Her şeyden biraz kalır diyor ya Turgut Uyar ne yaşarsak yaşayalım gerçekten de böyle.
diyor birileri, çoğulluk haklılıktır.kavanozda biraz kahve,
kutuda biraz ekmek,
insanda biraz acı.
insanda biraz mutluluk..."
Bir haftanın sonundan her duygudan azar azar kaldı. Okulların açılmasıyla yoğun işlerin içinde bulduk kendimizi. Yaz tatilinin getirdiği rehaveti havanın sıcaklığı yüzünden tam atamıyoruz. Yavaş yavaş işler yoluna girmeye başladı gerçi kendi açımdan. Diğer öğretmen arkadaşımın tayini çıktı gitti ne yazık ki. Beni tatil dönüşü gören veliler şaşırdı tabi ki çünkü onlar da emekli olduğumu sanıyordu. Giden arkadaşımın yerine erkek öğretmen geldi ve bir çok işin içinde buldu kendini. Allah yardımcısı olsun başı baya bir kalabalık.
Benim çocuklar bu sene bir yaş daha küçük. Bu yüzden daha fazla emek istiyorlar. İlk gün resmi yaptılar, tarihini attım sonra ki aylarda gelişimi görmek için. Hava güzel olunca okulumuzun bahçesinde, ceviz ağacının altında çalışmalarımızı yaptık. Yeni okulöncesi programında açık havayı kullanma arttı. Biz şanslıyız, bahçemiz sakin ve güzel.
Okulumuza yeni bir çocuk geldi. Babasıyla annesi ayrılmış. 4 kardeşler; bire başlayan bu çocuk, ondan küçük 4 yaşında kız kardeşi, iki de liseye giden ablası var. Anne babası ayrılınca baba tüm çocukları yanına alıyor çünkü anne yeniden evleniyor. Yeni damat çocukları istemiyor bu yüzden hepsi babaanneye gidiyor. Öyle üzüldüm ki bu olanları duyunca. Ablalar dahil tüm çocuklar çok mahsundu. Anne olup terk edilmek kadar bu hayatta insan yaşamını kötü etkileyecek çok az şey vardır herhalde.
Bizim okula başlayan çocukla da resim yaptık ilk kez. Diğer çocuklardan farklı, ayrıntılı düşünüp resim yaptığını farkettim. Ne yaptığını sorunca. büyük bir çimenlik ve mantarlar yaptı. Güneş çok büyük olmalı dedi bir de :)
Chagall'ın kendi yazdığı hayat hikayesini okudum. Ne çileli bir yaşam; çok çocuklu ailede süren çocukluk, savaş yılları, okulda ki başarısızlıkları, resimle tanışması , bu yolda ilerlemek için şehirler değiştirme, sanat içinde hayat sürme çabaları.. Ne zorluk yaşıyor bu insanlar dedirten, zorluklar büyük insanları doğuruyor önergesini haklı çıkaran bir kitap.
Bir filmden de bahsetmek istiyorum; özellikle orta yaşa gelmiş, kariyer yapmış, belli bir kültür birikimi içinde ki -biz benzer kadınların çok seveceği film bu. Mia Hansen Love çok sevdiğim bir yönetmen oldu. Bergman Adasından farkedip Güzel Bir Sabah'la perçinlenen beğenim Gelecek Günler'le devam ediyor. 60'lı yaşlarında ki felsefe öğretmeni Nataliyi İsabelle Hubbert mükemmel oynuyor. Natali akademeik kariyerinin doruğundayken bir taraftan iyice yaşlanan annesinin sorunlarıyla uğraşıyor. Diğer yandan 25 yıllık evliliğinin rutinliğini kanıksamış şekilde yaşıyor, bir fare çmberinde dönüp duruyordur. Hepimizin bildik duyguları, yaşantıları aslında bu. Coğrafya farketmiyor hep aynı yazgı kadınlarda..
Eylül demek yaz tatilinden dönen öğretmen arkadaşlarımın evlerine dönmesi demek. Bu ay bir arkadaşımızın hem doğumgünü ayı. Onun 45. yaşını kutladık hep beraber. Şöyle bir italyan sofrası hazırlayalım dedik. Hava da güzeldi, okul sonrası buluşup masamızı hazırladık.
Güzel bir masanın etrafında sohbet muhabbet harikaydı..
Adımıza özel hazırlanmış hediyeler...
Yemek sonrası leziz bir tiramisu..
Güzel geçen bir haftayı da arkamızda bıraktık. Cumartesi gününe bakan bu çalışma günümüz çok tatlı çünkü yarın tatil. İşe başlayınca haftasonunu iple çeker olduk. Neyse ki sağlık ve güzellikle geçiyor günler. Bunca yaşanan felaketleri sonradan öğreniyorum çünkü tv seyretmiyorum, haber takip etmiyorum. Yine de bir şekilde öğreniyorum. Yüreğim de kocaman bir kaya oturmuş gibi oluyor her seferinde. Yaşanan mutluluklarımız hep utanca bürünüyor. Dünya böyle bir yer işte..
Hayırlı cumalarımız olsun...
Güneş çok büyük olmalı ki ısıtsın :( Ahiçim parçalandı, inşallah babanne gençtir de enerjisi yeter.. Anneye de kızamıyor insan, kimbilir onun bakış açısından ne oldu da çocuklarını bırakmayı göze aldı.. Hayırlısı inşallah ısıtır güneş bu çocuğu...
YanıtlaSilKolay gelsin Pelin Pembesi..
Resmi Ceren yorumlar dedim koydum, gördün değil mi? Mantarlar da sıra sıra belki onlarda kardeşlerdir. Çocuklara hadi başlayın resme deyince hemen bunları yaptı. Anasınıfına da gitmemiş bir çocuk bu. Böyle kompozisyonlu çizince ilgimi çekti. Her teneffüs ilgileniyorum ben artık. Arkadaşlarıyla mutlu gözüküyor.
SilAnne 36 yaşındaymış, gencecik. 4 çocukla çok zor yeni bir hayat, yeni bir başlangıç hele adam istemezse. Bilmiyorum çok üzüntü verdi bu çocuklar bana. Hele liseye giden ablalar, çok mahsundu. Kızımla kıyas yapınca daha da içim parçalandı. 19 yaşında kızım ama hala çok çok sarılırız, bebek gibi pışpışlarım. onlarda daha ana kuzusu aslında :(
Öyleler... :( Daha evlenene dek, kendi çocukları olana dek çocuk be Pelin Pembesi'ciğim..... Belki de sen bu sene sırf bu çocuğa güneş olasın diye emekliliği iptal etmek zorunda kaldın? Büyük resmi hiç göremiyoruz ama bu çocuğun kısmeti de sensin sanki? <3
Silçok haklısın..
SilÇok üzücü. Hayat yüreklerini ısıtacak güneşler çıkarsın karşılarına.
YanıtlaSilevet böyle ne yazık ki..
SilYalnız masalar!
YanıtlaSilMuhteşemler, sefanız daim olsun. Her zamanki gibi çok şık, zevkli ve de lezzetliler.
Yeni ders yılı da hayırlı olsun. Öğrencilerin çok şanslı:)
çok teşekkürler buraneros
SilEn sonunda kızları eve çağırıp eve kuracağım şu sofrayı. :D Doğumgünümde bende milleti eve mi toplasam ne. :D
YanıtlaSil