Cuma geldi geçti, hatta cumartesi de gitti gidiyor ama yazımı yazamadım. Aslında kafamda uzun uzun bir cuma yazısı yazmak vardı. Ama evde ki hesap çarşıya uymadı ve durum ortada. Neyse biz de işimize bakalım ve rutin haftalık ne oldu bittiye bir göz atalım.
Geçen hafta sonu havanın güzelliği devam ediyordu, biz de balkonda ki kahvaltımızı yaptık her iki gün de. Sabah çok uyumak istemiyorum çünkü en geç saat 10 da sokağın en güzel anları. Etraf sessiz, güneş yavaş yavaş ısıtmaya başlamış, kimseler sokağa çıkmamış ama kuşlar koşturmaya başlamış. Elimde bergamotlu çayım muhakkak,kahvaltı bitmişse aldığım gazetelere gömülme zamanı..
Pazartesi iş başı. Saat 8 de evden çıkıp 10 dakika otogara yürüyorum. Bu yürüyüş öyle iyi geliyor ki. İnsanlar buraya gelmek için bile minibüse binmeyi tercih ediyor ama sabah yürüyüşü kar,yağmur,çamurda olsa vazgeçilmezim.. Her sabah zincirlenmiş bu bisiklete rastlıyorum üstelik.
Sonra da bu kabaklara. Bu hafta boyunca bir apartmanın önünde satılmayı bekleyen kabaklar...
Okula gider gitmez ıhlamur hazırlıyorum kendime. Sobaya koyuyorum. 10 dakika da hazır içinde kuşburnu ve elma dilimleri de var.
Geçen gün 1 ve 2. sınıflarla birleşerek etkinlik yaptık. öğretmenlerine çiçek getirmişler :)
Köy de öğretmen olunca bol bol meyve geliyor haliyle :)
Cuma günü mevlid kandiliydi. Beraber kandil hediyesi hazırladık. Geçen hafta 29 ekim Cumhuriyet Bayramı olduğundan bol bol Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatıp tanıtmıştım çocuklara. Cuma günü de bizimkilere '' çocuklar peygamberimizi bilen var mı, adı nedir'' diye sorunca hep bir ağızdan Atatürk cevabını aldım :)
Bu yaş grubunda isimler, ülkeler,şehirler, olaylar hep soyuttur.
Okul çıkışlarında minibüs gelene kadar köyde gezmek harika oluyor. Tahmin edeceğiniz gibi okuldan bir tek ben geziyorum yıllardır. Diğer öğretmenlerin gezdiğini hiç görmedim. Allahım ben niye böyleyim:)
Bahçelere girdiğim de böyle manzaralar oluyor. Sağolsunlar hemen ikramlarda bulunuyor herkes.
Doğa en güzel renklerinde şu sıralar...
Ve işte geldik diğer hafta başına neredeyse. Tüm hafta boyunca güzel ve huzurlu geçen günlerime şükrediyorum Allahıma. İnşallah sizin de güzel geçmiştir, mutlu hafta sonları dilerim herkese..
ya bu yazıları okudukça köy öğretmeni olmak istiyorum fotograflar o kadar güzel ki
YanıtlaSilçok şanslıyım biliyorum :)
Silİyi ki geziyorsun da biz de gezmiş oluyoruz sayende. Öyle güzel ki.
YanıtlaSilçok teşekkür ederim :)
SilCuma'ya ve Cuma yazısına önem veriyorsunuz ne güzel!.. Cuma'nın bir anlamda bayram gibi bir kutsiyeti var. Çünkü müslümanlar bir araya gelip camide toplanıyor. Namaz kılmaktan öte, toplanmanın karşılığı kaynaşmadır. Muhabbet ve ünsiyettir. Müslümanlar birbirinin derdiyle hemhal olurlar ve birbirinin darlığını giderirler. Yekpare haline gelirler. Koskoca bir sevgi, kalp halinde sinelerde atarlar. Onun için cemaatle namaz yirmiyedi derece daha çok sevaptan bahsedilir. Önemli olan müslümanların kaynaşmasıdır. Hakteala onu ister. Yoksa yeryüzü mesciddir. Heryerde namaz kılınır ve ibadet edilir. Caim de hayatın merkezidir. Cami etrafında kamu işlerini görecek şehirleşme nizamı da anlamlıdır.
