Ekimi eylülden çok sevdiğim doğrudur. Yazdan iyice çıkılmış, havalar serinlemiş, yapraklar daha da kızarmış ve enn sevdiğim kabak alemi çeşitlenmiştir. Her sene sil baştan kabaklar sevilir mi, övgüler düzülür mü? Bence olur. Renkleriyle, formuyla, tadıyla ne güzel şeydir şu kabaklar. Saatlerce fotoğraflarına bakabilirim. Tabi her halini bulup fotoğraflamayı da çok severim.
Bu ekim ayında da bizim köyde çok güzel kabaklara rastladım, sabah yürüyüşüne çıktığımda. Hatta onlarla hatıra fotoğrafı bile çektirdim :)
Sabah okula gelip sınıfıma girdiğimde mutlaka bir bardak bergamotlu çayımı içiyorum. Sabah ayılması bu çayla gerçekleşiyor.
Köye gelmek için minibüse bindiğimde yirmi dakika yol gitsem dahi mutlaka kitabımı açıp okuyorum. Yarı yolda öğrenciler binince beni her sabah elimde kitapla görüyorlar ve niye kitap okuduğumu soruyorlar. Çocuklar böyle bir şey görmediğinden çok garip geliyor. Genelde insanların elinde telefon var, biliyorsunuz.
Geçen gün öğrenciler benim resmimi yapmışlardı :)
Hiç okumadığım bir yazarı okudum bu hafta. Hans Fallada'nın Herkes Yalnız Ölür oldukça hacimli bir kitap. Hitler Almanyasının acınası yönlerini etkili bir dille ortaya koymuş. Üzerinde konuşulacak bir roman. Yazarın diğer kitaplarını da okumak isterim.
Pazarda ne buldum Ceren :)
Asma dallarını budayınca ne yaptım..
Pazar günü kızımı İstanbul'da ki yurduna götürdük, eşyalarını odasına yerleştirdik. Yanına dolu oyuncak almış :)
Allahım daha bunlar çocuk diyorum içimden, nasıl yapacak, ne olacak diye kafamda milyon soru. Ama sonra da otuz yıl önce onca mahrumluk içinde sen de Ankara'ya gitmiştin, istediğin zaman aileni arayamıyordun, kasabandan bile ilk kez çıkmıştın, şimdi düşündüğün şeye bak diye kendime kızıyorum.
Şimdi burnumun dibinde, telefonlarla aynı odadayız, konforlu odalarda kalıyorlar daha ne olsun..
Ama çok zormuş, ev öyle sessizleşti ki. Akşama yemek yaparken bile aman Pelin yok zaten ne gerek var diyorum. Meğer çoğu şeyi kızım için yapıyormuşum . Tadı tuzu yok evimizin şu sıralar.
İstanbul'dan eve dönmeden önce hep beraber bir kahve içip son nasihatleri de verip yola koyulduk ama öyle bir yağmur başladı ki anlatamam.Çok zor eve döndük, o kadar çok korktum ki. Şükür kazasız belasız evimize ulaştık.
Ertesi gün yani pazartesi okullar başladı. Kızım da ilk gün yeni okulundan bir foto gönderdi..
İnsanın üzüntüsünü dostları alırmış. Sevgili Sonat'la buluşmalarımız hep iyi gelmiştir. Yine bir araya gelip çok güzel vakit geçirdik, uzun bir yürüyüş yaptık, yedik içtik. Hava da çok güzeldi, deniz kıyısında ki keyfimizi hiç unutmayacağım. Ama onlarda artık döneceklermiş Ankara'ya, umarım yaza tekrar sağlıkla bir araya geliriz..
Dönemin son dondurması Sonat'la mı oldu acaba?
Bu hafta da böyle geçti hatta cuma bile bitmek üzere. Herkese mutlu haftasonları!
O kadar
YanıtlaSilDolu bir yazı ki en sona geldiğimde yorumda yazacağı mm herkesi toparlayamıyorum bile ;) AMA EVET HER SENE kabaklar ayrı sevilir her mevsim her defasında ayrı güzel çünkü bakan gözlerimiz farklı biz aynı biz değiliz, ve kitabı merak ettim
Ne güzel demişsin bakan gözler farklı, her sene biz değişiyoruz. Her mevsimin
Siltadı farklı, sonbahar demek kabak kozalak demek :)
Metehan evden ilk gittiğinde ben de ne kocaman bir boşluk hissetmiştim. Ama teknoloji sayesinde insan en azından sürekli iletişim halinde. Hatta Japonya'dayken gittiğini bile anlamamıştım. Dönünce dağınıklığından anladım :D
YanıtlaSilZamanla alışacağım tabi, kopuşlar sancılı oluyor. Çocukluk gençlik derken en güzel zamanların geçişine de üzülüyorum. Lise yıllarında bu günleri düşünerek
Silsıkı sıkı sarıldım çocuğuma ama doğanın kanunu böyle olması
gerekiyor. Çocuklarımız umarım güzel yollardan geçerler..
Sonbahar başkadır, görseller de harika olmuş.
YanıtlaSilMevsimler değişirken görseller de farklılaşıyor. Öyle güzel bir ülkedeyiz her tonu yaşıyoruz..
SilAynı tür çayı seviyormuşuk, bende bergamutlu çay içerim. Kızın da hayırlı günler geçirsin yeni şehrinde...
