27 Ocak 2013 Pazar

Tatil Başlarken..

                              Beklenen  sömestr  tatili  geldi!  Çok  çabuk geçecek  biliyorum ama olsun , daha ilk günündeyim.  Kendimi  bugün eve  kapattım. Durdurdum  zamanı.. Evimde,  balkona bakan camın hemen önündeki  koltuğumda  oturuyorum.  Sehpamda  sevdiğim eşyalarım;  kitabım,  kahvem , yeni  yaptığım  kurabiyeler, kızımın ''  bunu da  koy anne''   diye  verdiği  minik  domuzcuk...Dışarıda  koyu bulutlar,  esen rüzgarı  görüyorum çam ağacımın dallarında.  Ben yaz kızıyım  falan  demeyeceğim  yazı,  sıcağı  sevmeme  rağmen.  Tüm  melankolisine  rağmen  kışta güzeldir..




                             Elimde  eski  bir  albüm.  Herkesin evinde  vardır  buna benzeyen..Mutlu olmak için oturduğum  bu  köşede yine  hüzünlenecek  bir şeyler  buluyorum işte.  Size de  olur mu  bilmiyorum  ama siyah-beyaz fotoğraflar  hep  hüzünlüdür  benim için.  Geçen yıllarda  eşimin anne-babasının  evinde  fotoğrafları  karıştırırken  rastladım  ona.  1930 larda  yaşamış  lise müdürü  bir  bayan.  Kim olduğunu  sorduğumda  uzak bir akrabaları  olduğunu  anlattılar.  O  yıllarda  giyimiyle, saç şekli,  duruşuyla  farklı  olduğu  anlaşılıyor.  İzmir'de  bir  kız  lisesinde  müdürmüş.  Yurt  dışına  çıkıp  gezdiği  fotoğraflara  bakıyorum.  Nasılda  zarif,  nasıl da hayat  dolu.


                 


                    Yıllar   geçipte  emekli  olduktan  sonra  hastalanmış.  Ve  hiç  evlenmediği  için  huzur evine gitmiş  kendi  kendine.  Sonra  eşimin  babası almış  onu oradan  İzmit'e  getirmiş.  Ölene kadar  bakmışlar  yakın  akrabası  olmamasına rağmen.
                     O  hareketli  yıllarına  bakıyorum,  gezdiği, arkadaşlarıyla  birlikte  olduğu  zamanlara.  Yine de hüzün  buluyorum  bu anlarda. Boğazım  düğünmleniyor.  Çok  kolay da ağlarım.  O mutlu anlarını  görmüyorum  nedense.  Neden  baktığımız  resimlerde  hemen hüznü  yakalarız?

                    Geçen gün okuduğum  Edip  Cansever  şiiri  bana aradığım  yanıtı  veriyor.

                     Zamanlar  geçtikçe  neden
                     Mutluluk   mahzunluk  oluyor  fotoğraflarda
                     Acaba
                     Keder  mi,  acı mı,  hüzün mü  dünyanın  rengi
                     Mahzunluk mu  yoksa  yaşam
                     Ve  doğruyu  söyleyen  yalnız
                      O  mu   ,   Rilke  mi ?

                   Rilke' nin   söylediği  gerçek  nedir  mi?     ''  Bir   meyvenin  içinde  çekirdeğini  taşıdığı  gibi taşırız  ölümü  içimizde..''

21 yorum:

  1. içimizde dünyanın kederini, dünyanın gözyaşını taşırız da inkar ederiz; biz mahzun değiliz. biz mahzun değiliz! ah! fotoğraflar, ama onlar hep mahzunluğumuzu taşırlar, inkâr etsek de etmesek de, bir başkasının yüreğine...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler katkın için..

      Sil
    2. yoo, kırgın değilim..niye olsun ki:)

      Sil
    3. bilmem öyle hissettim birden. bazen olur böyle ya..

      Sil
    4. bazen yazarken ,okurken karşımızda olmamasından kişinin
      tam ne demek istediğini kestiremeyiz.belki bu yüzden yanlış anlama.
      böyle bir şey olsa doğrudan söylerim, merak etme..
      sevgiler...

      Sil
  2. Merhaba aslında özel mesaj atmak istedim ama beceremedim burdan yazıyorum :) Öncelikle tatilimiz bize iyi gelir umarım şahsen benim çok ihtiyacım vardı :) Sana sormak istediklerim vardı da... yazılarını okuyorum özellikle gezi notlarını beğenerek okuyorum bu yüzden de sana danışmak istedim.Eğer mümkün olursa bu yaz bi yurtdışı turuna katılmak istiyoruz eşimle... bu konuda tecrubelerini anlatabilirsen sevinirim. önerebileceğin tur şirketleri yada yerler var mı? ya da önermeyeceğin :)nelere dikkat etmek gerek vb. soracağım çok soru var ama şimdilik bu kadar olsun :)
    Not: sana özel mesajımdır öğretmenim cevaplarsan sevinirim sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de biraz buradan cevap yazayım o zaman.
      başka sorun olursa buketco73@gmail.com..mesaj atabilirsin.
      yurt dışına iki kere turla gittik. jolly ve pronto ile.
      turlar sizi gezdiriyor tabi ki ama biz bir yere gidince acelesiz
      dolu dolu gezmek istiyoruz. bu yüzden kendimiz tursuz gidiyoruz genelde.
      turlar genelde aynı. çok koşturmalı ve oteller şehre uzak. böyle oluyor çünkü onlara bağımlı kal istiyorlar. ilk gezinizse turla bir deneyim yaşayın derim.