YanıtlaSil.....
Yürümek kadar insanı motive eden spor var mıdır acaba. tabi ki bisiklete binmek te. Odun sobası üzerinde demliğin tıkırdayışı, portakal kabuklarının kokusu, çizilmiş kestanelerin kebap oluşu, kızarmış ekmeğe tereyağın sürüülşü hep nostaljikte kaldı. Ne mutlu ki bu fırsatı yakalayanlara!..Hele organik köy meyveleri. Kurtlu meyveler. Elmayı sağlam yerinden ısıracaksın kurtlu yerini bırakcaksın ki kurtçuklar meyvede hayatiyetini devam ettirebilsinler.
.....
Biliyorsunuz ki Peygamber sözcüğü farsça bir kelime. Önder ve lider demektir. Çocuklar Atatürk demişler, aslında doğru da demiş olabilirler. Biz Resül anlamında Allah4ın elçisi olarak kullanıyoruz. Çocuklarımıaz milli liderlerimiz, tabi ki peygamberimiz arasındaki farkları öğretmek lazım. kimseyi tabulaştırmadan ve putlaştırmadan.
.....
Bu arada resimlerden duvarda asılı mısırları görünce köyüm ve çocukluğum aklıma geldi. Teşekkür ederim paylaşımın için. Evin içinde bile duvarlarda ayvalar, narlar asılı olur. Mısırlar da . Odanın içi aromatik bir koku ayva ve nar kokusu. Sa.ahları kızarmış ekmek kokusu. Soba üstünde yanan partakal kabuğu kokusu...
.....
Yazmak lazım. Hakikati okumak ve görmek lazım. İnsanlık idealinde bir mefkureye sahip olmak lazım. Selamlar...
hoşgeldiniz sevgili profösör, ne güzel şeyler yazıyorsunuz,ne güzel şeyler
Silöğreniyoruz sizden. Birbirimize güzellikleri sunabiliyorsak, biraz
faydalı olabiliyorsak ne mutlu bize. Cuma bizim için önemli bir gün
tabiki bu günü zaten şükür etme günü olarak seçtim, hem 1 haftalık
bilanço çıkarıyorum hem de olan her şeye şükrediyorum.
Kahvaltı enfes gözüküyor. Çok severim sivri biberi ve burada sivri biber yok. Gerçekten yetişebilecek bir tohum bulsam dikmek istiyorum belki mini mini sivri biberlerim olur. Bisiklet çok güzelmiş. Kırmızı çigili tekerleklerini çok sevdim. Ihlamuru da severim ben. İçine bal limon ekliyorum. Köyde olmanın artıları taze ve doğal meyveler. Umarım böyle güzel haftalar geçirmeye devam edersiniz. Sevgiler.
YanıtlaSilBayılıyorum bu cuma yazılarına.. Şükrettikçe daha da çoğalsın inşallah güzellikler <3
YanıtlaSilKocaman sevgilerimle
Bu arada o kahvaltıdaki biberler beni benden aldı, çıtır çıtırdır da şimdi onlar <3
Ihlamurun kokusu burnumda, manzaraya daldım gittim :) Bu soğuk şehirde yaşayıp, sizin manzaralarla avunanlar var bilesiniz :)) Çok iyi geliyor bana.
YanıtlaSilSonra asılı duran darılar, çocukların minik elleri :)
Blogunuzu zevkle takip ediyorum.Vakit ayırmak isterseniz,yeni açtığım bloguma sizi de beklerim.Sağlıcakla Kalın.
YanıtlaSilhttps://hepfragmanizle.blogspot.com/