10 Eylül 2023 Pazar

Pazar Ne Ara Geldi?

                   Geçen hafta cuma yazımı yazdıktan sonra blog dünyasına giremedim zira okulların açılmasıyla kendimi yoğun işlerin içinde buldum. Her ne kadar yarım gün olmasına rağmen toplantılar, yeni öğrenciler ve veliler, sınıf temizlikleri, çocukların okula alışma çalışmaları derken bir hafta geçti. Okullara hizmetli verilmesi geciktiğinden temizliği velilerle birlikte yaptık. Okula pazartesi gittiğimde daha kimse gelmemişti, bahçe de dolaştım ,etrafa baktım. Haziranda bıraktığımız bahçenin yerinde yeller esiyordu tabi ki. Otlar her yeri sarmış, ağaçlar yapraklarını dökmüş, çocuklar bol bol çöp atmış, şişe kırmışlar. Bir kovanın yarısına kadar su dolmuş, içine de bir kirpi yavrusu düşmüştü. Hemen kovayı yana devirdim, sular boşaldıktan sonra korkmuş ve ıslanmış kirpi yavrusu titreye titreye çıktı içinden. Allahtan her tarafta kuru yapraklar vardı, çabalaya çabalaya içine girdi. Bir saat sonra iyice kurumuştu.



Cahit Zarifoğlu'nun şu paragrafını beğendiğimden not etmiştim, tekrar okudum ;

''Fakat insanlara tavsiyem şudur ki, nasıl “zenginin parası, parasızın çenesini yorarsa”, başkalarının mutlu görünümü, insanı kendi mutlu olma imkanını, kabiliyetini görmekten alıkoymamalı. Filmler, resimler birer hayaldir. Başka insanların dış görünümleri de bizi aldatmasın. İnsan kendi mutlu olma imkanını görebilmeli. Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil, kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir. Ve önemli olan yaşanılan “an”dır. Onu ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir. Yoksa deniz kenarında fotoğrafçılar tarafından düzenlenmiş bir mutluluk tablosu sahtedir ve bazı saf kimselerin duygularını istismar etmekten başka bir şey ifade etmez. Acaba anlatabiliyor muyum?


               Mutluluk ve huzur bana göre de bunlarda. Aileyle yapılan kahvaltı, etrafta ki yeşillik, rüzgar, gökyüzü halleri, sağlıkla aldığımız her nefes, daha binlerce şey. Önemli olan bunları görmek, minnet duymak, şükretmek, dünyaya bir şeyler verebilmek..
Ailemle geçirdiğim anlar en en değerli zamanlarım. Annem ve babam hayattalar, sık sık onlara gidip vakit geçiriyoruz, planlarımızın içine dahil ediyoruz.



                            Annemin balkonunda kahve içerken gökyüzü manzaraları..



           Ben iyi olsam ne olur demeyelim, yapılan bir iyiliğin bir çok güzel yola açılacağını, bir çok insana değeceğine inanıyorum. Hiç bir şey yapamıyorsan gülümse karşındakine, selam ver hatta. Şaşırsa bile etkisi büyük olacaktır. Senin güleryüzün iyi hissettirecektir çevrendekilerini. Gülümsemek sadakadır diyen Peygamberimize sonsuz selam ile..
Cemil Meriç'in zamana dair yazdıkları vardır, şöyle;

                 ''Günler senden birer parça götüren haramiler, kırk haramiler, kırk bin haramiler. Günler Şam yeli, sen çöl, sen kumdan bir tepecik. Günler yaramaz birer çocuk, sen çerden çöpten kurdukları bir evcik… Günler geçiyorlar, geçtiler… Her biri bir parçanı kopardı, koparacak…''

                Günlerin bu kadar hızlı geçişine hayreti bıraktığım çok oldu. Sürüklenip gittiğimi iliklerime kadar hissetmediğim saat yok. Belki diyorum yapmaya çalıştığım bu kadar çok iş, belki de, zamana direnme. Bir gün gelecek tamamiyle dünyaya tepkisizde kalacağım diye bir düşünce de yok değil zihnimin diplerinde. Bu yüzden çok çok okuyorum. Okumadığım bir gün yok. Yaşama asılmanın en güçlü eylemlerinden biri okumak benim için. 



