19 Eylül 2025 Cuma

Merhaba Cuma!

 


                          Merhaba Arkadaşlar!

         Bugünlerde blog istatistiklerimde baya bir hareketlenme var. Normalde belli sayıda olan görüntülenme de rekorlar kırıyorum 😊 Bereketi bol olsun! İnsan seviniyor tabi ki, paylaşımlarımı genelde bana arşiv olarak kalsın hatta ileri de kızımda okusun umuduyla yapıyorum ama böyle yükselişler görünce hoşuma da gidiyor. Demek ki insanların bir şeyler bulabildiği bir sayfa diyorum.

         Neyse bu da burada dursun.. Dönelim bir haftalık döküme. Eylül gelmesiyle hayatımızda hareketlenme çok oluyor. En başta okullar başlıyor, biz okulönceciler sil baştan küçük yaş grubuyla tekrar eğitim öğretime başlıyoruz. Dezavantajımız her sene her şeye tekrardan başlamak. Çünkü diğer sınıflarda en azından bir okul kültürü almış, okula artık iyice alışmış çocuklarla yola devam ediyor. Bizde de bu durum oldukça yıprandırıcı oluyor. İlk aylar bu yüzden çok zordur ve yorgunluk hat safhadadır. 

        Buraya gelişimizle ailemizde özlemler çoğaldı tabi ki. Bu yaştan sonra oldukça ekstrem durummuş kabul ediyorum ama yeni bir yaşantı fikri beni her zaman heyecanlandırmıştır. Gönül isterdi ki aslında şöyle Alp dağlarında ya da en azından Karadeniz yaylalarında bir yaşam olsaydı...

        Geçen haftasonu hem kızımı üniversiteye başlangıcını yapmak hem de ailemizi ziyaret etmek için Kocaeli'ne gittik.



            Annemin balkon manzarasını, ilçemizde ki begonvilleri, masmavi denizimizi, kokusunu, balkon kahvaltılarımızı, tertemiz sokaklarını özlemişim. Annemler ile balkon kahvaltılarımız meşhurdur, Allahtan hava müsaitti tekrarladık.
Gün içinde arkadaşlarımla da buluşup hasret giderdik.



                                      Denize karşı bir çay içmek ne güzelmiş!



Bağevine gidip kalan sebzelere baktık.



                        Sadece kabaklar duruyor onlarda susuzluktan fazla büyümemiş. Evin karşısında orman gibi bir bölge vardı, orayı da temizlemişler, karşıda ki bina ortaya çıkmış. Bizim ev artık evlerle çevrili, insanlar çoğalmış etrafta. 
Sadece cumartesi tam gün kalarak pazar annemlerde kahvaltı yapıp İstanbul'a doğru yola çıktık. Çünkü kızımın üniversitesi başlayacak ve yurda yerleşmesi gerekiyordu.



                      Odasına eşyaları yerleştirdik, beraber Beykoz'da  gezdik dolaştık. Akşama doğru bizde Çerkezköy'e gitmek üzere yola çıktık. Kızımdan ayrılık zor oldu çünkü bir sene beraberdik. Kaç yaşında olursa olsun insan çocuğundan hiç ayrılmak istemiyor. Aynı şekilde annemlerde biz giderken çok üzülüyorlar. Ne zaman geleceğimizi hesaplamaya başlıyor, ben de bak böyle daha güzel artık dolu dolu sizde kalıyoruz diye avutmaya çalışıyorum.




Dönüşte tam gaz derslere devam. 



                           Köyde daha tam gezmeye çıkamadım ama okul yakınlarında gördüklerimi fotoğraflıyorum. Bu leylek yuvası mesela görseniz öyle heybetli ki. Leylekler gitmişler tabi ki. Gelecekleri günleri de görürüz İnşallah.
Elma mevsimi de geldi ne güzel !



           
 Evde sonbaharın gelmesiyle ve okul sonrası yalnız kalmamla birlikte daha çok film izlemeye başladım. Bu yalnızlık çok iyi geliyor, hiç ihtiyaç duymuyorum tanıdıklara, sosyalleşmeye. Evime gideyim bir kitap okuyayım, film izleyeyim ya da işlerimi yapayım istiyorum.
Corn Island Gürcü bir yönetmenin filmi. Gürcü yaşam şeklini, evlerini, doğa koşullarını seviyorum ve merak ediyorum. Bu filmde doğa içinde çok sakin geçen ama güzel bir film. Başrol oyuncuyu çok İlyas Salman'a benzettim sonrasında bakınca gerçekten o olduğunu gördüm.
Weapons bu senenin ilginç filmlerinden. Korku filmi desen değil fantastik desen değil ama değişik bir konuyu işleyiş hali var, filmi izlemeyi bırakamıyorsunuz. 
Heldin ise bir hemşirenin çalışma hayatına kesit. Tüm zorluklarıyla, hasta insan ve yakınlarıyla uğraşmanın tüm yıpratıcı taraflarıyla zorlu bir film. Filmi düşününce bir öğretmen, polis, hakim savcı hangi meslek grubu olursa olsun her işte çok büyük zorluklar var. Bir büyüteç tutunca bu alanlara nasıl da farklı bir bakış açısı gerçekleştiriyorsunuz.
Przeipiekne yine bu senenin filmlerinden. Polonya filmlerinden sanırım.Kadın olmanın halleri, dünyanın neresinde olursan ol ortak sorunlar. Farklı bir ülkede ki her yaştan kadınların yaşamlarına bir bakış açısı fena değil.



                           Okul sonrası o kadar yorgun oluyorum ki kendime gelmek için uzun bir sürenin geçmesi gerekiyor. Acaba emekli olsa mıydım diye düşündüğüm zamanda oluyor. Eşimle emeklilik hak ettik ama üniversite de çocuk okutmak gerçekten çok zor. Bu millet nasıl 2-3 çocuk yetiştiriyor bilmiyorum. Amacımız bu sene hem para biriktirmek hem de her fırsatta gezmek dolaşmak. İkisi biraz zor ama emekli olsaydık ikisi de olmayacaktı. 30 yıllık öğretmen emekli maaşını bilseniz şaşar kalırsınız.
          Sağlık olsun diyelim çünkü işin başı bu. Bu haftasonuna da gelmiş bulunuyoruz, herkese mutlu tatiller !








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba Cuma!

                            Merhaba Arkadaşlar!          Bugünlerde blog istatistiklerimde baya bir hareketlenme var. Normalde belli sayıda...