Cuma bitmek üzereyken yazabiliyorum bloga. Bir hafta içinde çok da önemli olay olmadı buna da çok şükür diyorum tabi ki. İnsanın alışkanlıklarının, her zaman ki rutinlerinin devam etmesi ne kadar güzel bir şeymiş meğer. Bunu anlamak için başıma çok önemli bir olayın gelmesi gerekmedi belki de yaşla beraber bu olgunluğa ulaşıyorsunuz. Eskiden ne kadar çok oflardım, memnun değildim hiç birşeyden, hep aynı geçip gidiyor hayat diye sızlanırdım.
Ama sağlıklıyım, annem babam hayatta, çocuğum yanımda ya daha ne olsun. Kızımın odaya kapanıp tüm vaktini telefonla geçirmesi, bizden kopması, bu yaşları geçip giderken aynı evde olsak da bir şey yapamamak çok canımı sıkıyor. Hatta niye böyle oldu deyip ağlayıp duruyorum. Kızımın umurunda değil; arkadaşlarım bu yaşların genel özelliği bu kabul et demeleri bile beni ikna etmiyor ama elimden de birşey gelmiyor bu sorunu çözmek için.
Ben de hayatıma devam ediyorum genelde stabil şekilde. Haftanın başı okula bir gün gittim sonra bizimde sınıflarımız kapatıldı. Zaten salgının artış durumunu gören velilerim çocuklarını göndermiyorlardı yalnızca 2 öğrencim geliyordu.
Sonbaharın en güzel zamanı. Artık ağaçlarda yaprakta kalmadı. Okulun arka tarafında bir bahçe var. Hurma ağacı iyice yapraklarını dökmüş. Çocuklarla bu muhteşem manzarayı izledik. O günden sonra da artık çocuklar ve ben okula gitmiyorum ne yazık ki...
Hafta içi hava serin ama pürüzsüz güzeldi. Hiç rüzgarda yoktu, en iyisi sahilde yürüyüş yapmaktı ve ben de bunu kaçırmadım.
Yolumun üzerinde öyle güzel görüntülere şahit oluyorum ki Allahım sana çok şükürler olsun diyorum devamlı, bu dünya da cenneti yaşıyorum. Etrafta çöp falan görünce inanamıyor insan, nasıl yapılır bu diyorsun. Güzel olanı niye mahvetmek ister ki ?
Üşenmedim tarçınlı rulo yaptım hafta içi. Aslında haftasonu yapayım diyorum yalnızca, çünkü hamur işi bu zararlı deniyor un,şeker vb. Ama yağmurlu ve soğuk günler de camın kenarında ki koltuğuma oturup dergimi de elime aldıysam bir şeyler eksik diyorum. Kahve ve fırında pişmiş kurabiye, kek kokusu...
Tamam zararlı deniyor ama kahvenin yanında hep bir şeyler yemek istiyorum. Ve insanı mutlu ediyorsa bir dilim kek bence şifalı bile..
Bugün cuma. Sabah erkenden pazara gittim geldim. Hatta dönünce kahvaltı ettik. Her hafta çiçek alırım genelde. Bu hafta sahte kokinalar aldım. Aslında Paşabahçeden geçen sene iki dal kokina almıştım ama malum pahalı bunlar. Pazarda kocaman bir dalı 10 tl görünce gözüme inanamadım. Arkada ki çam ağacı dalları gerçek. Onları da yürürken bir bahçe duvarının yanına atılmış buldum. Herhalde budama yapmışlar atmışlar. Hemen aldım tabi ki..
Bu cumartesi ve pazar hep evdeyiz. İnşallah salgını hafifletir bu önlemler. Her taraftan coronaya yakalanma haberleri alıyorum. Canımızı sıkan çok şey oluyor. İnşallah bu iki günü huzurla geçiririz.
İyi haftasonu herkese!
Deniz nasıl da güzel gözüküyor. Hoş, bana göre deniz hep çook güzel gözüküyor :)
YanıtlaSilBen de denizin her halini çok seviyorum. su olsun yeter; göl, nehir vb.
