi çocuk oyunu bırakır ve böyle bir şey yapar? Okuma güdüsü kuvvetli şekilde vardı içimde, bunu doyurmak hala mümkün olmadı.
Yazmayı çok sevmedim, sadece günlük tuttum bazı dönemler. Yazmanın da aynı okuma aşkı gibi içten gelen, gerçekleşmediği sürece insanı rahatsız eden bir şey olduğuna inanıyorum. Tove Dıtlevsen'in Çocukluk ve Gençlik kitaplarını bitirdim dün. Yazarı merak ederek araştırdım internette. Yaşam öyküsünü okuduğumda yalnızlık ve sevgisizlik ile büyüyen yazarı ilk olarak fiziken merak ettim. Gençlik ve orta yaşlı hallerine baktım uzun uzun. Nedense çok üzüldüm, çünkü 4 çocuğu olmasına, her fotoğrafında gülümsemesine rağmen çocukluğunda yerleşen acının tüm ömrü boyunca sürdüğünü düşündüm. Çünkü sonunda psikolojik hastalıklardan, bağımlılıktan kurtulamamış ve intiharı seçmişti.
Foto buradan
İlginçtir ki acısını, sevgisizliğini, yaralarını saran sadece yazma eylemi olmuş. Şiir yazmak.. Kuvvetli bir güdü olarak çocukken başlamış ve hayatına şekil vermiş.
Yazma dürtüsü böylesine kötü bir aile ortamında nasıl filizlenir eğer bu güdü olmasaydı? Şiir yazmanın kadın işi olmadığını söyleyen babayla bir kız olarak tek derdinin zengin bir koca bulmak olması gerektiğini savunan anneye rağmen içinde yazma eylemi günden güne çoğalan Tove Ditlevsen. Olumsuz hayat şartlarına rağmen bu isteği hiç sönmemiş. İnsan bir şeyi çok istedi mi dünyada ki yollar ona açılıyor. 18 yaşında karşılaştığı bir erkeğe öylesine sorduğu '' Sence şiirleri mi yayınlayabileceğim mi? '' ile bir editörün adresini vermesiyle bu yola giriyor, dünyada en sevdiği şeyi yapıyor böylece.
Yazmak ve okumak arzusu bir insana verilen en büyük lütuf bence. Beni etkileyen hayatıyla Tove Ditlevsenin arkadaşıyla gittiği orta yaşlı , yalnız yaşayan Bay Krogh'nun evinde ki kitapları gördüğü zaman ki duygularını çok iyi anlıyorum. Bu mutluluğu ancak bilen bilir.
Yazma işi aynı zamanda sancılıdır. Belki de içinde bulunduğu olumsuz şartlar onu besledi. Gün geçtikçe çoğalan yazma duygusunu bir türlü yola sokamayan Tove Ditlevsen'in iyi yazabilmesini çok sevdiğim yazar Thomas Bernhard 'ın şu sözünde bulurum ;
'' Galiba hayatında herkes bir yerlerden bir tekme ama okkalı bir tekme yemeli.''
Erken yaşlarda hayattan yediği tekmelerle bu güdüsünün peşinde oldu yıllarca. Ama bir çok bu güdüye sahip olanlar gibi o da mutsuz oldu.
4 Mart 2022 Cuma
Bugün Cuma!
Cuma Geldi
Merhaba cumaseverler! Merhaba dört gözle haftasonu tatilini bekleyen emekçi kardeşlerim! Şaka bir yana hızlıca geçen günler sonunda cuma gel...
-
Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...
-
Güzel kasabamızdan merhaba! Geçen gün kasabamıza ait bu fotoğrafı görünce kaydettim sizlerle paylaş...