Uzun zamandır bir tür günce gibi devam eden cuma yazılarıma bugün yenisini ekliyorum. Şükür bugüne getirene.. Hayat sorunları, acıları, sıkıntıları, ara ara küçük mutlulukları ile akıp gidiyor. Ama her şeye rağmen içimizde hep bir umut var. Asıl şükrettiğim şey de bu. Çünkü umudumuz olmasa hayatın hiç bir anlamı, sevinci olmazdı. Ocak ayında yoğun bakıma yatıp haftalarca kalan ve tedavi olan dedemiz yani benim kayınpederim eve döneli neredeyse 1,5 ay oldu. Kendi evinde çocuklarının desteğiyle yaşamını sürdürüyordu. Boğazında ki delikle bir makineden nefes alsa da, yaşı doksana gelse de kendisinde ki yaşama bağlılığı ve ümidi gördükçe insanın kaç yaşında olursa olsun hayata tutunması benim için bir ders. Şairin dediği gibi '' yaşamak güzel şey ! ''
Ona baktığımız 7 gün boyunca yaşlılığın ne kadar zor ve yakınlarına ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu çok iyi anladım. Yıllarca çalışıp çabalıyorsun, emekli olmaya, çocuklarını yetiştirmeye bakıyorsun, bunlar gerçekleşince bir bakıyorsun ki yaşın almış başını geçmiş, sağlık tükenmiş, yapmak istediklerine enerjin kalmamış. O yüzden yapılan yaşlılık güzellemelerine hiç inanmıyorum.
Dedemizin evinde kaldığımız sürece işte şu boş koltukta genelde ben oturdum. Hasta yatağı var aslında ama artık devamlı orada yatırmak istemiyoruz. Bacakları biraz güçlensin diye ara ara yürütüyoruz. Gözleri çok iyi görmediğinden artık gazete de okuyamıyor. Ben de karşısına oturup örgü örüyorum, çok konuşmasak da yanında birinin olmasını seviyordu. Dini sohbetleri radyodan açtı mı bizden keyiflisi yok.
Orada kaldığım bir hafta boyunca manzaram dolu evdi. Yalnızca bir çam ağacı kalmış mahallede. Tam karşımızda cami var. Buraya gelen giden yaşlı amcaları seyretmek bir taraftan güzeldi. Bir haftanın sonunda caminin müdavimlerini tanır oldum, sabahları çay için camiden su alan altta ki terziden tutun, caminin bahçe temizliğini yapan ara sıra çocuklara görev veren hizmetlisiyle, yan da ki boş alana gelip ateş yakmaya çalışan üç haylaz oğlana kadar..
Bir yerde az süre de kalsam kendi düzenimi hemen oluşturanlardanım. Pencere önü masam olacak mesela. Masada mutlaka örtüm ve çiçeğim ise vazgeçilmezim.
Eve döndüğüm sıra hava oldukça sıcaktı. Balkonda oturmayı çok özlemişim hatta kek yapmayı da. Eve gelir gelmez moral pastamı yaptım kendime. Kayınvalidemlerin evinde kaldığımda bizim mahallenin aslında ne kadar yeşil olduğunu farkettim. Etraf yeşil olunca o kadar da çok kuş ve sesi oluyor. Onların yaşadığı yer daha çok çarşı içi olduğundan her yer betona dönmüş, kuşlarda terk etmiş orayı.
Övünmek gibi olmasın ama oluşturduğum bahçe ile mahalleye büyük bir iyilik yapıyorum. Çünkü çiçeklerim ve ağaçlarım ile küçük bir koruya dönüştü bahçem. Yaseminlerim de çılgınca açtılar, tüm sokağın nasıl koktuğunu siz hayal edin..
Öğleden sonra işimi, kitabımı alıp karavana gitmeyi çok seviyorum.
Bir sabah açan kaktüslerim !
Bu pazartesi okullar tekrar açıldı. Gerçekten çok özlemişiz.
