Güzel bir hafta geçirdik, her gün işe gittik geldik, tekrar yorulduk tekrar cumaya geldik. Cumartesi daha önce hiç gitmediğimiz Karadeniz'e kıyısı olan Kıyıköy kasabasına gittik. Sabah erken kalkıp bir piknik sepeti hazırladım. Domates, salatalık, biber - ki bol bol var şu dönem hem de en lezzetli zamanı- peynir zeytin, fırından simitler ve yol çıktık. Bize bir saat uzaklıkta, hiç yorulmadan ulaşıyoruz.
Saat 10..
Arabayı sahile park edip bembeyaz deniz fenerine doğru yürüyoruz. Bir kaç tane bank var manzaraya karşı, oturup özlediğimiz deniz havasını ciğerlerimize çekiyoruz. Öyle güzel ki manzarası; iç liman içinde tekneler, dalgalar, o güzelim bulutlar, çok mutluyduk..
Kıyıköy'ün eski adı da çok tatlıymış; Midye..
İki dere arasında kalmış, biri Kazandere diğeri Papuçdere. Kıyıköyün kalesi de varmış zamanında ama günümüzde sadece iki kapısı kalmış. Bizde bu kapılardan geçtik ve küçük şehre girdik.
Deniz kenarında ki kumsal çok güzel, dalgalı olmasına rağmen giren çok kişi vardı. Bizde fazla açılmadan bir kaç saatimizi geçirdik. Yumuşacık kumlar, ılık deniz şahaneydi.
Dere kıyısı boyunca kamp yerleri vardı, hem çadır hem karavan çok keyifli gözüküyordu.
Pabuçdere kıyısında bulunan Kıyıköy Aya Nikola Manastırı, günümüze ulaşan kaya manastırları içerisinde en güzel örneklerden bir tanesiymiş. Bizde içinde gezdik, baya bir etkileyici, hiç bu kadarını beklemiyordum.
Tarihi camisi de 1925 yılından günümüze gelmiş, ufacık ama tatlı bir yapıydı.
Limana bakan manzaralı bir restoranda balık yedik. Bu masada gördüğünüz hamsi 500tl mezgit 500tl ve salata 250tl, merak edenler için fiyatları yazdım ama bence çok fazla
Eve dönüş yolunda tarladan satış yapan yerlerden sebzelerimiz aldık.
Kıyıköy dönüşü yerel domateslerden satın aldık.
Hafta boyunca güneşli olunca bol bol açık havada oyun oynadık..
Pencere önü sardunyalarım yaz sonu coşmalarını yaşıyorlar ..
Artık hafta içi iş sonrası hiç günlük iş yapmadan şehir içinde gezmeyi, bir kafede oturmatı, çarşı pazar dolaşmayı düşünüyorum. Bu hafta içi de bunu gerçekleştirdim ve öyle huzurla doldum öyle güzel vakit geçirdim ki..
Okuldan çıkınca Çerkezköy'de ki kütüphaneye gidip kendime bir kitap seçtim. O kadar çok kitap arasında çok kararsız kalıyorsunz ve hepsini bir anda okumak istiyorsunuz..Aldığım kitapla bir kafeye gittim, ikinci hatına çıkıp oturduğumda ani bir sağnak başladı. Öyle özlemişiz ki yağmuru 💙
Buzlu kahvemi yudumlarken ara ara kitabımı okudum, yağmuru ve koşuşturan insanları seyrettim.
Bu şehrin sokaklarında bazen süprizler de oluyor 😊
Kütüphaneye bayılıyorum ..
Hafta boyunca izlediğim filmler..
Marketlere gelmiş beklenenler 💛
Kıyıköy'ü merak edenler yeni videom burada. Haydi buyurun..
Mutlu haftasonlarımız olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder