Merhabalar sevgili blog ahalisi!
Yeni bir haftasonu, yeni bir cuma ve aralığın ortası... Kış yavaş yavaş geliyor ama düşünüyorum da artık aralık ayında bile sonbaharı yaşıyoruz. Ne yazık ki bilim adamlarının tüm dedikleri çıkıyor. Dünya daha çok ısınıyor, kış mevsiminin süresi azalıyor yıllar geçtikçe.
Eskiden yani çocukluğumda kış aralık ayında iyice kendisini hissettirirdi. Şimdi ocak ayı bile ılık geçiyor. Günler biz hayatta ki faniler için hızlıca geçiyor.
Geçen haftasonu yani cumartesiden başlıyalım. Evde olunca kek yapmadan olmuyor. Artık benim için yumurta kırıp omlet yapma gibi birşey oldu bu olay.
Evde pişen ve biraz da ılıyan keke eşlikçi kahvemizi yapıp içtikten sonra sahile attım kendimi. Dalgalar eşliğinde yürümek çok güzeldi.
Gökyüzünün her halini seviyorum. Denizinde öyle..
Hafta içi sabahları otogara yürüyüş çok iyi geliyor. En fazla 15 dakika sürüyor bu ama sabahın o serin havası o kadar iyi geliyor ki.
Minibüste tek kitap okuyan benim. Hatta diğer minibüslere de bakıyorum artık benim gibi yolda kitap okuyan kalmadı. Herkesin elinde telefon var.
Okula gelince ara ara bahçemize bakıyoruz çocuklarla. Soğanlar baya bir büyüdü ama marullarda hiç ses seda yok. Geçen sene ektiğimizde kısa süre de kocaman olmuşlardı halbuki.Sulamaya da gerek yok yağmurlardan dolayı.
Biraz roka tohumu da dökmüştük , onlarda çıktılar.
Okulda çocuklara içecek olarak ya meyve suyu ya da sütü tavsiye ediyoruz. Ama köy yeri olmasına rağmen aileler hazır paketlenmiş içecekleri tercih ediyorlar. Aslında çoğunda inek var, meyve ağaçları var. Ama insanlar da en kolayına kaçma var, kendi çocuklarına bile bunu hazırlamak zor geliyor. Böyle arada sırada annesi evde içeceğini hazırlayan çocuklara bunun önemini anlatıyorum. Ailelere de gerekli bilgileri versek de iki yapıp sonra kolayına dönüyorlar nedense.
Bu hafta içi kapımın önüne hediyesini koyup sürpriz yapan arkadaşlarıma minnettarım..
Aralık ayı dergilerimi aldım..
Hava güzelleşince bu fırsatı kaçırmak olmazdı. Bisikletimi aldığım gibi deniz kıyısına gittim. Dönüşte bahçeme girerken.
Durgun gökyüzü ve deniz .. Üç gün önce nasıl dalga vardı, deli gibi rüzgar esiyordu ve sahilde yürümek imkansızdı. Şimdi ise..
Sahilin bisikletle gidilen son nokta da çocukluğumda gittiğimiz, önünde denize girdiğimiz bu büyük ağaç var. Onu görmek içimi sızlatsa da mutlu olduğum bir şey. Ah geri de kaldı o günler. Tüm teyzemler ve çocukları, ananem, annem ve biz iki kardeş. Şimdi dünya da orada olanlardan iki kişi yok.
Anneciğim internetten Tükenmez denen içeceğin yapımını öğrenmiş ve hemen yapmış. O da hiç bilmiyor bu içeceği. Bizim geçmişimizde yok. Bakalım merakla tadını bekliyoruz.
Atalarımızın kışın içtiği boza ve tükenmez sağlık kaynağı şifa depolarıymış. Günümüzde boza biliniyor da tükenmez fazla değil.
Bolca olgun muşmula, ayva, armut, elma, nar, hurma, kuru meyveler içine konuyor. Yarım avuç nohut da atmış içine annem. Meyveleri soymadan çekirdeklerini çıkarmadan doğrayarak kavanoza sırayla koyun, aralarına bal, pekmez veya şeker ilâve edip üzerine klorsuz içme suyu ilave edip kapağını kapatıp koyun bir köşeye. Arada bir kapağı gevşetip gazını almak gerekiyor.
15 gün sonra içmeye hazır oluyormuş. İçinden aldığınız su kadar su ilâve ediniz ki hiç bitmesin arada bir biraz bal veya pekmezle de beslemek iyi olur. Kokusu muhteşem oluyormuş, her meyve kendi kokusunu ortama saldığından parfüm gibi kokuyormuş..
İşte böyle geçti bir hafta da. Tüm gün koşturmaca, iş güçle geçince eve büyük bir yorgunlukla geliyorum. Evde ki işler de cabası. Gece boyunca dinlenme, sinema seyretme ve biraz kitap okumayla geçiyor. Bir bakmışım ki tekrar yataktayım. Günün hiç bereketi kalmadı. Artık kısmetse diğer cumaya görüşmek üzere.
Mutlu hafta sonumuz olsun!
Merhabalar.
YanıtlaSilGüzel ve keyifli bir Cuma paylaşımı ile daha karşı karşıyayız. Önce kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. yazınızı okuduğum da oldukça emek verilmiş bir paylaşım olduğunu görüyorum. Her Cuma günü bu paylaşımı yapmanız da çok güzel bir planlama ve strateji. Bu nedenle sizi kutluyorum.
