15 Şubat 2021 Pazartesi

Hatır Vardı..

                                  

                                “İnsanlar zamanı anlık, günübirlik değil ‘yekpare’ yaşıyordu. Eşyanın bir değeri vardı. Bir kırık iskemle dededen kaldığı için hatıraların yükünü, kıymetini taşırdı. Bir ağacı eğer babamız dikmiş ise, bir nevi ‘baba’ muamelesi görür, her bahar çiçeklendiğinde, yazın meyveleri kızardığında, gölgesine her çöküşümüzde ölmüş baba bizimle beraber olur, ağaç yaşadıkça baba da bizimle yaşıyormuş sayılırdı. Böylece hayatın sade ve fakat ayrıntıya eğilen tarafını sarıp sarmalardık. Bir çift söz, bir bakış, sararmış bir mektup, selam, hatır-gönül ve ne kadar insani unsur varsa maneviyatımızı teşkil ederdi”
                                                           Mustafa Kutlu
                          Maneviyatımızı besleyen kaynaklardan birini ne güzel anlatmış yazar Mustafa Kutlu. Hürmet, kadir kıymet bilmek , vefa , aile değerleri ne kıymetliydi bir zamanlar. Şimdilerde yozlaşan aile sistemi, komşu ve akraba ilişkileri, insana ait ne varsa bir çok değer önemini kaybediyor ne yazık ki. 
Blogları okurken geçen gün, bir yorumcunun dinlediği bir podcasti önerdiğini gördüm. Bir bakayım dedim ve  otuzlu yaşlarda bir bayanın cinsel yaşamını açık açık anlattığını, liseden beri serbest şekilde  yaptıklarını güle oynaya anlattığını dinledim. Podcast adını vermeyeceğim tabi ki,  bana göre yanlışlıkları yaymamak lazım. Erkeklerden farkımız yok ispatını bu yoldan yapanların zaman içinde nasıl çöküntüye uğradıklarını yaşımla denk bir çok örneğini gördüm. Ama burada ele almak istediğim nokta, konuk ettiği 40'lı yaşlarda ki konuğuyla yaptığı konuşmaydı. İkisi de hayatlarında rol oynayan anne figürünü enine boyuna konuşuyor, hayatlarında ki tüm olumsuzlukların kaynağı olarak ebeveynlerini gösteriyordu.



                                  Ne yazık ki herkesin sorunlarının kaynağı olarak gösterdiği anne ve babaları var şu dünya da. Psikologa gidersin sorunların kökeni anne babaya uzar, arkadaşlarına içini dökersin baş köşede şikayet ettikleri  onlar vardır, niye böyle diye kendi içinde hesaplaşırken ilk onlar akla gelir. Tabi ki çocuğun hayatında ki en büyük etken anne babasıdır. Benim de lise yıllarımda iki büyük defter dolusu yazdığım günlüklerin nefret dolu unsuru babamdı. Ama bunları geride bırakmalı, 30 ya da 40 yaşında bile onları suçluyor olmamalıyız. Bu yaşlarda yapılan bu tür söylemler bana artık çok can sıkıcı geliyor ve bir tür şımarıklık olarak görüyorum.
Geçen hafta izlediğim gerçek yaşamöyküsü film Hillbilly Elegy tavsiye ederim. Burada ki sorunlu annenin oğlunun onca zorlukta yolunu bulması takdire şayan. Asıl böyle ebeveyne sahip  çocukların sızlanması lazım eğer anne babalar suçlanacaksa. Yoksa kendisini yetiştirmiş, okutmuş, tek başına ayakları sağlam yere basan, meslek sahibi yapmış anne babaların züppe çocuklarının radyolarda, orada burada onları suçlaması haksızlık..


















8 yorum:

  1. Bahsettiğin podcasti biliyorum ve aslında doğru işlense şahane bir fikir bence çünkü bu ülkenin "kadın hikayeleri"ni duymaya çok ihtiyacı var. Gençlerimiz artık bekaretlerini evlendikleri gece kaybetmiyorlar, kızlarımız da oğullarımız da farklı bir cinsel kimlik çağındalar ve arayışları, değerleri, doğruları bizimkilerden farklı; bunu kabul etmek lazım. Fakat maalesef o podcastte çok yüzeysel ve kişisel işleniyor konular o nedenle ben de rahatsız oldum, dediğin gibi "ben şunu da yaptım, bunu da denedim" olmuş. Halbuki çok güzel işlenebilirdi, meselâ biseksüel bir gencin karşılaştığı ailevi, topluluksal sorunlar işlenebilirdi "ben"den çıkıp "genellemeler"e varılabilirdi... Neyse.
    Değerler konusunda ben ergenlerle çalıştığım dönemde en büyük sorunun aile ile ergenin iletişim sorunu olduğunu, ailenin korkularını açıkça konuşmak yerine ergeni yasak ve kısıtlamalarla "hizada" tutmaya çalıştığını ve bunun da aslında ters tepip ergenin yapmayacağı varsa da sırf yasağa karşı gelme doğası nedeniyle denediğine şahit oldum. Yani kaş yaparken göz çıkartılıyor çoğu evde malesef... Bu nedenle eğitimciler olsun, aileye destek verecek kurumlar / kişiler olsun, podcast medya vs olsun bunlar çok önemli. Bunlara başvurulmayıp içine atıldığında, ergenler yaşça büyüyor ama kafa ergen kaldığı için 40 yaşında bile anne/babaya suç atmak ve kendini suçlamamak, suçu ya da hayatı tamamen kendi dışında aramak davranışı devam ediyor işte... Çünkü "daha büyümemiş ki...."

