31 Ağustos 2011 Çarşamba

BİR FİLM, BİR KİTAP

FRANNY  &   ZOOEY

                       J.D. Salinger'in  Çavdar  Tarlası  Çocukları'nı  okumayan,  en azından  duymayan var mıdır?  İlk  olarak yazarı  bu kitabından  tanımış, sade ve  derin  diline hayran kalmıştım.  Uzun  zamandır  elimde olan Frany&Zooey  adlı  kitabını da  yeni bitirdim , hem de bir çırpıda..
                      Kitap olarak 1961 yılında yayınlanmış. Franny ve Zooey adlı iki ayrı bölümde anlatılan romanın Franny bölümü Ocak 1955’te, Zooey bölümü ise Mayıs 1957’de New Yorker dergisinde yayınlanmış.  İlk  bölümde  Franny  sevgilisi  Lane ile buluşması ve aralarındaki  konuşmayla başlar.Burada  Franny değişik ruh hali içiindedir  ve bayılarak  bölüm biter..İkinci bölüm Franny  ve ailesinin kısaca tanıtımı  ve içe dönmüş,  bir çeşit inzivaya çekilmiş, günden güne  eriyen  Franny'ın  içine düşmüş çukurdan kurtarmaya çalışan annesi ve  kardeşine  şahit  oluruz..Glass ailesi, Les ve Bessie Glass ile 7 çocuklarından oluşmaktadır..Ailenin  iki çocuğu ölmüş,  Zooey  olanlara ilgisiz gibi  görünsede kardeşiyle oldukça  damardan konuşma  yaparak gerçeklerle  yüzleştirir.


            An Angel at My Table


                                  Yeni  Zelanda'nın  en önemli  yazarlarından biri  Janet Frame... Edebiyat başyapıtlarından oluşan etkileyici liste arasında ödüllü üç ciltlik otobiyografi:  'To the Is-Land',   'An Angel at My Table' ve   'The Envoy from Mirror City' bulunmaktadır.   Üçlü sonradan filme çekildi:   1990'da   'An Angel At my Table'.  Yapıtları yanlışlıkla şizofreni tanısı konulduğu akıl hastanelerindeki 8 yıllık tedavisinin etkisindedir. O dönemde bu hastalık tanısı konulan hastaların nasıl tedavi edildiğini yaşadı.
                                  İşte bu filmi seyrettim dün gece..Uzun  ve  hayatı kadar etkileyiciydi  film..


                                                       


                                           

                         Şans eseri Janet Frame, ilk hastaneye yatırıldığında (1945, Bayan Frame 21 yaşındaydı) oldukça yaygın bir prosedür olan lobotomi olmadı. Dunedin'deki Seacliff Hastanesinin baş cerrahı hastanede yazdığı yapıtları okumuştu ve şu kararı almıştı: 'olduğun gibi kalmalısın. Senin değiştirilmeni istemiyorum'. Hastanedeki yapıtı ('The Lagoon') yayınlandı ve Yeni Zelanda'nın en büyük edebiyat ödülünü kazandı.
Time dergisinin bir zamanlar 'bu yüzyılın en büyük yazarı' olarak adlandırdığı Bayan Frame dünyaya üç ciltlik otobiyografisinin yanı sıra 11 roman ve düzinelerce şiir ve öykü vermiştir.


9 yorum:

  1. çavdar tarlası'nı dört beş sene önce
    okumuştum. hayal meyal hatırlıyorum. babamın kütüphanesinden bakmam gerekiyor. sevgiyle.
    tolga

    YanıtlaSil
  2. NE GÜZEL BENDE KİTAP İSMİ ARIYORDUM MARMARİSE İNİNCE ALAYIM BARİ SEVGİLER İYİ BAYRAMLAR

    YanıtlaSil
  3. Güzel bilgiler. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  4. Yine ilginç bir film ve kitap bulmuşsun Buketcim...
    Kitabı duymuştum ama okumadım,iki kitabı da not alacağım,okumalıyım:)
    İyi ki tanıttın,sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  5. film de çok güzeldi, mutlaka seyret natali...

    YanıtlaSil
  6. franny and zoey i edinmeli en kısa zamanda :) teşekkürler paylaşım için mükemmel oldu kitaplarım bitmişti :)

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Buket, ikisini de bilmiyordum. Tatil notlarim arasina aldim. Cok guzel anlatmissin. Tesekkurler. Kirazcekirdegi.blogspot.com)

    YanıtlaSil
  8. Buketçim, ben kitabı duymadım. kızdım şimdi kendime...
    Filmi de gerçek hayat öyküsü olduğu için merak ettim.

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...