14 Ağustos 2011 Pazar

YEMEKLER VE YAZARLAR

        Hüseyin  Rahmi' yi  okudunuz mu hiç?  Bizim Emile  Zola 'mızdır  o..
        Müşkülpesent  bir  adamdı  Hüseyin Rahmi. Şimdi  Heybeliada'da  kaderine  terkedilmiş Köşkünün çizimlerini  bir zamanlar bizzat  üstlenmişti.
        Yemek  konusuna  gelirsek, özellikle  reçel  yapımında  ustalaşmıştı. Mürdüm eriği reçelini yardımsız yapar, ahududu ve  ayva reçelleri de ev de eksik olmazdı.
        Yazın her hafta yeğeni  Muzaffer Hanım ve en  sevdiği  dostlarıyla İstanbulun en sevdiği yerlerine  giderlerdi. Çırçır'a  ,Hünkar Suyuna, Su Bentlerine ve daha soraları keşfettiği  Şile'ye...Gittikleri yerler  değişebilir ama ne yeneceği  önceden  bilinirdi.  Çünkü Hüseyin Rahmi'nin mutlaka istediği yemekler  vardı. Biri  zeytinyağlı patlıcan dolması  sonra kaba köfte  ile haşlanmış tavuktu. İrmik helvası da olmazsa olmazlarındandı. Bu tatlı olmadan  yola çıkmazdı.

                                            huseyin-rahmi-gurpinar

                     Yaz  aylarında  böyle gezerken kış gelince de  İstanbulda zamanını  geçiren Hüseyin Rahmi  yakın arkadaşlarıyla   temizliğinden  emin olduğu lokantalarda masa hazırlatırdı.Artık  kış  yemekleri yenirdi buralarda.Tavuk  kızartması favorisiydi. Pilav ve komposto yenmeden masadan kalkılmazdı. Lokatadan çıkınca herkes dağılır ama o adaya dönmez, önce sinemaya giderdi.  Aşk filmlerine hiç itibar etmez, '' Bu yaşta aşkın filmi dahi çekilmiyor ''  derdi  yaındakilere..
                    Sıhhatine çok önem verirdi, evde kömür yerine odun yaktırır, evin ısısının 18 derecenin üzerine çıkmasına izin vermezdi. Yediklerine de çok dikkat ederdi. Gündüz sofrasını sevdiği yemeklerde donatan yazar, akşamları midesini  yormaz, yatmadan evvel yoğurt yemeyi yada biraz komposta içmeyi tercih ederdi.Yemek yerken su içmez, yakılarına da içirmezdi.
Heybeliadadaki köşkünün  sükuneti, nazikliği  sayısı  fazla olmayan  yakın dostlarıyla  oturduğu  sofrada  hissedilirdi.

                                                      Hüseyin Rahmi Gürpınar


                  Birgün  yolunuz Heybeliada'ya  düşerse,  şık giyimini  eldivenleri ve bastonuyla  bütünlüyen  bu zarif İstanbul beyefendisinin  gölgesini  çamlar arasında  görür  gibi  olur,  gülümseyen yüzüyle  hiç örtüşmeyen  hüzünlü  bakışlarının, zaman ötesinden  sizi  izlediği  duygusuna  kapılırsınız...


Tanımadığınız Meşhurlar,  Hikmet Feridun ES...
Ötüken yayınları

15 yorum:

  1. buketcım, keyıfle okudum. selım ılerı de yemek konusunda cok tıtız. oburcuk kıtaplarını bılır mısın.

    YanıtlaSil
  2. Çook güzel bir yazı olmuş,zevkle okudum ! Kalemine yüreğine sağlık !

    YanıtlaSil
  3. Bu kadar naif olduğunu bilmezdim...

    Sevgiler,

    YanıtlaSil
  4. Hüseyin rahmi'yi okurken yaşadım sanki .İçime bir hüzün doldu , keşek o dönemde onlara eşlik edebilseydik .İstanbul daha anlamlıydı sanki, hayat da daha adil ...

    YanıtlaSil
  5. Beğediğinize sevindim, sanatçıların hayatları her zaman ilgimi çekmiştir. Bu da bir yazarımızın hayatından güzel bir kesit.

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar...
    Tesadüftir ki benim de şuan elimde Hüseyin Rahmi'nin Mürebbiye adlı kitabı var. İlk kez Hüseyin Rahmi okuyorum. Kitap 1986 basımı olduğu için sadeleştirmiş olduğundan mıdır yoksa kendi dilinden midir bilemiyorum ama bazı kelimeler biraz kaba kullanılmış gibi geldi. Kitabı bitirdikten sonra yorumum değişebilir elbet, sizin görüşünüz nedir?
    Sevgiler
    Ebru

    YanıtlaSil
  7. ben de yalnız Utanmaz adamı okumuştum. 86 basım olduğundan belki.. ben de daha fazla kitabını okumak istiyorum..

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel bir yazıydı,güzel bir tanıtımdı.Zevkle okudum.Çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  9. okumadim ama merak ettim simdi!
    http://maffionista.blogspot.com

    YanıtlaSil
  10. Naturalizmin ve açık dil yazılımının İstanbul beyefendisi yazarının yemekler konusundaki titizliğine şaşırdım. Sofistike yazacağım diye lügat kullanma gereksinimi ile kendini maskara eden bir çok genç yazara örnek olması gerekir diye düşünüyorum. Sevgiler
    Ahmet

    YanıtlaSil
  11. Ilk ziyeretimde boyle bir yaziya rastlamis olmak harika. Benim icin fotograftan daha ileri bir tutku belki, yazar ve sairlerimizin yasamlari.
    Huseyin Rahmi Gurpinar'in ogrendigimde beni cok sasirtan ozelliklerinden biri de dantel ve el islerinde cok iyi olmasi..

    YanıtlaSil
  12. ne zarif bir Istanbul beyefendisi nesli tukenen cinslerden! cok begendim yazini yazarlarin dunyasi uzerine keske daha ayrintili bilgiler olsa, sevgiler

    YanıtlaSil
  13. Buket'cim Hüseyin Rahmi'nin şahsına ait bu bilgileri okurken gözümde o eski zaman beyfendisini canlandırdım, terk edilmiş konağın pırıltılı günleri gibi eski zaman insanlarının asilliğinin günümüzde yok olmuş olmasına içim buruldu ister istemez. :(


    http://gizliteras.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  14. bir anda orada hayal ettim de kendimi:)
    gerçekten onların yaşamları bile roman tadında...
    keşke daha çok bilgiye sahip olabilsek ve onları yeni nesillerimizlede paylaşabilsek...
    güzel paylaşımın için teşekkürler canım...
    sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  15. Buket ne hoş yazı olmuş:) Bayıldım!
    Hüseyin Rahmi Gürpınar günümüzden 147 yıl önce doğmuş. Ve bugün halen onu ilgiyle konuşabiliyoruz. Ne hoş!

    O çocukluğumda okuduğum perili Gulyabani, Cadı öyküleri var ya.. Tekinsiz öykülere onunla alışmıştım ben galiba. Şimdi ne düşündüm biliyor musun? İyi ki doğmuş, iyi ki bu öyküleri yazmış Hüseyin Rahmi Gürpınar! İyi ki! Ruhuna Rahmet!.. Onsuz ne eksik olurduk değil mi? Yeri tam bir boşluk olurdu. Kesin! Sen hiç Hüseyin Rahmi Gürpınar'sız bir Türk Edebiyatını düşünebiliyor musun? Hey! Aslaaa! Mümkün değil!

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...