    YanıtlaSil
  2. Hahha valla yakalandım :) demek biliyorsun podcasti. aslında kendi tarzlarında
    bir şeyler yapıyorlar. illa sosyal içerik üretmek zorunda değil. ben bildiğin muhafazakar,
    ödün vermez dindarım, ne yapsalar eleştiririm onları :) bir de onların aman dinlemesin dedikleri tarafım , biliyorsun. yaa ceren bir de incelenecek psikolojik vakayım da.
    o yaşlarda o tür güdülerde olmadım, neden olarak ister çevre şartları de ister
    içe dönüklük. bir de kızım var biliyorsun, bu açıdan da çok endişeliyim. her nekadar
    kızlar bir takım işlerle özgürlüklerini ispatlamaya çalışırlarsa çalışsınlar, kendi çevrelerinden dahi buldukları erkekler belli bir süreden sonra bildiğin
    muhafazakar, baskıcı tiplere dönüşüyorlar. hala bu çifte standart var.
    Dediğin gibi daha büyümemiş o kadar çok insan var ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elif Key çekti beni ;) Güzel de konuşmuştu o bak, birkaç tane daha çok iyi bölüm var mesela deniz özturhan, bu ikisine bir şans daha verebilirsin belki..
      ya bence sen çok iyi bir annesin çünkü önem veriyorsun, ilgileniyorsun ve seviyorsun daha ne olsun :) çok dertlenme hepimiz yaşadık şimdi de hepimiz karşı taraftan yani annelik tarafından yaşayacağız aynı dönemi bir de..

      Sil
    2. Elif Key'i dinledim evet, yaş icabı da olgun. zaten kafasında bir çok şeyi
      çözmüş. diğerine bakacağım sonra da bırakırım . dinlememin nedeni bakayım cihangir
      gençliği bu devirde ne yapıyorlar merakıydı ama baktım 30 sene önceki
      bizlerden farklı tarafları da yok. bir damla ilerleme yok. böyle özgürüz ayakları 5 yıl sonra da evli ve çocuklu. yaşadıkları cinselliklerinde de daha da sömürüldüklerine inanıyorum. ay iyice saçmaladım, bir kızım olmasa bunlar hiç ilgi alanıma girmezdi.
      bak ben bir de ayça şen başkanı dinliyorum. bol küfürlü ve bir çok konuda
      ayrı düşünsek de bıkmış her şeyden, lafını sakınmıyor o yüzden hoşuma
      gidiyor. bir bak istersen..

      Sil
  3. Aynen öyle değişkenler çok fazla. herkesin hayat aşamaları farklı. genelde
    en çok suçlanan anne babalar ya, ben en suçlu anne babanın bile
    öyle olmasının bir nedeni olduğuna inanıyorum. hele belli bir yaşa geldiysen ne
    kadar suçlasan da anne babanı artık affetmelisin diyorum. sonra da kendi yoluna devam etmeli insan. Beni bile ne çok suçlayacak kızım şimdiden biliyorum.
    her insanın özelliği, karakteri, düşünceleri farklı. herkesi olduğu
    gibi kabul edip uzlaşmak lazım.

    YanıtlaSil
  4. Buketciğim, yazının ilk kısmındaki hatır gönül muhabbetti ve eskiler açılınca, her zaman aklıma gelir. çarşının ortasında olduğu halde, bahçeli evlerin olduğu bir mahallede büyüdüm ben sivasta. mahalle olmak, komşu olmak ne demek sonuna kadar gördüm idrak ettim. annem babam komşu teyzelerimiz, Allah hepsinden razı olsun, öğrettiler o değerleri. mahalledeki evlerden birinde çok yaşlı bir çift vardı, kiracılardı o nedenle haklarında çok detay hatırlamıyorum. çocukları var mıydı mesela, belki de hiç olmamıştı. ama yalnız kaldıklarını biliyordum. bu çiftin evinde buzdolabı yoktu. annem her yaz, evde onlar için unutmaz mutlaka buz yapar, her gün bir sürahiye buzları doldurup, benimle gönderirdi. bir gün ihmla ettiğini hatırlamam. insanların bizim kadar eğitimleri falan yoktu. bizim kadar kitap okuyuyp sosyalleştikleri falanda yoktu. ama irfan başka bir şey, geeriye dönüp baktıkça daha iyi idrak ediyorum. büyük büyük okullardan mezun olup, çok okumuş cahillerin dünyası artık.
    diğer konuya değinmek bile istemiyorum, zaten o kadar rahat bir cinsel yaşam hem erkek için hem kadın için bir ahlak ve mide problemi bence
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Bu yazında biraz kendime dokundurma hissettim :) tam da o sıralar annelerimizden çok yakınmıştık. Şımarıklıksa bile bir gün geçer. Meyvenin olgunlaşması zaman alır.

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...