24 Mayıs 2019 Cuma

Cuma Geldi !

               Çok sevdiğim yazar Enis Batur şöyle diyor en son okuduğum kitapta ; '' Kötü zamanların en büyük panzehirlerinden birinin okumak ( kitap, resim,film, beste okumak) olduğuna hala inandığım gerçek. Yazılmazsa okuyabilir mi? '' 
Diğer taraftan ölümler kol gezerken hayattan söz etmekte çelişki dalgaları doğurduğundan da bahsediyor. Bu çelişkiye blog yazarken, hayatın güzelliğinden bahsetmenin anlamsızlığına her zaman kapılıyorum. Ama olsun diyorum sonra,iyi şeylerden bahsetmek lazım. Hatta Enis Batur '' İyi de yalnızca öfke saçarak, yüzünü ağlama duvarına çevirerek , yakınarak , lanetleyerek ' kötü zamanları' altetmek elde mi ? '' diye sorarak hislerime tercüme oluyor. 
                         Bu yüzden bu cuma da güzel şeylerden bahsedeceğim. Güzel bir Didem Madak şiiri ile başlayalım o zaman...        
     


                                                ilk üç vişneyi verdiğinde bahçedeki ağaç
                                                annem sevindiydi hatırlarım.
                                                ah demişti.
                                                ah!
                                                üç küçük kırmızı dünya verilmişti sanki ona.
                                               annem çok sevinmelerin kadınıydı.
                                               bazen sevinince annem gibi,
                                               rengârenk reçeller dizerim kalbimin raflarına.
                                               annem çok sevinmelerin kadınıydı,
                                               sıcak yemeklerin.
                                               başına diktikleri o taş,
                                               ne zaman dokunsam soğuktur oysa.
                                               ben okşadığımda ama, ısınır sanki biraz.



    Köyde gezmek, bahçeleri seyretmek, kapıdan başlarını uzatan teyzelerle bazen de bahçede duran dedelerle sohbet etmek gibisi yok.


Tavukları çok seven Emine..Robert C. Solomon "hep daha fazlasına sahip olma isteğinin haset duygumuzu kışkırtarak başkalarını anlama ve anlaşma yetimizi yıprattığını" söylüyor. Emineyi gördükçe bunu hatırlıyorum. Çok az şeye sahip olsa da mutlu o. 


Yılın ilk reçelini yapan annemin varlığına şükürler olsun. Kendi yemez bana yedirir içirir. Reçel yapsak mı dediğimde bir bakarım kapı çalmış bir saat sonra, annem elinde iki kavanozla gelmiş olur. 


Bana her sabah bahçelerinden çiçek getiren öğrencilerim... Daha ne isterim ki..


Kozalak sevgisini nasıl aşıladıysam elleri bu sefer dolu dolu gelen minik öğrencim. Bizim maskotumuz :)


Eğitim Bakanımızın yeni projesi en sevindiğim şey oldu.. Okul dışarıda günü. Biz zaten hava güzel olduğunda hep bahçedeyiz..



                       Bahçe kapımın üzerini saran yasemin açarak tüm mahalleye kokusunu yaymaya başladı. İnanılmaz bir koku her yerde. Hele geceleri balkonda oturduğumda öyle yoğun oluyor ki. Tarifi mümkün değil..


Bu hafta sonu iftarda babaannemizdeydik. Büyüklerin masası nasıl lezzetli oluyor değil mi?. Allah başımızdan eksik etmesin onları. Dedeler, halalar, dayılar iyi ki varlar..


                          Yazımı halamın menekşeleri ve Georgi Gospodinov'un Doğal Roman'ından bir pasajla bitiriyorum ;
                                 ''Güneş parlıyor. Yürüyüş için güzel bir gün. Yağmur yağıyor. Gül çok güzel. Ninem örgü örüyor. Yıl on iki ay, ay otuz gün, gün yirmi dört saatten oluşuyor. Kedi mırlıyor. Ben oturuyorum... Keşke her şey ilkokul kitaplarındaki gibi basit olsa. ''






15 yorum:

  1. Çocukların rengarenk boyadıkları kozalaklar. Evde çok güzel dekor oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. olmaz mı, bütün sene bizde sınıfta boyadık. şimdi bahçemmin
      bir köşesindeler :)