SilDağları da seviyorum. yaa doğayı yani :)
göz zevkinizin hayranıyım. tarçınlı rulolar da nefis görünüyor ellerinize sağlık.
YanıtlaSilçok teşekkür ederim. güzel fotoğraflara baka baka oldu galiba.
Silgerçekten de bir çok fotoğrafı incelerim sonra da ben de çekmek isterim. biraz
çabalayınca estetik yanınız artıyor sonra da kameraya yansıyor bu.
Ne güzel kareler.. O haşhaşlı lokuma bayıldım :) ah gençlik şu an böyle, inan Buketcim zaman zaman bende öyle çok kahroluyorum, ama kocaman oldular sürükleyip istediğimi yaptıramıyorum tabi, orta yol bulmaya, dışarı çıkarmaya yanımızda oturtmaya çalışıyorum az da olsa, yoksa bizimki de öyle. Günümüzün uyuşturucusu diyorum bağımlı yapıyor resmen ekranlara :/
YanıtlaSilSon kare de tam Aralık ayı, bir ara bende kokina almalıyım :) sevgiyle ve huzurlu kal ;)
orta yolu bulmaya çalışırken de yıpranıyorum Derya çünkü
Silbenden başka bunu dert eden yok. sevdiğin bir şeyi beraber yapalım diyorum en azından ama öyle kopmuş ki bu gençler hayattan o bile zor geliyor. yıllardır uğraştığım, güzel vasıflar kazandırmaya çalıştığım çocuğum böyle mi olacaktı diye çok
üzülüyorum. elinde ki telefondan devamlı aylak aylak gezen, içki sigara
içen arkadaşlarının takibinde. bunların hiç birini gençken ben yapmadım hatta
özenmedim bile. şimdi böyle olunca kabullenemiyorum ne yazık ki :(
Ne güzel manzaralar. Sanırım kızınız ergenlik döneminde. Ergen bir evlat sahibi olarak şöyle söyleyim. Bende çok ağladım ve hiçbir şey değişmedi. Biraz kendi hallerine bırakmayı öğrenmemiz gerekiyor ama zor:) Sevgiler...
YanıtlaSiloff demeyin öyle :(
Sildeğişmeyeceğini bir taraftan biliyorum ana yüreği işte hep
bir umudum var. düzelecek, güzel konuşacak, biraz yolunu bulacak , yaptıklarının ne kadar boş olduğunu biraz görecek diye hep umut ediyorum ne yazık ki ama
bence de değişmez kimse. 7 sinde neyse o öyle devam ediyor. kızım evet 16
yaşında . sevdiğin, uğraştığın şeyler olsun, onların peşinden git, ders çalışman
önemli değil. tutkuların olsun diyorum ama yok ne yazık ki. yalnızca
internette oyun. evde de örnek alacağı kimse de yok ama oluyor işte..
Kızınıza çok uzuluyorsunuz dimi, hemen her yazınızda inceden bir serzeniş, okuyunca ben de üzülüyorum sizin adiniza,kendi adıma da korkuyorum. Ama kendi zamanlarimi hatırlıyorum, ben de odamdan cikmazdim ve çok mutluydum ders calismaktan, yalnız kalmaktan. Ergenlikte aileler ve çocuklar mümkün mertebe uzak durmayı tercih ediyor sanırım birbirinden ama ne zaman üniversiteye gidiyoruz o zaman anlıyoruz evde beraber olmanın kıymetini...
YanıtlaSilevet üzülüyorum çok :(
Silgençken ben de odama çekilirdim, kitap okur bir şeyler yapardım ama
annemle de oturur konuşurduk. şimdi kızım her saat odasında ve şu internet
belasına yakasını kaptırmış. iletişim hiç yok. yalnızca yemeklerde o da alelacele
koştura koştura sonra odasına. ben bu kadar çok bağımlı olmasına üzülüyorum.
başka şeylerle uğraşsa odasında ona bile razı olacağım ama..
çok güzel fotograflar bende yarın şöyle bir ırmak kenarında yürüyeceğim.fotograflara bakmak bile içimi açtı
YanıtlaSil