25 Ocak 2021 Pazartesi

Dedemin Lokantası

                   Şu ağacı görüyor musunuz? Derme çatma küçük dükkanların dibinden çıkmış , kimbilir kaç kişi altından geçmiş, kaç kişi dibine sandalye atarak oturmuş ve ne yaşamlara şahit olmuştur. Dedemin neredeyse elli yıllık ahçılık mesleğinin tanığı ama. Köklerinin üzerinde dedemin lokantasının mutfak kısmı var çünkü. Burada ki lokantada dedem birbirinden lezzetli sulu yemekler yapar, çevrede ki esnaf özellikle öğle yemeklerinde lokantaya gelirlerdi.


Bu sokakta diğer küçük esnaf bulunuyordu ki hala da böyle. Yalnızca dedem ölmeden önce emekliye ayrılıp lokantasını birine devretmişti. İkinci el dükkanı, ıvır zıvır eşyaları tamir eden bir amca, bir balıkçı, küçük bir lokanta, çoğunluk dedelerin geldiği ve dip dibe oturduğu minik bir kahve var bu sokakta. Fazla insanın geçtiği bir sokakta değildir. Küçükken dedemin dükkanına gider, bu ağacın başladığı arka kapıdan girer, kapkaranlık mutfak kısmında ki yığılmış bulaşıklara şaşkınlıkla bakar, ön tarafta ki masalardan birine otururduk.. Hangi torunu giderse gitsin dedem hemen bir tabak pilav üstü kurufasulye önlerine koyardı. Aman Allahım bize ne tatlı gelirdi bu yemek. Evlerimizde binbir mızmızlıkla yediğimiz fasulye pilavı burada sesimizi çıkarmadan beş dakika da bitirirdik. 
Dedem sonra küçük bir harçlık vererek bizi eve geri gönderirdi. Şimdi düşünüyorum da çıkar çıkmaz koşmaya başlayışımızın nedenini bulamıyorum.
Ben fotoğrafı çekerken dedeler kahvenin önünde oturuyordu. Onlara Ahçı Hüsnü'nün torunuyum, yıllar önce dükkanı buradaydı deyince hatırladılar. Hemen eskilerden bir şeyler anlatmaya başladılar.
Ee durur muyum, hemen bir sandalye çektim yanlarına. Benim için bulunmaz altın saatlerdi o anlar!

17 yorum:

  1. O anı yaşarken anlayamıyoruz ama geçmişi düşününce çok tatlı geliyor... Çok saçma ama

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hele bir de bunlar çocukluk anılarıysa.. İnsan her yaşadığını özlüyor galiba
      çocuklukta ki. büyüklerimizi de kaybedince yıllar içinde çok hassas oluyoruz..

      Sil
  2. Nedeni dışarıda, bir lokantada yiyor olmaktı, özenen bir çocuk durumu yani.:) Babannem hep derdi ki evin miss gibi yemeklerini bırakır, gidip dışarının ne yağı, ne eti ile yapıldığı belli olmayan yemeklerini yersiniz. İyi yemek lokantalarını ve ahçılarını ayrı tutarak, yaş ilerledikçe ve damak geliştikçe, çok hak verdim kendisine:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hele bizim çocukluğumuzda şimdikiler gibi her yere, her dakika gidemiyorduk. ilçe
      sınırlarından çıkmadım zaten lise sona kadar. hiç dışarı da bir şey
      yediğimizi de hatırlamıyorum. dedeciğimi çok özledim , belki o yüzden daha değerli
      bu anılar..

      Sil
  3. birkaç sene önce belediye otobüsüne binmiş evime doğru gidiyordum. otobüste yaşlı bir amca vardı. durakta başka bir yaşlı amca bindi. meğer birbirlerini tanıyorlarmış. selamlaştılar. eskileri yad etmeye başladılar. bak bir sen kaldın bir ben dediğini duydum ilk binenin. kimbilir kaç senenin hatırasını konuşuyorlardı. senin yazın bana o günü hatırlattı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyle zor olmalı ki o durumda olmak. akranlarının hayatta olmadığı,
      dünya da yapayalnız kaldığın yaşlılık zamanları. çok uzak değil
      kimse için o günler. zaman çok hızlı geçiyor..

      Sil
    2. Mirkelam in sarkisi bu duyguyu guzel vermis"Gecip gideen hmmm , zamanlariii hiimmm, bir yerlerde bulsammmm"

      Sil
  4. Bursa'da sanayiinin içinde bir esnaf lokantası vardır offfff. Çok bilen yoktur fakat çok iş yapar ve hayatımda yediğim en güzel mercimek çorba (yanında çeyrek limon), pilav üstü az kuru ;) falan oradadır. Eminim dedenin yemekleri de aynı öyleydi... Allah rahmet eylesin.

    YanıtlaSil
  5. âh dedem, vefat ettiğinde 92 yaşındaydı. ben cenazeden sonra Bitlis Tatvan'a evime döndüm. o zaman görev yerimiz orası. kendime gelemiyorum, ara ara ağlıyorum. komşular bana şaşkıniılka bakıyor, Zeynep Hocam dedenin yaşı bayağ varmış, sağlıklı da yaşadı diyorsun, keşke bu kadar üzülmesen diye akıllarınca beni teselli ediyorlar. bilmiyorlar ki, giden dizinin dibinde geçen, huzur ve güven dolu çocukluğum ve gençliğimdi, bir daha geri gelmedi. aynı tadı hiçbir sevgi veremedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eminim hala her yaşadığın aklına geliyordur ve sen de benim
      gibi çok özlüyorsundur. yalnızca dedem değil ( gerçi diğer dedemi hiç tanımadım)
      ananem ve babanem de çok özlediklerim arasında. inanır mısın
      her gece başımı yastığa koyduğumda her biri ayrı ayrı aklıma geliyor

      Sil
  6. anılar hafif burksa da içimizi, yine de sıcacık yapıveriyor bizi akla geldikçe

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. insanlar onu hatırlayacak bir insan kalmadığında gerçekten ölürmüş. onu hatırlayan en son biz torunlarıyız. bizler gidince onlar da gitmiş olacak :(

      Sil
  7. Draga mea,
    Ma face praf nostalgica poveste din viata ta! Cat de magic este sa poti retrai momente frumoase din copilarie, cu ochii, cu sufletul! Amintiri care merita sa le rascolesti, cu oameni autentici, cat mai sunt si ei...
    Cele mai calde imbratisari,
    Mia

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Draga Mea,
      Mi abuelo era cocinero. solíamos ir a su restaurante cuando éramos pequeños. él nos Haba de alimentos. Echo de menos el abuelo tanto..

      Sil
  8. blogunuzu yeni keşfettim ve seri okuma moduna geçiyorum :) eskiyi hatırlamak çok garip bir duygu ne mutluluk ne hüzün arası bir şey hissediyorum ben.

    YanıtlaSil
  9. Çocukluğunuzun geçtiği yerde yaşamak ne güzel, ben babamın işi nedeniyle tüm çocukluğum ve gençliğimi şehir şehir dolaşarak geçirdiğim için hep aynı yerde kalanlara çok özenirim. Çocukluk anıları ayrı mutluluk verici:) yazıyı çok beğendim elinize sağlık:)

    YanıtlaSil

Merhaba Cuma

                          '' Kendini sevmezsen başkasını nasıl sevebilirsin ?'' diye soruyor Tina Turner Mutluluk Sana Yakış...