      Sil
    2. Yanıtın için teşekkür ederim. Ben burayı meşgul etmek istemediğim için çaba göstermiştim senin için sorun olmadığıma sevindim:) Önerini dikkate alacagım fakat sence ilk olarak nerden başlanmalı. Bir de turlara katılmadan gidebilmek çok güzel ben de isterdim fakat küçük!!! bir sorunum var DİL...Bir de bu iki firmadan da memnun kaldınız mı? Ben baştan belirtmiştim çok sorum var diye :) Umarım seni sıkmam. sevgiler...

      Sil
  3. ölümü düşünmek hele de kendi ölümümü düşünmek hüzünlendirmiyor beni, ama ölenlerimi özlemek ve bir daha onlarla konuşamayacak sarılamayacak olmak işte hüznü getiren o galiba.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. doğru diyorsun ölen yakınlarını özlemle anmak
      hüzünlü. kendi ölümüm açısından düşününce yaşananların
      sanki boşa kürek çekme gibi algılamam yüzünden
      bunalıma itiyor beni..

      Sil
  4. o cânım kurabiyelerin köşesindeki enis batur-gövdem kitabını ne zamandır okumak istiyordum, hatırlattın tekrar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet ben de ortalarındayım.enis batur okumayı çok
      seviyorum..

      Sil
  5. Sevgili Buket Öğretmenim,

    Gel birlikte başka bir öğretmeni hatırlayalım ne dersiniz?
    Ölü Ozanlar Derneği'nin o müthiş edebiyat öğretmeni Mr. Keating'i.
    Ve elbette "Carpe Diem! Anı yaşa!" diye seslenişini...

    "Henüz vaktin varken tomurcuklarını toparla.. Zaman hala uçup gidiyor... Ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüp, yok olabiliyor."

    Filmde aynen senin bloğuna koyduğun eski fotoğraflar gibi, öğrencilerini o okulda okumuş ve şimdi çoktan toprak olmuş öğrencilerin duvarda asılı fotoğrafları önüne götürür ve şöyle der:

    "Hepimiz solucan yemi olacağız arkadaşlar! Buna ister inanın ister inanmayın ama bir gün hepimiz nefes almayı keserek öleceğiz. Hiç geçmişten gelen yüzleri incelediniz mi? Kimbilir kaç kere bu fotoğrafların önlerinden geçtiniz. Onlara daha önce ciddi olararak hiç bakmadınız. Onlar da sizler gibiydi. Aynı saç modeli. Tıpkı sizler gibi coşku doluydular. Sizler gibi kendilerini yenilmez hissediyorlardı. Sizler gibi hayata umut dolu bakıyorlar, çok büyük başarılara imza atacaklarını düşünüyorlardı. Peki onlar yapabileceklerini yapmak için çok mu geç kalmışlardı? Çünkü şu an hepsi çiçeklere gübre olmuş durumdalar. Biraz dikkatle dinlerseniz hepsi size "Carpe Diem" diye fısıldıyorlar."

    Çocuklar hep birlikte yaklaşır ve eğilirler duvardaki siyah beyaz fotoğraflara... İşitmeye çalışırlar bir vakitler kendileri gibi capcanlı olup şimdi ölü olan fotoğraftaki öğrencilerin fısıltılarını... İyice kulak kesilirler.. Arkadan öğretmen fısıldar...

    "Yaşadığınız günü kavrayın çocuklar... Yaşadığınız günü olağandışı kılmaya çalışın..."

    Böyleyken böyle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne güzel birşeyi hatırlamışın..yaşadığım günü kavrama telaşı benimkisi.
      ama bir yandan da çekirdek hep içimde ve beni mutsuz ediyor.

      Sil
  6. Buketcim, ben seni çok iyi anlıyorum. Aynı hüzünü bende yaşıyorum. Eski fotoğraflar, eski şarkılar. Neydiler ne oldular, neyiz ne olacağız. ve hissettirdiği fırtına ve gözyaşı seli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah zeynep, birbirimize benziyoruz zaten.iyi ki varsın..

      Sil
  7. Edip Cansever'in siiri cok guzelmis. Benim huzunlerimi de aciklamis gibi. Ben Sezen Aksu sarkilarinda cok huzunleniyorum birde.

    YanıtlaSil
  8. Buket'im eski fotoğraflardaki yüzler bize gülümsüyor olsa da "bir zamanlar mutlularmış" dedikleri için ince bir hüzne sahiplerdir. An'da mutlu olsak da, o mutluluğun da rengi solmuş fotoğraflardaki gibi uçup gideceğini biraz da acımasızca anımsatır bize bu. Bu sebepten aslında adamakıllı hüzünlüdür sepia kareler. Dilerim tatil günlerin dolu dolu geçer, o leziz kurabiyelerden bir tane alıyorum ben de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili giz,
      tüm yorumlarını okudum. demek semih gümüş atölyesine katıldın,
      ne kadar şanslısın. yazılarının güzel olmasının bunda payı çoktur.
      tatil bizim için güzel gerçekten,
      darısı size canım.

      Sil
  9. Eski fotoğraflar öyledir. Siyah beyaz her fotoğraf değil ama eski olanlarda ben de hüzünlenirim. O karedeki insanların geçmişini görmek, gençliğini görmek hüzünlendirir. Şimdi sizin fotoğraflara bakınca ben de seninle aynı hisleri yaşadım. Ne kadar güzel günler olsa da şimdi bakınca duygulanır insan. Kurabiye fotoğrafını da ayrı sevdim. Ne hoşlar.

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...