27 Aralık 2024 Cuma

Yılın Son Cuması

 


                            Hayalleriniz bitebilir
                            Yüreğiniz incitebilir
                            Umudunuz yara alabilir
                            Ama hiç bitmez umut.
                            Kendini onarmayı başarır bir şekilde.
                            Nefes aldığımız müddetçe
                            Umudu taşırız yüreğimizde.
                            Dünler bizden çok şey götürse de
                            Gözümüzü açtıysak yeni güne
                            Yaralı da olsa sarıl umuduna.
                            İyileştir onu sabırla şükürle
                            Güven sevmenin gücüne...
                            Umut belki de gelecek sayfadadır.
                            Kapatma kitabı.

                    Cemal SÜREYA'nın bu şiiri denk geldi geçenlerde. Bir şiir nasıl gününüzü aydınlatır, karalar bağlamış yüreğinize iyi gelir değil mi? İnsanız biz, sorunlar, meseleler, can sıkıntıları bitmez. Çok şükür gerçekten büyük bir sorunumuz olmadıkça da çok dibe batmaya değmez, olumsuzluğun sizi ele geçirmesine imkan vermemek lazım. Ne derseniz deyin, ister sevgi pıtırcığı, ister Pollyanna bana iyi geliyorsa her sıfata razıyım.
                     Neler yaptım, neler yaşadım anlatacağım birazdan. Her hafta bir yazıya evrildi bu blog ama ne yapalım hiç yoktan iyidir. Hayalim şu iş güç hayatı bittiğinde uzun uzun yazı -okuma işlerine kendimi vermek..

                           Cuma günü benim için çok yorucu oluyor. Sabah okula gidiş, öğleden sonra pazar ve alışveriş, eve gelince bunları yerleştirme, yemek hazırlama derken gece olmuş oluyor. Ben de o kadar yorgun oluyorum ki! Ama hazırladığım bir fincan kahve, hissettiğim o sonsuz cuma gecesiyle gelen tatil sıcaklığıyla yorgunluğum tatlı bir hale geliyor.
Cuma pazarı tezgahlarına bayılıyorum. Ben pazar olayına bayılıyorum asıl 😉
Fırınımız cuma günü tahinli simit çıkarıyor, enfes!


                      Otogara gittiğimde geçen hafta size anlattığım wc çalışanını görüyorum her sabah. Sonunda gidip tanıştım. Hikayesini öğrendim. Şehir merkezinde yaşarken ailesini terketmiş, ben intihar edeceğim gidiyorum demiş, hiç bilmediği buralara gelmiş. Nasıl denk geldiyse bu işi bulmuş. Bu tuvaletin yanında ki tek oda da yaşıyor artık. Ailesi uzun aramalar sonunda bulmuş izini, gelmişler yanına ama ikna edememişler. Artık o burada mutlu. 45 yaşında ama torunu bile var. 
Burada ki işinde çok mutlu. Her gün süslü iş yerine yeni birşeyler ekliyor; ışıklar, satılık tesbihler, küçük bir kedi ve yuvası oyuncağı.. Sigara ile tuvalete girmek yasak, her saat çamaşır sularıyla yıkıyor paklıyor. Etrafta bir çöp görmesin aman ne söyleniyor. Hatta işte ki ilk gününde pasta almış, kendi kendinen kutlama yapmış, gelene geçene ikram etmiş. 
Çok seviyorum böyle farklı insanları. Tam belgesellik bir adam..


                   Sabah aydınlanmadan yola çıkan tüm emekçilere selam olsun..
Sonra okula gidiyorum ve ilk işim köy çeşmesinden günlük suyumu doldurmak oluyor.



Zamanım varsa biraz manzaraya bakıyorum. Sabah o soğuk havayla ciğerlerimi dolduruyorum, köy sesleriyle zihnimi dinlendiriyorum bir kaç dakika. Çünkü az sonra 6 saatlik hiç durmayan çocuk sesine maruz kalacağım. Şöyle bir gerçek var; yıllar ilerledikçe çocukların volümlerinde artış oldu. Ne yazık ki normal konuşmaları bile bağıra bağıra. Birbirlerini de dinlemiyorlar.




                                                          Okulda eğlence dakikalar 😊




Okuldan eve dönüp bahçeme girdiğimde hep beni karşılayan yeni dostum ..




                                    Bu hafta içi seyrettiğim bir belgesel Brandy Hellville. Tüketim dünyasında moda markalar ve onların en büyük kurbanları genç kızlar..
Biraz kafa dinleyeyim, biraz nostalji olsun diye To Catch A Thief seçtim. Ah o eski Nice manzaraları öyle güzeldi ki. 


