19 Kasım 2019 Salı

Camın Ardında

                        Tony O'Shea diye bir fotoğrafçıdan haberiniz var mı? Geçen gün aşağıda ki yaşlı adam fotoğrafını görünce ilgimi çekti. Daha doğrusu bu fotoğraf içine aldı beni. Bir araçta oturan yaşlı adamın yalnızlığı o kadar belirgindi ki. Artık daralan ömrü ve görüşü buğulanmış camda ki silinmiş bölümle kendini göstermiş. Bir gün bizimde oturacağımız o koltukta ki çaresizliği iliklerime kadar hissettim.  Yalnız yaşayan yaşlılar her zaman çok korkunç gelmiştir bana. Çünkü yaşadıkları ana, dünyaya kimse dokunamaz, hayatlarına kimse ortak olamaz gibi gelir.
                       Fotoğrafta ki tek başınalık, dünyadan kopuk olmalarını betimleyen o buğulu camlar, önünde itaat eder halde ki yaşlı adam,etrafta kimsenin olmayışı bir gün başıma gelecekleri hatırlatması daha da korkutur. 



             Yalnız yaşayan insanların bir özelliği de istifçi olmaları. Televizyonda seyrediyorum istifçi insanları. Çoğu da yaşlı kadın ve erkekler. Genelde tüm yaşanmışlıklarını kendileriyle taşımak istiyorlar. Ölene kadar eşyalarıyla beraber olma güdüsü belki de hayata tutunma çabaları.
                                   Enis Batur bir denemesinde Kumbara-insan diye bir insan türünden bahseder. 
            '' Seçimleri işlevsellikle bağdaşmayan topladıklarını aramaya kalkıştıklarında bulup bulamayacakları tasasından çoktan uzaklaşmış kumbara-insan onlar. İşe yarasın yaramasın , her şey yanlarında , yaşadıkları yerde olsun isterler Bir kırıntıyı talep edin, sonsuz güvensizlik koşulu çatılır ruhlarına. Kırık, bozuk, yırtık türü sıfatlarla başları hoş değildir, gerektiğinde pekala her arızanın giderebileceği doğrudur. ''
Bir fotoğraf insanı sonsuz üzer mi? Bu gece Tony O'Shea yaptı işte...













17 yorum:

  1. heey o zaman, izlemediysen bi de "finding vivien maier" adlı belgeseli izlesen yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aa izlemez miyim!
      Hakkında hatta bir yazım var..

      Sil
  2. Hepimiz son durağını seçemediğimiz bir hayatın yolcusuyuz. Yolculuğun başlarında ya da ortalarındayken yolcu daha çok yolu olduğu yanılsaması ve inancı içindedir, bu da ona hayattan daha çok zevk alacağına dair bir iyimserlik verir… Yolculuktan zevk almasını becerebilenler son dönemece girdiklerinde bile kolay kolay ayrılığın hüznünü göstermezler. Bilgece bir davranıştır son ana kadar “yolculuk güzel şey be ey dünya!” diyebilmek…

    Ne ben, ne siz, ne Tony O’Shea ne de Enis Batur bilebilir fotoğraftaki o yaşlı adamın gerçekten aklından geçeni, belki hayattan yeterince zevk aldığından o güne kadar “yolculuk güzel şey be ey dünya!” diye düşünüyordur…

    Güne başlarken değerli fotoğraf ve düşüncelerinizi paylaşmak akan zamanın ne kadar özel bir şey olduğunu bir kez daha hissettirdi bana. Teşekkür ederim paylaşımınız için… sevgilerimle…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir yerden yaklaşmışsınız. Dediğiniz gibi o yaşlı adamın ne düşündüğünü,
      hissettiğini kimse bilemez. Biz yalnızca bir fotoğrafa kendi dünyamızı yansıtan
      anlam yüklüyoruz belki de. Bu fotoğraf bana hayatın nasıl da kısa ve
      anlamsız olduğunu gösteriyor. Anlamsız dediğim bir çırpıda biten, Kuranda
      da dediği gibi oyalamacadan başka bir şey değil. şu an ki
      durumumuzla çokta mutlu , mesut olmaya gerek yok. Zaman kısa diyoruz ama
      elden akıp giderken de yalnızca bakakalıyoruz.

      Sil
  3. Hiç bu açıdan bakmamıştım istifçi tabir edilen ve dediğin gibi genellikle yaşlı insanlara. Fotoğraftan hüzün akıyor gerçekten de. Teşekkürler bu güzel anlatı için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim, gelip yorum yazdığın için..

      Sil
  4. Fotoğraf çok anlamlı. Çoğu iyice elden ayaktan düşünce son aleme bir an önce gitmek için dualar eder, kimisi her gününe şükredip hiç bitmesin der. İkisine de şahit oldum bu yaşıma kadar. Yanlızlık çok zor, ben de çok korkarım yanlızlıktan.Allah korktuğumuzla sınamasın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir dua, Allah korktuğumuzla sınamasın diye. Çünkü
      o kadar çok korkum var ki. paranoyak düzeyde hem de .

      Sil
  5. Fotoğraf gerçekten düşündürücü. Yalnız yaşayan yaşlılar bende de aynı duyguları uyandırıyor. Özellikle hatıraların acısı, geçip gitmiş gençliyin özlemi... Böyle durumlarda iyi ki, ebedi bir hayata inancımız var diyorum. Yoksa çok zor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ebedi hayata inancı olmayanları çok merak etmişimdir bu yüzden. Biz
      bununla bir dayanak noktası oluşturuyoruz ve katlanıyoruz hayatın acımasızlığına
      ama inanmayanlar diyorum demek ki daha güçlüler benden.

      Sil
  6. Yaşlanınca daha sıkı tutunuluyor bir şeylere belki de kimbilir..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tutunamayanlardan olurum korkusu çok var bende Momentos :(

      Sil
  7. World Press fotoğrafçısıdır. Dublinliler albümü 1990'ların en iyi foto albümlerinden sayılır, bu yukarıdaki de kapak fotoğrafıdır. Dublin'in sisli soğuk havasına ait çok güzel portreler var o albümde..
    Yaşlı ve yalnız insanlara gelince. Bir de kokuları vardır, bilirsin. Tuhaf bir eskilik, toz tutmuş bir koku. Dünyanın neresine gidersem gideyim, her yerde aynı kokuyor bu insanlar. Bu koku üzerine yazmalı bir ara... İyi fikir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bilgiler vermişsin Denize Bakan EV..Kokuyu ben de
      unuttum evet. niye oluyor diye çok düşünmüşümdür. Ne kadar sık
      yıkansalarda oluyordu. yakınlarımdan biliyorum. yavaş yavaş çürüyen etten
      dolayı belki..

      Sil
  8. Etkileyici bir fotoğraf bence de, şu ara nerede bir yaşlı insan görsem hüzünleniyorum yaş dönümüyle alakalı sanırım, istifçileri bende merakla izliyorum hepsinin bir travması var, üzücü yıkıcı bir olayı, toparlanmaya çalışırken bir dayanak gibi o eşyalar, çok zor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tlc kanalı var ben de orada seyrediyorum. Dediğin gibi hepsi
      psikolojik yıkımda. ya çoluğu çocuğu terketmiş, ya eşi ölmüş yalnız kalmış
      yani bir travma sonucu. Gençken ne güzel gözün birşey görmüyor,
      kötü bir şey düşünmüyorsun. olması gereken bu belki de..

      Sil
  9. Kesinlikle. Her zaman eğer ömür varsa yaşlanırsak bütün
    bunlarla nasıl başederim diye düşünüyorum..

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...