Fotoğrafta ki tek başınalık, dünyadan kopuk olmalarını betimleyen o buğulu camlar, önünde itaat eder halde ki yaşlı adam,etrafta kimsenin olmayışı bir gün başıma gelecekleri hatırlatması daha da korkutur.
Yalnız yaşayan insanların bir özelliği de istifçi olmaları. Televizyonda seyrediyorum istifçi insanları. Çoğu da yaşlı kadın ve erkekler. Genelde tüm yaşanmışlıklarını kendileriyle taşımak istiyorlar. Ölene kadar eşyalarıyla beraber olma güdüsü belki de hayata tutunma çabaları.
Enis Batur bir denemesinde Kumbara-insan diye bir insan türünden bahseder.
'' Seçimleri işlevsellikle bağdaşmayan topladıklarını aramaya kalkıştıklarında bulup bulamayacakları tasasından çoktan uzaklaşmış kumbara-insan onlar. İşe yarasın yaramasın , her şey yanlarında , yaşadıkları yerde olsun isterler Bir kırıntıyı talep edin, sonsuz güvensizlik koşulu çatılır ruhlarına. Kırık, bozuk, yırtık türü sıfatlarla başları hoş değildir, gerektiğinde pekala her arızanın giderebileceği doğrudur. ''
Bir fotoğraf insanı sonsuz üzer mi? Bu gece Tony O'Shea yaptı işte...
heey o zaman, izlemediysen bi de "finding vivien maier" adlı belgeseli izlesen yaa :)
YanıtlaSilaa izlemez miyim!
SilHakkında hatta bir yazım var..
Hepimiz son durağını seçemediğimiz bir hayatın yolcusuyuz. Yolculuğun başlarında ya da ortalarındayken yolcu daha çok yolu olduğu yanılsaması ve inancı içindedir, bu da ona hayattan daha çok zevk alacağına dair bir iyimserlik verir… Yolculuktan zevk almasını becerebilenler son dönemece girdiklerinde bile kolay kolay ayrılığın hüznünü göstermezler. Bilgece bir davranıştır son ana kadar “yolculuk güzel şey be ey dünya!” diyebilmek…
YanıtlaSilNe ben, ne siz, ne Tony O’Shea ne de Enis Batur bilebilir fotoğraftaki o yaşlı adamın gerçekten aklından geçeni, belki hayattan yeterince zevk aldığından o güne kadar “yolculuk güzel şey be ey dünya!” diye düşünüyordur…
Güne başlarken değerli fotoğraf ve düşüncelerinizi paylaşmak akan zamanın ne kadar özel bir şey olduğunu bir kez daha hissettirdi bana. Teşekkür ederim paylaşımınız için… sevgilerimle…
Ne güzel bir yerden yaklaşmışsınız. Dediğiniz gibi o yaşlı adamın ne düşündüğünü,
Silhissettiğini kimse bilemez. Biz yalnızca bir fotoğrafa kendi dünyamızı yansıtan
anlam yüklüyoruz belki de. Bu fotoğraf bana hayatın nasıl da kısa ve
anlamsız olduğunu gösteriyor. Anlamsız dediğim bir çırpıda biten, Kuranda
da dediği gibi oyalamacadan başka bir şey değil. şu an ki
durumumuzla çokta mutlu , mesut olmaya gerek yok. Zaman kısa diyoruz ama
elden akıp giderken de yalnızca bakakalıyoruz.
Hiç bu açıdan bakmamıştım istifçi tabir edilen ve dediğin gibi genellikle yaşlı insanlara. Fotoğraftan hüzün akıyor gerçekten de. Teşekkürler bu güzel anlatı için.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, gelip yorum yazdığın için..
SilFotoğraf çok anlamlı. Çoğu iyice elden ayaktan düşünce son aleme bir an önce gitmek için dualar eder, kimisi her gününe şükredip hiç bitmesin der. İkisine de şahit oldum bu yaşıma kadar. Yanlızlık çok zor, ben de çok korkarım yanlızlıktan.Allah korktuğumuzla sınamasın :)
YanıtlaSilNe güzel bir dua, Allah korktuğumuzla sınamasın diye. Çünkü
Silo kadar çok korkum var ki. paranoyak düzeyde hem de .
Fotoğraf gerçekten düşündürücü. Yalnız yaşayan yaşlılar bende de aynı duyguları uyandırıyor. Özellikle hatıraların acısı, geçip gitmiş gençliyin özlemi... Böyle durumlarda iyi ki, ebedi bir hayata inancımız var diyorum. Yoksa çok zor...
YanıtlaSilEbedi hayata inancı olmayanları çok merak etmişimdir bu yüzden. Biz
Silbununla bir dayanak noktası oluşturuyoruz ve katlanıyoruz hayatın acımasızlığına
ama inanmayanlar diyorum demek ki daha güçlüler benden.
Yaşlanınca daha sıkı tutunuluyor bir şeylere belki de kimbilir..
YanıtlaSilTutunamayanlardan olurum korkusu çok var bende Momentos :(
SilWorld Press fotoğrafçısıdır. Dublinliler albümü 1990'ların en iyi foto albümlerinden sayılır, bu yukarıdaki de kapak fotoğrafıdır. Dublin'in sisli soğuk havasına ait çok güzel portreler var o albümde..
YanıtlaSilYaşlı ve yalnız insanlara gelince. Bir de kokuları vardır, bilirsin. Tuhaf bir eskilik, toz tutmuş bir koku. Dünyanın neresine gidersem gideyim, her yerde aynı kokuyor bu insanlar. Bu koku üzerine yazmalı bir ara... İyi fikir.
Ne güzel bilgiler vermişsin Denize Bakan EV..Kokuyu ben de
Silunuttum evet. niye oluyor diye çok düşünmüşümdür. Ne kadar sık
yıkansalarda oluyordu. yakınlarımdan biliyorum. yavaş yavaş çürüyen etten
dolayı belki..
Etkileyici bir fotoğraf bence de, şu ara nerede bir yaşlı insan görsem hüzünleniyorum yaş dönümüyle alakalı sanırım, istifçileri bende merakla izliyorum hepsinin bir travması var, üzücü yıkıcı bir olayı, toparlanmaya çalışırken bir dayanak gibi o eşyalar, çok zor..
YanıtlaSilTlc kanalı var ben de orada seyrediyorum. Dediğin gibi hepsi
Silpsikolojik yıkımda. ya çoluğu çocuğu terketmiş, ya eşi ölmüş yalnız kalmış
yani bir travma sonucu. Gençken ne güzel gözün birşey görmüyor,
kötü bir şey düşünmüyorsun. olması gereken bu belki de..
Kesinlikle. Her zaman eğer ömür varsa yaşlanırsak bütün
YanıtlaSilbunlarla nasıl başederim diye düşünüyorum..