Bir gece kardeşime yeni yıl oturmasına gittik. Odasını süslemiş ışıklarla. Erkek olmasına rağmen çok sever keyif ortamları yaratmaya. Genlerde var galiba :)


Benim için çok önemli bir olaydan bahsetmek istiyorum. İlçemizde ki belediye de kent konseyi oluşturulmuş. Çeşitli başlıklarda konseyler oluşturulmuş. Kültür-sanat, spor, turizm gibi. Tarım ve hayvancılık diye bir bölümde belirlenmiş. Özellikle organik tarım yapan, tarlalarında bir şeyler eken biçen, hayvan yetiştiren insanlardan seçim yapmışlar. Bu gruba beni sosyal medyadan takip eden biri de önermiş. Çok şaşıırdım duyunca çünkü bu çaplı bir çalışmam yok. Sadece okulda iki üç marul ekiyooruz. Ama duyunca da çok mutlu oldum. 
İlk toplantımızı belediyede yaptık. İlçede tarımla hayvancılıkla ilgili neler yapabiliriz konulu ön toplantıydı.




                         Cumartesi pazar bağevimize gittik. Ne zamandır gidememiştik, aile de ki hastalıklar sıra sıra olunca evden çıkamamıştık. Evimi çok özlemişim. Nasıl sakin nasıl durgun bir hayat burada geçirdiğimiz günler de çok enerji depoluyorum. 
                       Kurabiyesiz kahvesiz olmaz tabi ki. 




                              Bahçemde ektiğim lahanalar, karnabaharlar büyümüş ama anlamadığım bu pazarda satılanlar hangi ara büyüyüp satışa sunuluyor. Ben de ağustos ayında ektim ama kaç ay geçti çok az büyüdüler. Öğrenecek çok şey var aslında..


Geçen hafta ektiğim ıspanak ve baklalar çıkmış..


Büyülü Dağ devam ediyor. 



Çarşamba günü kuaföre gidip dip saç boyatayım dedim. Yeni bir kuaför denemeye karar verdim çünkü fiyatları baya bir iyiydi. Gittiğimde fazla dolu değildi ama müşterilerden birinin çocuğu için tv de çizgi film son ses açılmıştı. Okul sonrası duymak isteyeceğim son ses gürültülü çocuk kanalları. Üstelik çocuğun ilgisi kaybolmuş saçlarını boyatmış annesine sarmakla meşguldü. Beklerken kitap okumaktı niyetim ama o kadar ses arasında sinirlerim iyice bozuldu.
Saçlarımı boyattım evet ama tam bir arap bacı oldum, dipler simsiyah uçlar sarı :(

Bu umumi yerlerde ki gürültülere sadece ben mi kafayı takıyorum. Köy minibüsünde sabahları kimse olmaz genelde. Bazen işten dönen gençler oluyor. Saniye boş kalmıyorlar, ellerinde hep telefon bir şeyler izliyorlar. Tam da arkama oturup son ses komedi videoları ne diye seyreder bu millet. Öyle saçma şeyler seyrediliyor ki. Kimseye aldırmadan sonuna kadar ses açıp milleti rahatsız etme aldırmazlığına ne diyeyim..


                    Kendimi bildim bileli tutumluyumdur. Çok şükür ki eşimde böyle. Gereksiz şeylere para harcamayız, son yıllarda eşya, kıyafet harcamalarımız da çok azaldı. Evde ki bir çok atığı akıllıca kullanıyorum. Buzdolabımız bile dolup taşmaz, o hafta ne yiyeceksek onlar alınır ve tüketilir. Hiç ekmek fazlalığımız olduğunu hatırlamıyorum. Evde ki bir çok fazlalığı kullanabilecek insanlara veririm mesela yumurta kartonlarını biriktirir , yumurta satan köylü pazarına veririm. Poşetleri toplar köyde kullananlara veririm, maydanoz lastiklerini bile biriktirir veririm, hiç çöpe atmam. Bunlar aklıma gelenler.
Okulda da beslenmesini getiren her çocuğun her gün bunları çöpe attığını farkettim. Gerekli açıklamaları yaparak geri eve gönderiyorum, diğer gün kullanmak üzere.
Gereksiz dolu şey deyip burun bükmeyin, kusura bakmayın ama bu küçük ayrıntılar dünyayı kurataracak..