      Sil
  2. Benim de menekşem açmış ama ben yanında değilken açtığı için sabırsızlandım iyice. İnşallah ben gitmeden önce solmaz. Bugün yazını okurken tüm ailemi çok özlediğimi iyice hissettim ve ne kadar değerli olduklarını da. Yasemin’in kokusu için ben sokağından geçeceğim orada olduğum süreçte. 5 gün sonra geliyorum şehrimizi de çok özledim. İnsanlarını da. (GezginciBulut)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merak etme menekşler uzun süre dayanıyor. gelince kısmetse buluşup
      iftarda yaparız bizde. bir geçse bu hafta da . öpüyorum canımm

      Sil
  3. Son cümleler nasıl güzel.. ruh halim biraz benziyor yazdıklarınıza, okumak bişeylere tutunmak lazım, allah annenizi ve diğer büyüklerinizi başınızdan eksik etmesin, ne güzel birşey, o reçelleri afiyetle yiyin inşallah ellerine sağlık annenizin, balkon sefasına özendim doğrusu gelen mis kokularla, mutlu bir haftasonu dilerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sağlık olsun deryacm en önemli şey.sonra gerisi geliyor. balkonumu çok
      seviyorum , yeşilliklerin arasnda kurtarılmış bölge sanki. tatil
      başlasın daha çok vakit geçireceğim içi mutluyum. mutlu günler size de..

      Sil
  4. iyi ki iyi ki yaziyorsun Cuma yazilarini Buket,her hafta ayri seviyorum.Hele o siir...Ahhh ahhh,anneler hep mutlu uzun omurlu olsunlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bende seviyorum sibel, haftayı özetliyorum sanki günlük gibi
      brşey.ilerlyen zamanlarda geçmişe bakmayı seviyorum çünkü.

      Sil
  5. Merhabalar.
    Kötü zamanların üzerini örterek, onları bizlere hatırlatmayan bir çare bulsam, her şeyimi feda eder o örtüyü alırdım. Bir tarafta güzellikler, bir tarafta kötülükler... Ama hep kötülükler ağır bastığı için güzellikler kötülüklerin gölgesinde kalıyor.

    Köy hayatı gibisi yok. İşte tüm kötülüklerin üzerini örten bir örtüdür köy hayatı. Bu güzel ve insanın içini açan, huzur ve mutluluk veren paylaşımınız için teşekkür ederim. Emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Güzelliklerin hep önde olduğu ve kötülüklerin üzerini örttüğü bir örtü olmasını dilerim. Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz Recep Beyi,
      Ne güzel şeyler yazmışsınız, ne güzel dileklerde bulunmuşsunuz
      Gelip sayfamı okuduğunuz için ben teşekkür ederim..

      Sil
  6. Ay ama ne güzel o çocuk öyle elinde çiçekler:-) Yaseminin kokusu bana ad geldi valla:-) Selamlar,

    YanıtlaSil
  7. Mayıs'taydı annemin doğum günü ve o şiirdeki gibi "sevinen" kadınlardandı..Çimenlerin arasındaki minicik bir çiçeğin açılışını, serin yağmur damlalarını, toprak kokusunu öyle bir müjdeyle haber verirdi, kendi sevincine beni de öyle ortak ederdi ki, o küçük ama aslında dünyalar kıymetindeki sevinçleriyle ben doğadan, bilinmeyenden, dünyanın getirdiklerinden korkmamayı ve "her şerde bir hayır" görerek yaşamayı öğrendim..Ve bugün ben de kilitsiz bahçe kapılarına, anne elinden reçellerin tadını öğrenebilmeme, en güzel ama bedava süslerimiz olan kozalaklara ve çiçek kokularını içine çekebilen burnuma şükrettim ve de senin güzel bloguna..sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Di'li yazmışsınız hayatta değil mi? ne kadar güzel kalpli
      annelere sahipmişiz,bu bizlere de sirayet etmiş gibi geliyor. sizde
      de bu farkındalık oluşmuş ne kadar güzel. gelipte bloguma bir şeyler
      yazmanıza çok teşekkür ederim..

      Sil
  8. keşke yolcularımda bana çiçekler getirseee :)

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...