KIYMETİNİ BİL HERŞEYİN
John Berger severek okuduğum bir yazar..Elimdeki, okuduğum kitap bu..Kitap John Berger’ın bir hayata tutunma ve direniş kitabı. İçinde son yıllarında yazdığı önemli makaleler var. İnsanı alarme eden, hangi manada olursa olsun direnişe çağıran yazılar bunlar; o kadar telaşlı ki yazar, ilk çağrısına Hemen Şimdi adını vermiş.
John Berger 'ın 11 Eylül' den Irak Savaşına, Filistin'den Katrina felaketine , Nazım Hikmet'ten Pasolini'ye bir çok siyasal soruna ve sanatçıya ilişkin çarpıcı düşüncelerini dile getiriyor. J.Berger şöyle diyor kitapta :
Peki bu nasıl oldu? Nasıl oldu da Bush, Murdoch, Cheney, Kristol, Rumsfeld ve hempaları bu mevkileri işgal edebildi? Cevabı kolay olmayan bir soru bu, zira tek bir cevap yok, çabalar boşuna; hiçbir soru iktidarlarında gedik açamaz henüz. Ama geceleyin bunu bu şekilde sormak olayların cesametini ortaya koyuyor. Bizler yeryüzündeki acılar hakkında yazıyoruz.
Bu yeni tiranın vaazlarını dinlemeyi reddetmeliyiz. Safsatadan ibaret söyledikleri. Sonu gelmeyen tekrarlarla dolu konuşmalarda, açıklamalarda, basın bildirilerinde ve tehditlerde yer alan başlıca terimler: Demokrasi, Adalet, İnsan Hakları, Terörizm. Bu bağlamda kullanılan sözcüklerin her biri bir zamanlar ifade edilenin tam zıddını temsil ediyor.
Demokrasi, karar almak için (ki gerçekleştiği ender görülür) bir öneride bulunmaktır; seçim kampanyalarıyla pek bir ilişkisi yoktur. Demokrasi, siyasi kararların yönetilenlere danışıldıktan ve onların fikri alındıktan sonra verileceği vaadinde bulunur. Bunun gerçekleşmesi için yönetilenlerin, söz konusu meseleler hakkında yeterince bilgilendirilmesi, karar mercilerinin onları can kulağıyla dinleyecek ve önerilerini dikkate alacak yetenekte olması gerekmektedir. Demokrasi, iki seçenek arasında tercihte bulunma "özgürlüğü", kamuoyu araştırmalarının yayınlanması ya da insanların istatistiklere tıkıştırılması ile karıştırılmamalıdır. Bunlar demokrasinin sahte göstergeleridir.
Daha fazla alıntı yapmak istemiyorum. Okuyup bildiğimiz ama birşey yapamadığımız gerçekleri tekrar gördüğümde moralim bozuluyor. Ama blogum bu kadar acıyı kaldırmaz :) Bu kitaba bakalım ne eşlik etmiş ..
muffinler....
Patatesli ve peynirli muffinler...
SURİYELİ GELİN
İsrailli yönetmen Eran RİKLİS tarafından çekilen filmin konusu İsrail tarafından işgal edilen Golan tepelerindeki Dürzî köylerinden birinde geçiyor. Köyde yaşayan Mona isimli bir genç kız, Suriye’deki akrabaları tarafından bulunan bir damat ile evlenecektir. Görücü usulü bile olmayan bir tarz ile tamamen tanıdıklar tarafından aracılık sonucu birbirlerini fotoğrafta görerek evlenmeye karar verirler. Ancak olayın acı tarafı evlendikten sonra Mona, İsrail işgalindeki Golan tepelerine bir daha geri dönemeyecek, ailesini, akrabalarını ve doğduğu toprakları tekrar göremeyecektir.
Film karakterlerin tek kişilik ayrıntısına girmeden birbiriyle olan ilişkilerini yaşadıkları koşulları göstererek izleyiciyi senaryoya ve çevreye odaklamayı sağlayabilmiş ve yönetmen Riklis, Cyril Morin’in özgün müziği ile konuyu başarılı bir şekilde harmanlamıştır . Film katıldığı festivallerden önemli ödüllerle dönerek başarısını kanıtlamıştır.
Selam Buket, ne güzel yapıyorsun!
YanıtlaSilYazını okurken bir defada üç tad alabiliyorum. Çok hoşuma gidiyor.
Kitap, yemek ve film.. Ne denir yeme de yanında yat:) Şahanesin.
Ben John Berger’in Cevat Çapan tarafından İngilizce’den çevrilen Düğüne adlı adlı kitabını okumuştum.
İlgini çekerse işte budur:
http://hayalkahvem.blogspot.com/search?q=john+berger
Sevgiler.
FİLM İZLENECEKLER LİSTESİNE ALINDI,,AMA KIŞ İÇİN BU ARALAR FESTİVAL FİLMLERİ AĞIR GELİYOR,,GARİP BİR RUH HALİNDEYİM..KIŞIN YAĞMURLU HAVADA,,SICACIK BATTANİYE ALTINDA İZLENECEK LİSTEME DAHİL OLDU YANİ,,PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER''
YanıtlaSilCanım doğum günüm dileklerin için çok teşekkür ederim :) O güzel kurabiyeleri o halde ben doğum günü hediyesi olarak düşleyip istiyorum! :) Onları bana yollamalısın ehe.
YanıtlaSilhttp://kacikturuncu.blogspot.com
Merhaba Hayal kahvem, üçü bir arada kahve gibiyim baksana:)
YanıtlaSilDüğüne kitabı elimde ama daha okumadım.yazına da hemen geçeceğim.şimdi h.g. AZ okuyorum, bitince artık..
Doğru diyorsun Kumyu, tam kışlık filmler bunlar.battaniye altında, dışarıda rüzgar ve yağmur, ya da lapa lapa kar yağarken..
YanıtlaSilBaran , dediğim gibi İst da olsaydık kızımla pastanı yapar, zilini çalardık :))
Buketcim şu John Berger hayranlığına hayranım,demokrasi paragrafı hoşuma gitti.
YanıtlaSilMuffinler de harika görünüyor.
Filmi galiba izlemiştim ya ada benzer bir konuda başka filmdi tam hatırlayamadım.
Faaliyetlerinin devamını dilerim:)
Guzel bir hafta sonu diliyorum, sevgi ve selamlar...
YanıtlaSilAsagida ki fotografa bayildim, harika:)
john berger'i biz de çok severiz. dünya eleştirmenleri, romanlarına revizyonist eleştirisi getirirler, o ise eleştiri oklarını; özgür düşünce ve özgün sanatla benim arama kimse giremez, der.
YanıtlaSilj.berger, devrimci sanatı ve devrimci bilinci ile sadece roman eserleri yaratmaz.
aynı zamanda pratiği çevirip, harmanlayarak teori yaratır.
iyi bayramlar dileriz:)
sevgiyle.
ahmet - tolga
hayırlı güzel bir bayram diliyorum:)
YanıtlaSilsevgilerimle
seval