Kızım doğduğunu takip eden iki yıl boyunca tek bir kitap bile okuyamamıştım. Tek bir çocuk ne olacak demeyin, ona harcadığım emek, zaman, enerjiyi üç beş çocuğa göstermiyor insanlar. Hele şimdi ne güzel yardımcı anne tablet, telefonlar var. Her çocuğun elinde, yeter ki anneler babalar rahat etsin. bilmiyorum belki doğrusu budur. Ben lise başlayana kadar telefon almadım çocuğuma. Etrafta o kadar örneğiyle savaşmak kolay değildi.
Şimdi büyüttüm kızımı, binlerce şükür diyerek artık rahat etme zamanı. Uzun kış gecelerini çok seviyorum, anca böyle yorgunluğumu atıyorum. Mumlar her gece yakılır, en sevdiğim kupalarda kahve içilir, mutlaka kurabiye vardır ( inanmıyorum arkadaşlar yok şu bu diyetlere, yapan yapsın ) çikolata ama kalitelisi en sevdiğim 💜



Yeni bir video yükledim. Hadi buyurun arkadaşlar. Abone olmayı unutmayalım 💝

Herkese hayırlı cumalar 💖

14 yorum:

  1. İçinde yaşama sevinci olan, gayreti olan insanlar ne güzel yakışıyorlar hayata. Onları hep hayatımızda tutmalıyız ki enerjimiz bitmesin. Filmler, kitaplar, okul yolu manzaraları, çay ve kek keyfi içimi açtı. Bu arada son zamanlardaki gürültü konusu benim de canımı çok sıkıyor, insanlar düşüncesiz ve bencil olmaya başladı. O yüzden bir toplumda önce saygı olmalı, yoksa sinir harbi verip dururuz. Videoyu baştan sona izledim, içim ısındı. Ne huzurlu, ne keyifli. Nice güzel yılların olsun sevdiklerinle, iyi seneler diliyorum!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir tespit, içinde yaşama sevinci olan insanları kaybetmemeliyiz, çünkü hayat çok zor gerçekten. Ben de böyle bir enerji varsa çok çok çabayla
      oluyor inan. Balık burcuyum aslında çok karamsarım, eğer ipleri bırakırsam iyice dibe batarım. Şu hayatı yaşanır kılan taraflarını görmeye çalışıyorum.
      Ben de şimdiden yeni yılınızı kutlarım, daha iyi ve güzel bir seneye inşllh..

      Sil
  2. Ahh yine huzur dolu bir yazı :)) Öyle güzel anlatmışsınız ki ... WC çalışanına hayran kaldım, bayılıyorum böyle renkli karakterlere... Görseller de video da içimi sıcacık yaptı. Ne bileyim fırınınızda pişen kek olmak istedim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haaha kek mi olmak istedin ya çok tatlısın :)
      ya şu blog arkadaşlarla keşke yakın olsaydık her gün biriyle görüşsek
      otursak ne güzel olurdu. Şimdiden iyi yıllar !

      Sil
  3. Keyfin bol olsun, küçük ayrıntılar mutluluk verir. Geçen hafta da senden görüp bir film izlemiştim, şimdi Grace Kelly yi izleyeyim bari. Çok sevgiler, sağlıklı, huzurlu bir yıl dileğiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karşıma bir yerden bir film adı çıkıyor onu seyrediyorum bir şekilde. Bu filmde öyle oldu, bir fragmanını gördüm seyrettim. Hele bu tarz filmler, 60lı yılların filmleri ne tatlı değil mi? şimdi ki çoğu saçmalıklarla vakit harcayacağıma eskilere dalsam yeter.
      Ben de şimdiden yeni yılımızı kutluyorum, en başta sağlık, sağlık, sağlık. Gerisi
      gelir huzur, mutluluk..

      Sil
  4. Ne kadar dolu dolu harika bir yazı ve bol fotoğraflı ben tasvir edilen şeyleri bir de fotoğraf anında görmeyi çok seviyorum , ve toplum içindeki bahsettiğiniz kültürsüzlük uzun zamandır benim de dikkatimi çekiyor ve ebeveynler öyle yetiştiriyor çocukları ne yazık ki daha kötü bir ortam geliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fotoğraflara bakmayı ben de seviyorum, kitap dışında çok uzun yazıları ekranda okuyamıyorum. Ne seviyorsam onu da yapmaya çalışıyorum,
      bizbize keyifli olsun işte :)

      Sil
  5. Çok güzel oluyor bu yazılarınız. Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni bir yılda da devam ederim umarım, Allah bıkkınlık, tembellik vermesin.
      İyi yıllar şimdiden !

      Sil
  6. Dolu dolu bir Cuma yazısı olmuş yine, pazardaki tezgahlarla başlayıp, bahçede üretilenlerle devam eden...
    Mutlu bir yeni yıl diliyorum. Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haftayı da devirdik böylece. Her gün olamasa da en azından hafta da bir yazmak,döküm yapmak iyi oluyor :)

      Sil
  7. Yine dopdolu bir cuma yazısı
    Sevgiler, keyifle okudum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler , haftaya görüşmek üzere :)

      Sil

Yılın Son Cuması

                              Hayalleriniz bitebilir                             Yüreğiniz incitebilir                             Umudunuz...