Hafta içi çalan alarmla aynı saatte kalkmak..
Aynı dakikalarda yola çıkmak..
Yürürken aynı evlere aynı balkonlara bakmak, aynı yollardan geçmek..
Aynı saatte minibüse binmek..
Aynı saatte derse girmek ve aynı saatte çıkmak.
Koştura koştura çarşıya ya da eve gitmek.. Erken işten çıksan bile evde akşama kadar yemek, ortalık toplama, çamaşır yıkama vb. bir çok işle uğraşıp ev ahalisini bekleme..
Aynı saatlerde yemek yeme, masayı toplama, odalara geçiş..
Yatmaya iki, üç saat kaldı ne yaparsan yap alelacele..
Sanmayın ki farklı hayatlar yaşıyoruz, işte böyle memur ve işçi kardeşlerim gibi ben de tam otuz senedir belirli saatlerde aynı şekilde dört duvar arasına girip işlerimizi yapıyoruz. Ben de çok sıkılıyorum bu monotonluktan. Kafama esip istediğim tarihlerde bir yerlere gidemiyorum çünkü hep iş var haftanın beş günü. Hepimiz aynıyız işte. Çarklar çalışıyor ve biz dönüp duruyoruz bunun içinde. Şükür eyt çıktı, emekli oluyorum :)
Öğrencilerimle mutluyum ama şu rutin döngü, seyahat özgürlüğümün kısıtlanması yıllardır canımı çok sıkıyor. Hele biz öğretmenler belli tarihlerde tatil yaptığımız için aşırı yüksek fiyatlarda bilet alıyoruz ya da otel parası ödüyoruz. Yaz tatilimiz eylül başında bitiyor, başka bir ay tatil yapamıyoruz.
Okuldan çıkar çıkmaz açık havaya atıyorum kendimi. Köyde gezmeyi çok seviyorum bu yüzden. Sabahtan akşama kadar ofislerde çalışanlar daha kötü durumda, beterin beteri varmış deyip avutuyorum kendimi.
Bazen öğrencilerimle yürüyorum. Eve bahçeme dönünce bitkilerimle vakit geçirmek çok iyi geliyor.
Uzun zamandır kek yapmıyordum, aslında kış mevsiminde neredeyse her hafta bir kek yapardım ama bu sene buna başlayamadım. Bu hafta buna bir son vererek kış kekimi yaptım. Aslında orman meyveleriyle yaptım ama üzerine biraz kar yağdırdım..
Yeni yıl haftasında olduğumuzdan keyifle hediyeler hazırladım..
Hafta sonu ailece güzel iki gün geçirdik. Ben havayı güneşli görünce sahilde bisikletle gezdim, bizimkiler evde kalmayı tercih ettiler. Sonrasında yeni bağ evimize gittik. Sobayı yaktık ve ağaçlarıma karşı koltuğumu koyarak kitabımı okudum. Huzursuzlar'ı sakin sakin, bitmesini istemeyerek okudum hafta boyunca. Bergman'ın özel yaşamına dair ayrıntıları veren en küçük kızı sayesinde ünlü bir anne babanın çocuğu olmanın ne kadar zor olduğunu anladım. Mutlu çocukluk diye bir şey yok galiba. Yada biz ne kadar güzel bir çocukluk yaşamışız da farkında değilmişim. Bunca örnek görünce zamanında yaptığım haksız eleştirilerden, mızmızlanmalardan utanıyorum şu an.
Bu senenin yeni yıl kızlar buluşması da gerçekleşti. Her sene özenerek masalar hazırlıyoruz, yemekler pişiriyoruz. Pastamızı bile biz yapıyoruz. Tüm gece sohbet, muhabbet harika oluyor.
Masamızdan detaylar..
Hediyelerimizde ayrı güzeldi. Bana gelen hediyeleri de toplu halde çektim..
Bu zor ülke şartlarında kendimizi koyvermediğimiz için kutluyorum her birimizi. Mutlu olmak için arkadaşlar, sohbet, güzel yemekler, biraz özen, biraz estetik lazım. Kendimize en güzelini layık görüp bunun için çabalıyoruz. Özellikle bir çok olanaktan uzak bir kasabada yaşayınca daha fazla çaba sarfediyoruz ama sonuçta değiyor buna.
Bu hafta biten kitaplardan biri de Max Frisch'in Montouk. Frisch'i bilen bilir. Okumadığım bu kitabını alıp bu hafta içinde başlayıp bitirdim. Kendi yaşamından kesitler halindeydi. Bergman'dan sonra Frisch'in de aynı erkek tavırları içinde olduğunu görmek şaşırtmadı. O da ayrı bir yazı konusu.
Bir yılı daha bitirdik . Yeni yılı böyle kutlamalar yaparak karşılıyoruz ama her sene büyüyen bir burukluk var içimde. Çünkü kayıplarımız çoğalmaya başladı, ee bizde de artık o enerji, gençlik kalmıyor. En güzel yıllarımız su gibi aktı gitti. Ne diyeyim , yeni yılda güzel günler görmemiz dileğiyle!
Mutlu yıllar, bu bloğun kış renkleri de ne kadar güzel ama.... en çok ikinci fotoğraftaki köy evini sevdim sanırım :)
YanıtlaSilCerencim çok teşekkürler.. Blogların hiç birini okuyamıyorum iki haftadır nasıl bir koşturmaca oluyorsa. Kimbilir ne yazılar birikti. Buraya bir post koyup ayrılıyorum hemen.
Silhepimize mutlu, sağlıklı ve huzurlu günler dilerim !
Ne güzel işte, okuyamıyorsun çünkü yaşamakla meşgulsün ;)
SilAma biraz tatile de hayır demiyoruz elbette :)) Amin canım.
Merhabalar.
YanıtlaSil2022 yılının son Cuması çok güzel olmuş. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Okudum ve ne diyeceğimi bilemiyorum. En iyisi hiç lafı fazla uzatmadan, yeni yılınızı kutlar; sağlıklı, huzurlu ve mutlu nice yıllar dilerim.
Selam ve saygılarımal.
Buraya gelip bir şeyler yazmanız bile ne güzel Recep Bey, çok teşekkürler.. Aynı dilekleri hepimiz için ben de diliyorum. Seneye görüşmek üzere!
SilÖzlediğin her şeye emeklilik sonrası kavuşmanı ve yeni yılın güzellikler getirmesini diliyorum Buketcim. 2023 te gerçekleşen hayallerinin postlarını okumak üzere şimdiden merakla beklemedeyim. İyi seneler, sevgiler...
YanıtlaSilMutlu yıllar..
YanıtlaSilYeni yılınız daha güzel geçsin...
Mutlu ve sağlıklı yıllar, yine akıp gitti yazı tüm sıcaklığı ile... Emeklilikse hayırlı olsun:)
YanıtlaSilSanırım sizin en çok bu arkadaş buluşmalı sofralarınıza özeniyorum. :) En az benim kadar aynı özeni gösterecek bir grup arkadaşla bu yıl içinde denemek istiyorum bende. :)
YanıtlaSilÖnce yeni yıl kutlu olsun, mutluluk getirsin diyeyim, sonra da emeklilik hayırlı olsun keyifle gelsin. :)
YanıtlaSilMontouk'u pandeminin başlarındaydı sanırım, anlatımını beğenerek okumuştum.