Okul sonrası yağmurdan ve sisten fırsat bulduğum bir gün köyde yürüyüş yaptım. Baharda
gökyüzünün ışığını çok seviyorum.
Bir öğrencimin evinde ki hayvanları sevdim. İneklerden bazıları dışarı çıkmış geziyorlardı. Öyle hisli hayvanlar ki anlatamam size. Beni görünce kaçtılar ilk önce. Sonra onlarla güzel güzel konuşunca gözlerini dikip dinlediler hareketsiz. Yavaş yavaş geldiler aramızda güven oluşunca.
Okulda kendimize küçük bir sebze bahçesi yaptık. Videosunu ekliyorum size de. Bundan sonra youtube
üzerine bir çok video eklemeyi düşünüyorum. Hala üye değilseniz sayfama beklerim.
Öncelikle şifa dilerim beyefendiye ve hayırlı cumalar herkese... Yine çok sıcak bir yazıyıdı, fotoğraflarda satırlar doğrultusunda molalar verdim elbette... Cami ve meydanın fotoğrafıyla birlikte terzinin çay suyunu camiden alması, kasabada yaşamak özeldir ve güzeldir sıcaklığını hissetirdi... Bahçe, kahvaltı masası, elbette pasta ve fakat günün bir bölümünü karavanda geçirmek, sıcaklığı iyice yükseltti ama öncesinde pencere önündeki çiçek, doğrudan şarkıyı aklıma getirdi ve tıkladım, Bülent Ortaçgil ve Pencere Önü Çiçeği yani, o çalarken devam ettim:) Sonra doğa ve sonra ineklerin olduğu fotoğraflar... Kaldım. Ve video! Kendi öğrenciliğimi ve öğretmenimi düşündüm. Ve elbette bu blogu uzun süredir takip eden biri olarak dedim ki çocuklar çok şanslısınız, yaşam boyu gururla anlatacağınız bir öğretmeniniz ve şahane anılarınız var. Çok keyifliydi yani, okumak:)
Pelin Pembesi <3 seni seviyorum ya! O bahçeni taaa 2500km öteden seviyorum, örgülerini, keklerini ve tüm güzelliklerini, yaşlılara ve çocuklara merhametini ve sevgini, umudunu ve şükrünü de çok seviyorum... Diyesim geldi :)
Selam yaşlılık zor hastalık ondan da zor. acil şifalar dilerim. Bende gittiğim yerde hemen hoşlandığım beni mutlu eden bir iki ayrıntı ekliyorum. Annem sağken evine gidince mutfak düzenlemesi balkon düzenlemesi ,Selçuk ablamın evine gidince balkon için çiçekler masa örtüsü kırlardan topladığım çiçekler. Kitaplarım, bilgisayarım. Son zamanlarda boyaları taşıyorum bazen resim yapıyorum. Köydeki eve çiçekler demek ki diyorum bir yere gidince alışkanlıklarımız ve yabancı ortamda bize ait ayrıntı eklemek iyi geliyor. evet okul başladı. Küçük torun ana sınıfında büyük torun önümüzdeki hafta okula gidecek. Bizde biraz rahatlamış oluyoruz. Elinize sağlık sebze bahçesi için Deniz'le soğan ektik o bana gelince çiçek sulamayı seviyor. Benimde biberlerim olmaya başladı. Bu sabah biber semizotu dere otu ve soğan topladım. Yumurtanın içinde soğan . Biber çıtır çıtır taze. Fotolar çok güzel. Sevgiler.
ooh sizinde köy hayatınız harika. Allah sağlık ve huzur versin gerisi her zaman gelir. Biz bize benziyoruz zaten şu blog aleminde birbirini takip edenler. Umarım uzun yıllar yazar, çizer, paylaşırız bir çok şeyi..
