Aziz Nesin'in güncesine not ettiği bu paragrafı okuyunca benzer şeyleri düşündüğümüzü gördüm. Gerçi bana yazmayı ilham etmez kitaplar. İçimi mutluluk kaplar, başka dünyalara götürür, günlük koşturmacalarımı unutturur ve daha fazlasını okuma isteği uyandırır. En büyük heyecanım kapıya sipariş kitaplarımı getiren kargocu çocuk. Büyük şehirde yaşayıp , güzel kitapevlerinde dolaşarak , onları elleyerek , içlerine bakarak kitaplarımı almak isterdim. Ne yazık ki böyle şansım yok. İstanbul'a gittiğimde bile alamıyorum çünkü sonrasında onları taşıma sorunu var.
İşte dün kitaplarım geldi. Bugün de pazar.. Yarının stresini yaşamamak için düşünmek istemiyorum. Kitaplarımı koydum sehpama. Gidiyorum geliyorum onlara bakıyorum, hangisine başlasam diye kararsızlık yaşıyorum.
Yine birbirinden güzel kitaplar aldım. İlk olarak Aziz Nesin'in Okuma Güncesi'nde karar kıldım. Birbirinden güzel kitap, yazar tahlilleri yapmış Aziz Nesin. Okudukça paylaşacağım.
Pazar günlerinin olmazsa olmazı kekler, kurabiyeler. Geçen gün Arda'nın Mutfağı'ndan bir kurabiye tarifi not edip hemen denedim. Öyle güzel oldu ki sizlerle paylaşayım dedim. Adı Prenses Kurabiye.
Malzemeler;
4 adet yumurta
1 paket tereyağı – 250 gr (yumuşamış)
1 su bardağı şeker
½ kg un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 adet portakal kabuğu rendesi
Hazırlanışı;
Yumuşamış tereyağı ile şekeri karıştırın.
4 yumurtanın bir tanesinin akını ayırın. Diğerlerini karışıma ekleyin ve karıştırın.
Un, kabartma tozu, portakal kabuğu rendesi ve vanilyayı ayrı bir kapta harmanlayın ve iki harcı birbirine ekleyip, yoğurun.
Hamur istediğiniz kıvama gelince ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, üstünü önce yumurta akına sonra toz şeker ya da fındığa batırın ve tepsiye dizin.
Kurabiyelerin üzerlerine çarpı şeklinde çizikler atın ve 180 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirin.
Evimde sonbahar köşeleri yaptım. Balkabağını, turuncu ve sarıyı , çam kozalakları ve meşe palamutlarını çok seviyorum. Sehpamı küçük kabaklar ile kapladım.
Yalnızca sehpam değil , ev kapısının önü de şenlendi. Pazardan balkabakları alıp çiçeklerimin yanına koydum. Bir çok ülkede balkabaklarını evlerinin , dükkanlarının kapısına koyma adeti vardır. O sene bereket getireceğine inanılır. Kasımpatı zaten mevsimin sembolü..
Bir pazar gününü de Turgut Uyar'la bitiriyorum :
... Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim."
nette yaz bak françois truffaut filmleri veya camdaki kadın ya da penceredeki kadın veya la femme d'a cote diye. daha yeni izledim nette. bulamazsan gel söle bana bulup sölerim ki adresini :)
YanıtlaSilyazmaz mıyım ?
Silama indirmeden izleten bir yer bulamadım. torrent ten indirme olaylarını bi
öğrenemedim bende. aslında bulamadığım çok film var. böylede bulabilirim ama
yol gösteren bir de yok ki :((
şu indirme olayını araştırayım bari.
yeni izledim nette ama şimdi bulamadım yaa nerde izlediğimi. sen torrent'ten indirmiyon mu filmleri yaaaa. indirip kaydetseneee. veya divx'ten. bi bakayım yine bulunca söleyim nerden izledim indirmeden yani :)
YanıtlaSilfilmleri blogunda paylaştığında bir de link versen aslında ne iyi olur..
Silbir yanında sevgilerin, bir yanında sancıların, alıp başını kaç bana buket:)
YanıtlaSilnot: iki kurabiye sarmayı unutma!
ah istanbula da bir kaçasım var ki. çokta sıkıldım şu sıralar ama her haftasonuda
Silbir olay var. ya ben memur olmak istemiyorum,emekli olayım , kurslara gideyim gezeyim, küçük bir sahil köyünde yaşayım istiyorum ineklerle keçilerle. fazla insan olmasın mümkünse:)
aziz nesin ne güzel sölemiş. film linki hemmm bi düşüniyim :)
YanıtlaSilkurabiye tarifi aruyorum şu aralar , bu da denenecektir , çaldım bilginize :D
YanıtlaSil