YanıtlaSilÇok severim kokulu çayı, tomurcukta koyuyorum karıştırıyorum.
SilÇok teşekkür ederim..
Merhabalar.
YanıtlaSilYine çok keyifli bir Cuma yazısı paylaşmışsınız. Emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Bizim bahçede bal kabağı bir sefer ve 17 kg. ağırlığında bir tane olmuştu. Bir daha bal kabağı olmadı. Sebebini de anlayamadık. Bizim bahçemizde doğru dürüst etli bir toprak yok. Zemin kayalık olduğu için, üzerine sonradan taşınan toprakta da bir şey yetiştiremiyoruz. Bahçede sadece çam ağacı yetişiyor.
Öğrencilerinizin sizi çizdiği resim de gayet güzel olmuş. Ellerine sağlık. Pateteslerin üzerindeki kalp şekline benzeyen ürün patetes mi? Yoksa yer elması mı? Asma dallarını neden böyle erken buduyorsunuz? Budamayı bahar aylarında yapın. Arada sırada asma dallarını hiç budamayın ve öyle bırakın, daha çok üzüm alırsınız.
Selam ve saygılarımla birlikte sağlıcakla ve esen kalın.
Recep Bey çok teşekkür ederim bilgiler için. Asma zaten çok kötü oldu bu yaz ben de keseyim dedim dalları. Budama işi kışa doğru olmuyor mu? Bahar
Silaylarında tomurcuk vermeye başlıyor, o halde kesmek sakıncalı değil mi?
Bahçe işlerine başladık bakalım yıllar geçtikçe deneyim kazanacağız herhalde.
Merhabalar.
SilBizim buralarda asma budamaları kıştan bahara ( Mart-Nisan) girerken ve çubuklar tomurcuklanınca yapılır. Üzüme budamak için iki göz, çubuğa budamak için üç göz bırakılır.
Selam ve saygılarımla.
teşekkür ederim Recep Bey..
SilKabaklar muhteşem.... satırların da elbette. Ama senin o güzel anneliğin ve anlatışındaki içtenliğin var ya... İşte ona asla paha biçilemez:)
YanıtlaSilBu arada okul süper görünüyor, hem İstanbul. Daha ötesi var mı:)
Öyle Buraneros okul İstanbulun ormanların içinde havası temiz, şehir
Silkalabalığının dışında. Bir hafta oldu alışmış kızım, arkadaşlarda edinmiş
hatta bugün kadıköy,suadiye gezmişler bile :)
Üniversite dönemi hayırlı uğurlu olsun. Şahane geçsin dilerim. Onlar mutlu olsun yeter ama o bahsettiğin boşluk yok mu? Dilim "alıştım" dese de gönlüm kaç senedir hem mutlu, hem hüzünlü gelmelere gitmelere "alışamadın" diyor:) Sağlıklı olsunlar yeter ki deyip avunuyoruz. Ama şöyle de bir güzellik var, uzaktaki üniversite eğitimi hayatınıza hareket katacak, kavuşmalar süper olacak.
YanıtlaSilBir de... O kabaklar her sene tekrar tekrar sevilir bence de:)
Sevgiler Buket...
Halimden aynı şeyleri yaşayanlar anlar :) Dediklerin kesinlikle
Sildoğru bence de. Üniversite yılları en güzel zamanları insanların bence de .
Hayırlısıyla güzel arkadaşlıklar edinip verimli ve mutlu geçirirler umarım.
Ayyyyy patates <3 Ben çok mutlu oluyorum bu kalpleri gördüğünüzde beni hatırlayınca :) Çok teşekkür ederim!!! Umarım almış ve benim için haşlamış yemişsindir :))))
YanıtlaSilBalkabaklarına bayılırım, burada hep kavuniçi sarı tonlar hakim, bu yeşil kabakları hiç görmedim, diğerlerinin çorbasını çok yapıyorum ama bu sanırım sadece tatlı oluyor, tatlı bir kabak bu :)
Pelin'e tekrar güzel bir başlangıç dilerim, ilk zamanlar o boşluk hissi her iki tarafta da olacaktır ama sonuçta gidip gelecek daha öğrenciliği devam ediyo, uçmadı evden ;)
Niye kitap okuyorsunuz diyen çocuklarsa... of :,(
Vermedi pazarcı :) o zaman fotosunu çekeyim dedim. Taşlarda çok çıkıyor karşıma hatta sana da ayırdım bu taşlardan. Kısmet olur bir araya gelirsek vereceğim. Yeşil kabak dediğin gibi büyüyememiş balkabağı bence de. Çorba, tatlı hatta börek bile yapılıyor ve ben hepsini çok seviyorum..
Silİnşallah diyorum :) Pazarcıya kızdım! :))
SilYemek konusunda yani :)
YanıtlaSilÇocuklara ne güzel örnek oluyorsunuz. ❣️ Asma dallarından yaptığınız süse bayıldım. Bende kabakları çok severim her sene kayınvalidem dünya kadar kabak gönderir bana şimdi aklıma bi kabak tatlısı düşmedi dğeil... 🙈🙈
YanıtlaSilÇocuklarının zihnine işlemeye çalışıyorum, bir çok şeyi görerek öğreniyorlar bu yüzden bunun önemli olduğuna inanıyorum. Beni hep elimde kitapla
Silgörüyorlar ya mutluyum valla