Yazarın katman katman insan psikolojisinin içine girerek yazmasını seviyorum. Belki uzun cümleler başını sonunu kaçırtıyor anlatmak istenenin. Çok kolay değil Marias okumak ama Bernhard okurken ki tadı onunla da alıyorum ya çabalamaya değer.
Kitapta ünlü bir yönetmenin yanında sekreter olarak işe başlayan Juan de Vere ' nin anlatımı var. Yeni seyrettiğim bir belgeselde buna paralel bir konu vardı. Arkadaşım Stanley ünlü yönetmen Kubrick'in şoförü Emilio D'alessandro'nun gözünden hayatına dair . Sadık şoförü olması yolunda neler yaşamışla başlayan belgesel Kubrick gibi bir yönetmenin sağ kolu oluşunu anlatıyor. Hem de hala yaşayan şoförünün ağzından. Dile kolay 30 yıl yanında olmuş. Böylesine farklı insanların yanı başında olmak duygusunu eğer merak ediyorsanız bunlar birer örnek.
Ünlü insanların kendisini anlatmalarından çok yanı başlarında duran insanların ağzından onları tanımak farklı geliyor bana. İlginç bir belgesel daha seyrettim. The Life & Death of Marina Abramovich belgeseli. Zaten Marina'nın Body Art sanatının en iyi temsilcisi olarak yaptığı performanslarını bilmeyen yok. Özellikle sevgilisi Ulay ile yaptıkları masa başı oturarak birbirlerini uzun yıllardan sonra gördükleri performansını seyredip ağlamayan yoktur. Yalnızca bu değil ister kapı eşiğinde çırılçıplak durmaları, ister çin seddinden 90 günde birbirinden yürüyerek ayrılmaları, ister Balkan savaşlarını lanetlemek için yaptığı tonlarca et ve kemiğin üzerinde oturma performansı olsun Marina'nın her yaptığına hayretler içinde baktı tüm dünya.
Bu belgeselde onu otobiyografik anlatan tiyatro çalışması. Başrollerinde kendi var tabi ki. Belgesel bu tiyatronun nasıl yapıldığını, kimlerle çalışıldığını, en önemlisi yetmiş kusür yaşında ki Marina'nın neler hissettiğini anlatıyor. Belgeseli seyredince insan Marina'yı sahnede de görmek istiyor. Tam Abramoviçlik bir çalışma olmuş.
Merhabalar.
YanıtlaSilBu güzel kitap tanıtımınız için emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Siz ve sizin gibi kitap tanıtımı yapan blogger arkadaşlarım sayesinde yazarları ve onların yazdıkları güzel eserleri tanıma fırsatı buluyoruz.
Ne Marias ne de onun eserleri ile ilgili hiçbir bilgi birikimim yoktu. Tekrar teşekkürlerimi sunarım. Selam ve saygılarımla.
Tekrar tavsiye ederim..
SilKötülük buu!!! Marias'a sen yüzünden bulaşmıştım, şimdi beni bekleyen bir çok kitap raftayken... yazarın tadını almış, sayende tanışmış ve sevmiş biri olarak "gel de alma" hali içindeyim. Belki bekleyecek ama... rafta kesinlikle olacak:)
YanıtlaSilBöyle kötülüğe can kurban tabii ki:) Üstelik zemin İspanya iç savaşı... Larry Collins- Dominique Lapierre ikilisinden Yasımı Tutacaksın'dan daha önce söz etmiş miydim bilmiyorum ama okumadıysan eğer bir tavsiye de benden:)
Marias'ın diğer kitapları için de ben aynı durumdayım. Thomas Bernhard
Silkadar sevdiğim yazar oldu. yazına en kısa zamanda bakacağım.
Küçük bir not; üzerine blogda yazmadım, eski okuduğum bir kitap:)
SilMarias hiç okumadım ama etkileyici bir kitap olduğu belli. Zira ilk başlarda okuru saran kitap kaç sayfa olursa olsun devamını da merakla okutur. Kapak tasarımı da gizemli. Bakalım nasıl bir düğüm söz konusu? Başlangıçta alınan lezzet son sayfaya kadar devam edecek mi?
YanıtlaSilMarias oldukça zorlu bir yazar. Edebi lezzeti çok
Siliyi aldığınız bir yazar. Ben de son 2 yılda keşfettim ve okuyorum.
Denemekte fayda var..
Marias'tan ilk ve tek okumam bu kitap. Okurken sevdim ve sevmedim arasında çok gidip geldim ama sonunda sevdim denilebilir diye bitirdim. Yazar hakkında karar vermek için bir kitabını daha okumalıyım, tabii bunca kitaptan sıra gelirse. Güzel anlatım elinize sağlık:)
YanıtlaSilO zaman Duygusal Adam' ı da tavsiye ederim. Onu daha çok
Silbeğenmiştim.
hımm okurum, yky de iyi zaten :)
YanıtlaSilMarias'dan sadece Yarın Savaşta Beni Düşün'ü okumuştum ve sevmiştim. Diğer kitapları da fena halde aklımda, bir türlü sıraya koyamadım. Bu yazı yine iştahımı kabarttı:)
YanıtlaSil