Artık maalesef o eski kışları yaşayamayacağız. Bunun müsebbibi biz insanlarız. Bu güzelim cennet dünyayı o kadar hor kullandık ki, işte bu hor kullanmanın sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Hor kullanma alışkanlıklarımızdan da vazgeçceğe benzemiyoruz. Bu dünyayı bitirdikten sonra gidebileceğimiz bir yer de yok! Belki işte o zaman, kıyamet dediğimiz senaryo devreye girecek. Yüce Mevla yar ve yardımcımız olsun. Cuma'nız hayırlı ve mübarek olsun. Allah'a emanet olun .
Selam ve saygılarımla.
Hoşgeldiniz Recep Bey,
SilBu cuma yazıları da olmasa hiç yazamayacağım herhalde. çünkü yorumları bile
açıp okumak zamanımı alıyor ve geç oluyor bu işte. Aslında kafamda yazacak çok
konu var , oturup da yazmaya zaman yok. en azından cumadan cumaya tüm haftayı
toparlıyorum ve yaşananları da arşivliyorum böylece.
teşekkür ederim yorumlarınız için..
Hazır şeyler, dolaplar, buzluklar, paketler olmadan önce de insan kendisine ne güzel saklama yöntemleri bulmuş. Meyveyi bitiremiyor musun, yap pekmezi, yap tükenmez gibi bir içeceği, oh mis. Hayır bunları yapmayıp hazırını almışken bize kalan ekstra vaktimizde de bişey yapıyor olsak, kös kös oturuyoruz.
YanıtlaSilAynen Handancm, eski zamanlarda işler daha zormuş ve hep el işiyle
Silyapılıyormuş. şimdi ne ararsan buluyorsun bir adım ötede de ama
bu sefer ne sağlık var ne mutluluk..
ahir zaman dedikten sonra fotoğraflarınıza bayılıyorum :) merhabalar
YanıtlaSilaa çok sevindim :)
SilHoşgeldiniz !
hoşbuldum, teşekkür ederim :)
SilAaa üstüne devamlı eklediğin için adı tükenmez, ne kadar güzel :)
YanıtlaSilBuket acaba diyorum ki, okula bir blender alsan, çocuklar da meyveleri evlerinden hepsi 1er tane getirse, taze taze birlikte sıkıp içseniz? Öyle aklıma geldi işte. Her sabah kızıma beslenme çantası hazırlıyorum, ben sadece su veriyorum sıvı olarak, en sağlıklısı diye ama sana iş çıkarmak için çenem çalışıyor bak :))) Hayırlı Cumalar. İyi haftalar!
Evet Ceren iyi fikir aslında. Benim az öğrencim var , 10 tane yapılabilir de ekstra iş doğru. yanımda yardımcım da yok. Devamlı meyve getirmeleri ya da almamız da
Sillazım . en azından iki gün böyle olsa, 2 gün süt . zaten bir gün de meyve var.
toplantıda öneri sunacağım bakalım
Merhabalar Sevgili Pelin Pembesi,
YanıtlaSilYine çiçekler açtırdın okurunun ruhunda, yüzüne de pek hoş bir tebessüm oturttun, fotoğraflarla ve de kelimelerinle:) Tükenmez bilmediğim bir şeydi ancak İspanyolların sangrai'sinin alkolsüzü diyebiliriz gibi, en azından usül açısından:)
aa duydun mu bu tükenmez içeceğini. fazla bilen yok çünkü.
Silbakalım tadı nasıl olacak. kavanoz içinde tüm meyveler çok güzel duruyor. başlarda
tadı sirke gibi oluyormuş ama sonrasında aromalı içecek halini alıyormuş.
ay bunlara ilgim arttı ya vallahi yaşlandık buraneros, zamanında
gözün görmez böyle şeyleri ya.
Ben eskidgn yolda cok kitap okurdum ama 5 senedir falan meniere cikti bende asla okuyamiyorum dünyam dönüyor.
YanıtlaSilKis konusina gelecek olursak ben üniversitedeyken bile aralik ayi.full kar olurdu simdi gündüz kalorifer yanmiyor
Yolda okuma işini çoğu insan da mide bulantısından yapamıyor gerçekten.
Silşimdilik öyle sorunum yok Allahtan. en azında kısa yolda bile
10 sayfa okuyorum ya, bana kar kalıyor diye çok seviniyorum.
Daha geleli ne kadar oldu, şimdiden özledim o güzelim sahili... Binalar arasına sıkıştırılmış parklarda sütçü beygiri gibi, döne döne yürüyorum burada ne yazık ki. Çoğunlukla yürümek istemiyorum o yüzden. Gökyüzü bile sıkışıp kalmış gibi adeta. Oradaki gibi, bulutlardan fal bakmak mümkün olmuyor burada Buket. Hava sıcaklığı konusunda haklısın. Kış böyle mi olurdu eskiden? Bu mevsimde karla kaplanırdı şehir. Donarak giderdik okula, işe... Şimdi, uzun baharlar yaşıyoruz. Her şey değişti zamanla. Doğa da, şehirler de, insanlar da... Umarım bunlar son güzel günlerimiz değildir. Yine değişir, dönüşür bir şeyler. Tükenmezi ilk kez duydum. Bakacağım internetten. Ama lezzetli olur gibi geldi, hem de şifalı. Gelecek Cumaya kadar güzel bir hafta diliyorum sana Buket.
YanıtlaSilSevgiyle, dostlukla...
Teşekkür ederim Sonat'cım. Buranın sakinliğini yaşayınca şehir de
Silinsan arar oluyor değil mi? Hele sizin o güzel manzaralı, denize bakan evinizden
binalar arasına gitmek çok zordur ama şehir hayatı da bazı yönleriyle güzel.
Anneciğine çok selamlar..