                           Hafta boyunca okuduklarım ve okumaya devam ettiklerim. 
One fine Morning seyrettim, etkilendim tabi ki. Bilmediğimiz şeylerden bahsetmiyordu ama insana dokunan tarafları çoktu. Profesör babası elden ayaktan düşünce yaşlı bakım evine yatıran kızı, birinci eşi, ikinci eşi eşyalarını hemen elden çıkarmaya başlıyorlar, aralarında paylaşıyorlar. Duvardan duvara kitaplarını almak isteyen çıkmıyor ama. Hatta atmaktan bahsediyorlar. Yıllardır kitap alan, biriktiren ve onlara gözü gibi bakan biri olarak içime oturan bir sahneydi bu. Ben de çok düşünürüm eğer ölüp gidersem bir gün, bunca kitap ne olacak diye. Sizin bu kadar önem verdiğiniz bir şeyi koruyacak insan varsa etrafınızda çok şanslısınızdır. Gözünüz arkada kalmayacaktır. Ama gözlemlediğim kadarıyla sizle aynı dili konuşan ev ahalisinin olması düşük bir ihtimal.
                       Neyse ki kızının aklına babasının öğrencilerine vermek geliyor kitapları. Onlara verirken de şöyle diyor;
'' Babamın kitaplığının yok olmamasına sevindim. Kitaplarının yanında, babama daha yakınım. Bakımevindeki kişinin aksine kitaplığı daha çok şey anlatıyor. Ruhunun cisimlenmiş hali gibi. Ve bu kitapları o seçti. Bu kitaplar aracılığıyla kişiliği kendini anlatıyor. Her biri ayrı renk. Hepsi birlikte onun portresini oluşturuyor.''
                Kendi alıp evine götürmüyor ne yazık ki ama böyle de faydalı bir iş yapıyor. Kitap kurdu her ebeveynin en büyük isteği bir miras gibi bunu çocuğuna devretmesi. Hayat ne yazık ki isteklerimizin tam tersini veriyor bize genelde. Kızıma devretmek isterdim ama şimdi ki haline bakınca umutsuzum. 



                           Dün bağ evine gidip annemle domates suyu yaptık. 15 kilo domates ve 4 kilo kırmızı biber kesilip pişirilip kavanozlandı. Umarım bozulan olmaz. Dün çok yorulduk bunları yaparken. Bugün biraz kitap, biraz dergi, biraz blog derken akşam oldu bile. Haftasonumuzda bitti arkadaşlar!
Ben yarın sabah okul yolunda olacağım kısmetse. Anlık paylaşımlar instagramdan yapıyorum bazen. Gelin buradayım

10 yorum:

  1. Bayılıyorum senin şu alıntılarına. Anneye babaya uzun ömürler versin Allah. Domates soslarını afiyetle yemenizi dilerim.
    Sevgiler sana ve okuldaki miniklere...

    YanıtlaSil
  2. ben de okuyarak çok mutlu olanlardanım çok şükür çok şükür...yeni okul yılı şahane geçsin dilerim ...herşeyden önce sağlıkla....uzun bir aradan sonra merhaba....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabaa:)
      Yeni dönemimiz umarım sağlık ve güzellikle geçer,evet..

      Sil
  3. Şu instagrama bir alışamadım ama burayı boşlamadığın için çok mutluyum, ellerinize sağlık ve Allahım ya kirpinin şansına bakar mısın, sen orada dolaşmasan ya da dolaşırken dikkatli ve gören gözlerle bakmasan etrafına....
    Yeni okul yılında bol şans ve güzellikler diliyorum, kışı ve kar manzaralarını en sevdiğim köy orası biliyor musun :) Ama daha gelmesin, az dursun ötede hihihi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok çok teşekkür ederim iyi dileklerin için. ben biraz özledim serin, sisli havaları. eğer tatilim bittiyse güneşli havalar bitse de olur :)

      Sil
  4. Vakit varken, herkes sağ, sağlıklı ve mutlu iken bende ailelerimizle vakit geçirmeye çok dikkat ediyorum. Bugünleri sonra çok anarız, çok ararız elbet. Çok haklısınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ailemiz en değerli şeyler hayatımızda ama gerekli özeni tam veremiyoruz gibi geliyor. Yine de uğraşalım derim :)

      Sil
  5. ben kirpi adına çok sevindim en çok ona sonra da cıvıl cıvıl dolan bahçelere , huzurla yapılan aile kahvaltılarına

    YanıtlaSil
  6. Alıntılar çok güzel. Eski Çiçekçi Sokağı sevdiğim bir kitap, okuyan başka biri yok sanıyordum :)
    Yeni okul yılınız hayırlı olsun, sağlıkla, huzurla geçsin dilerim.

    YanıtlaSil

Merhaba Cuma

                          '' Kendini sevmezsen başkasını nasıl sevebilirsin ?'' diye soruyor Tina Turner Mutluluk Sana Yakış...