Vay be! Bir yılı daha bitirdik. Sayılara baktığımda 2-0-2-1 Allahım diyorum bir zamanlar okulda ki yoklama defterlerine 1999-2004-2010 falan yazıyordum. Okullar açık olup yazmaya başlasaydık ne garip gelecekti bu rakamlar. Rakamların her yıl çoğalmasından mıdır yoksa bu kadar çabuk değişmesinden midir bir tuhaf hissediyorum. Bir tür yabancılaşma yaşıyorum sürüp giden hayata karşı.
Herkes dileklerde bulunuyor tabi olarak; oldukça zor bir yıl geçirdik. Ölümlerin çokluğu, insanın bunca gelişmişliğe rağmen aciz hale düşmesi, belirsizliğin en koyu haliyle sürmesi endişemizi sürdürüyor. Ama hiç bir şey sürekli değildir , bu da sona erecektir. Beklemesini, yapılması gerekenleri yapmayı bilmeliyiz. Kemal Sayar'ın kitabını okuyorum bu hafta. Gerçekten farkındalık yaratacak bir kitap.
''Ömürle birlikte düşünceler, duygular, duyumlar da akıp gidiyor. İnsan bütün bunların toplamından ibaret değil. Biz onlardan geriye kal’anız. Hayatın ve dünyanın şahitleriyiz. Kendi duygularımızın, düşüncelerimizin, hissedişlerimizin şahidi. Sonra çekilir ömür, geride bir tortu kalır. Biz, yaşadığımız günlerden geriye kalanız. Koca kâinatta bir zerre, o ki içinde koca bir kâinatı taşır. Bir derde müptela olmamış kişiye anlatamazsin derdini. Dert meyhanesinde başka sarhoşlar bulmalısın. “Benim içimdeki sızıyı başkasıyla mukayese etme. Başkası tuzu elinde tutuyor. Hâlbuki tuz benim yarama ekilmiştir.” diyor Hafız. Tuzu yarasinda hissedenlerle düş kalk sen. Yeter ki bir derdin olsun. Derdin ile başın hoş olsun.'' diyor yazar kitabında.
Kitabı hala okumaktayım, sindire sindire okumak istiyorum acele etmeden. Ondan önce Blog arkadaşlarımdan Zeynep'in hediye ettiği bir klasiği okudum bu hafta içi.
Hafta içi yapraklarını tamamiyle kaybetmiş ağaçların parkta yürüdüm. Yağmur bekleniyordu ama çok az yağdı. Yine sakin ve ılıman bir hafta geçirdik. Aralık sonu gelmesine rağmen böyle olması aslında üzüntü yaratıyor.
Denize sıfır ağacımı da görmeye gittim bu hafta içi. O da sessiz sedasız ve çıplak duruyordu.
Deniz boyunca uzun yürüyüşler yapma fırsatım oldu çünkü havanın ılıklığı çok güzeldi. Sanki bahara girmek üzereydik. Çocukken bir minibüse teyzemler ve çocuklarıyla gittiğimiz yere kadar yürüdüm. Burada ki ağaç bu kadar büyük müydü şimdi hatırlamıyorum ama denize buradan girerdik. Denizin aslında kötü olduğunu hatırlıyorum; midye ve yosun boldu. Ağacın çevresinde ki bağda piknik yapardık tüm gün.
Çocukken gittiğimiz bağın haline bakar mısınız! Burası artık bir mahalle olmuş durumda. Ağacı binalar sarmış, önü doldurulmuş, denize gitmek için otuz metre yürümeniz gerekiyor. Gel de çocukluğu arama..
Her gidişimde yüreğimi sızlatan yer de bu resim yüzümü güldürdü. Hoş şeyler yaratan insanlar hala var neyse ki.
Hafta içi yüzümü güldüren paketler de vardı.. Bir arkadaşıma kapıdan uğrayayım diye gittiğim bir mahalle de karşıma 1920 yılında yapılmış cami çıktı. Bu camiyi çocukluğumdan hatırlıyordum. Kabakulak olmuştuk kardeşimle. O zamanlar yanağın alt tarafına boğaza yakın yere bir takım resimler çizerdi hocalar kabakulak olan çocuklara. Belki de arapça harflerdi bunlar. Biz de bu yüzden bu mahallye giderek bu caminin yan tarafında ki evde oturan hocaya çizdirmiştik.
Yıllar sonra görünce bu camiyi yine duygulandım. İçine girip gezdim. Restore edilmişti, bahçesini de çok güzel yapmışlar ama çocukluk anılarım tarumar haldeydi :(
Dün de öğrencilerime minik yeniyıl hediyesi hazırlayıp köye gittim. Öncesinde geleceğim demiştim derste. Sabahtan beri dört gözle sizi bekledi dedi velilerim. Çocuk sevinci ne güzel bir şey değil mi?
Gökyüzü öyle muhteşemdi ki...
Bahçelerinde oynayan çocuklar hemen bana hayvanlarını gösterdiler.. Koyunların yeni kuzuları olmuş, çevrelerin de koşturup duruyorlardı. Öyle güzel moral oldu ki bunlar bana anlatamam. Çocuklarımla da hasret giderince değmeyin keyfime..
Cuma yazıma Kemal Sayar'dan bir alıntıyla son vermek istiyorum. Çünkü öyle güzel öğütler ki bunlar..
Zaman daralıyor. İyi şeyleri yapmak için aceleetmeli. Kendi ömrümüzü ve sevdiklerimizinömrünü güzelleştirmek için yarışmalı. Bir fidandikmeli. Kuruyan bir ağaca su vermeli. Ânınevlatları olmalı. İnsanlara tebessüm etmeli.Güzellik ve iyiliği dile getirmeli, olmuyorsasusmalı.