Öncelikle şifa dilerim beyefendiye ve hayırlı cumalar herkese... Yine çok sıcak bir yazıyıdı, fotoğraflarda satırlar doğrultusunda molalar verdim elbette... Cami ve meydanın fotoğrafıyla birlikte terzinin çay suyunu camiden alması, kasabada yaşamak özeldir ve güzeldir sıcaklığını hissetirdi... Bahçe, kahvaltı masası, elbette pasta ve fakat günün bir bölümünü karavanda geçirmek, sıcaklığı iyice yükseltti ama öncesinde pencere önündeki çiçek, doğrudan şarkıyı aklıma getirdi ve tıkladım, Bülent Ortaçgil ve Pencere Önü Çiçeği yani, o çalarken devam ettim:) Sonra doğa ve sonra ineklerin olduğu fotoğraflar... Kaldım. Ve video! Kendi öğrenciliğimi ve öğretmenimi düşündüm. Ve elbette bu blogu uzun süredir takip eden biri olarak dedim ki çocuklar çok şanslısınız, yaşam boyu gururla anlatacağınız bir öğretmeniniz ve şahane anılarınız var. Çok keyifliydi yani, okumak:)
YanıtlaSilçok teşekkür ederim değerli görüşlerin için Buraneros..
SilPelin Pembesi <3 seni seviyorum ya! O bahçeni taaa 2500km öteden seviyorum, örgülerini, keklerini ve tüm güzelliklerini, yaşlılara ve çocuklara merhametini ve sevgini, umudunu ve şükrünü de çok seviyorum... Diyesim geldi :)
YanıtlaSilKalpler karşılıklı !!
SilAllah elden ayaktan düşürmeden aklımız başımızda yaşlılık nasip etsin. Hep duam budur.
YanıtlaSilBizim mahalle de yaseminlerle dolu. Sabah ürüyüşlerinde öyle güzel geliyor ki korkuları. Senin bahçeni tahmin edebiliyorum.
Çok şükür ben de yeşillikli, kuşlarla dolu bir yerlerde oturdum hep ömrüm boyunca, ruhumu bu sayede sağlam tutabiliyorum
Ah o dua hep benimde ettiğim, meğer ne önemliymiş
Silyaşlılıkta güç , kuvvet, sağlık ..
Selam yaşlılık zor hastalık ondan da zor. acil şifalar dilerim. Bende gittiğim yerde hemen hoşlandığım beni mutlu eden bir iki ayrıntı ekliyorum. Annem sağken evine gidince mutfak düzenlemesi balkon düzenlemesi ,Selçuk ablamın evine gidince balkon için çiçekler masa örtüsü kırlardan topladığım çiçekler. Kitaplarım, bilgisayarım. Son zamanlarda boyaları taşıyorum bazen resim yapıyorum. Köydeki eve çiçekler demek ki diyorum bir yere gidince alışkanlıklarımız ve yabancı ortamda bize ait ayrıntı eklemek iyi geliyor. evet okul başladı. Küçük torun ana sınıfında büyük torun önümüzdeki hafta okula gidecek. Bizde biraz rahatlamış oluyoruz. Elinize sağlık sebze bahçesi için Deniz'le soğan ektik o bana gelince çiçek sulamayı seviyor. Benimde biberlerim olmaya başladı. Bu sabah biber semizotu dere otu ve soğan topladım. Yumurtanın içinde soğan . Biber çıtır çıtır taze. Fotolar çok güzel. Sevgiler.
YanıtlaSilooh sizinde köy hayatınız harika. Allah sağlık ve huzur versin
Silgerisi her zaman gelir. Biz bize benziyoruz zaten şu blog aleminde
birbirini takip edenler. Umarım uzun yıllar yazar, çizer,
paylaşırız bir çok şeyi..
Hayata bu güzel bakışınız satırlardan bize geçiyor. Ne güzel bir kalp :)
YanıtlaSilOldukça anlamlı bir paylaşım, kaleminize sağlık... Köy fotoğraflarına ise bakarken iç geçirdim ne güzel yerler böyle....
YanıtlaSilNE GÜZELMİŞ BAHÇEN, ELLERİNE sağlık. Gerçekten mahalleye büyük iyilik yapmışsın.
YanıtlaSil