'' Başlangıç ürperticidir.
Ne zaman , nasıl başlar gövde, gövdemiz? Vücut bulmanın ön sınırı , peş noktası nerede olsa gerektir? Yaşamöyküsünün ilk satırlarında yüzünün hatların, ataları tanışır tanışmaz oluştuğunu yazar ya Yourcenar, belki gövdeye de böylesi bir tekvin düşünmek en kestirme yol olur.''
Diye başlıyor Enis Batur'un harika kitabı Gövde'm. Çok severek , beğenerek , zevkle okuduğum bir yazardır E.Batur. Yeni bitirdiğim kitabında insan vücudunu, gövdesini bölüm bölüm yazmış, incelemiş. Onun kaleminden okumak gövdemizi yeniden keşfetmek gibi. Oldukça uzun sürede yazılan bu kitap birçok ilginç konuyu barındırıyor. Yazar şöyle diyor:
'' Onbeş yıldır gövdeye pek çok insandan daha fazla bakmama yol açıyor bu kitap. Sayısız ayrıntı çeldi aklımı,geçen süre içinde. Fiziğinden metafiziğine , sembolizminden estetiğine her boyutuna girip çıktım gövdenin.
Bütün bunlar kendime bakmamı değiştirdi. Ama iş sağlığa geldiğinde, kendime bakmamı sağlamadı.
Akıl, ruh, aslında gövdeyi sevemez.''
Tatildeyiz ya , nasıl bir tembellik içindeyiz . Kitap okuma, film seyretme, çay ya da kahve molası verme, o koltuk senin bu benim , oradan oraya atıyoruz kendimizi kızımla. Vüs'at O. Bener'in bir hikayesinde ev tutsaklığından bahseder. Bizde kaç gündür gönüllü tutsağız. Ama haftaya bir yurt dışı
gezimiz var. O zaman nasıl olsa çok yorulacağız diye eve hapsettik kendimizi.
Evde olup birşeyler yapmadan olmuyor tabi ki. Ihlamur yanına kıymalı örgü çöreğimiz. Daha
önce tarif vermiştim. Fırından çıktığı gibi yanına aldığınız bir çay ya da ıhlamur
öyle güzel ki..
Hafta ortası oldu bile.. Evde olup bunun önemli olmadığını bilmekte ayrı bir zevkmiş. Çalışma olmasa
gerçi bunun da kıymeti olmazdı.
Okuduğum kitapta Budist Rahipler hakkında bir bilgi var, ilginç..
'' Japonya 'da Budist keşişlerden bazıları, hiçbir sağlık sorunları olmadığı halde ölmeye karar veriyorlar. Aşama aşama dozu artan bir oruç tutma sürecini başlatıyorlar. Niujo'ya girmek yaklaşık yedi yıl sürüyor, gövdeler yavaşça mumyalaşıyor böylelikle, Japonlar, bu mumyaların ( ki aralarında 1000 yaşını geçenlere rastlanıyor)
hala yaşadıklarına inanıyorlar. Sergilenen bu doğal mumyalarda gerçekten de hiçbir yapay mumyalama işleminin yapılmadığı biliniyor, ola ki, bu uzun oruç takviminde , ölüm sonrası
gövde de çürümeye yol açan bütün ögeler yokoluyodur.''
Ev de şu sıralar dinlediğim mevsime de uygun bir de müzik var.
Yağmur damlaların müziği..
Kesinlikle okuyacağım bu kitabı tavsiyeniz üzerine. Bu gönüllü ev tutsaklığını birçok pazar ben de yapıyorum fena da olmuyor hani :)
YanıtlaSilteşekkürler minik kızıl:)
SilBuketcim, yine nereye gidiyorsunuz... Maşallah ne de çok gezdiniz bu yıl...
YanıtlaSiltatiller olmasa katlanılır mı iş hayatı canım:)
Silbudapeşteye kısmet olursa..
çok merak ettim kitabı:)umarım en kısa zamanda bende okurum :)evde zaman geçirmek ayrı bir zevk gerçekten:)takipteyim:)))sevgiler...
YanıtlaSilben de sana geliyorum zerrin:)
Silçok ilginçmiş kitabı çok merak ettim. Mumyaların çürümemesi de çok ilginç... Ohh evde keyif yapmak da ayrı güzeldir şimdi..
YanıtlaSilteşekkürler selcen..
SilNe güzel yazmıssın...enerjin yüksek....caban emegin farkedilir olsun...
YanıtlaSilne güzel dileklerde bulunmuşun..
Silteşekkür ederim..
iyi eylenceler canım... bende pasaportu hallettim bugün yoruldum ama bi oraya bi oraya eve gelince uyuya kalmışım...öptüm kocaman
YanıtlaSilaa iyi bari , 1 günde oldu işlerin. artık yolculuğu bekleme
YanıtlaSilzamanı:)
Buketcim dinlenmek, sorumsuzca hayatın akışında yaşamak ne de güzel, değil mi?
YanıtlaSilMüzik harkaydı:)
Yolculuk için de şimdiden keyifli olmasını diliyor ve heyecanla paylaşımlarını bekliyorum...