Tolstoy şu sözleri söylemiş midir bilmem ama çok severim;
''Epey yaşadım ve mutluluk için neyin gerektiğini bulduğumu sanıyorum. Kırda sessiz, münzevi bir yaşam; iyilik yapmanın kolay olduğu ve buna hiç alışmamış insanlara yararlı olma imkânı; sonra biraz fayda sağlayacak kadar çalışmak, sonra dinlenmek, doğa, kitaplar, müzik ve yakınlara sevgi... İşte benim için mutluluk fikri bu.
Benim içinde budur formül. Fazla hiç bir şey istemiyorum. Artık şu rutin hayatımdan çok sıkıldım, işe git gel evde çalış, yemek bulaşık hep aynı hep aynı... diyerek sıkılmayı, bunca nimet ve sorunsuz hayat ikamesinde şımarıklık yapmayı hayatımdan çıkarmak istiyorum. Hatta böyle konuşan olursa hemen uzaklaşmaya kararlıyım. Sağlıkla nefes alıyoruz ya, güven içinde evlerimizde uyuyoruz ya daha sonrası kesinlikle şımarıklık..
Niye mi böyle düşünüyorum?
Dünya da bunca olan olaylar, savaşlar, açlık, sefalet varken nasıl bir aymazlık içindeyiz? Geçen günlerde Gazze' de dedesinin kollarında gördüğüm ölü bebek - binlerce benzeri gibi- aklımdan çıkmıyor. Sudan'da patır patır insanlar ölürken koleradan, aklımdan çıkmıyor. Büyükşehirlerde ne olduğu belli olmayan kadın cinayetleri... Hangi birinin yazacağım. Düşünmekten büyük bir çaresizlik içinde buluyorum kendimi.
İzlediğim bir belgeselde - Ibelin - o gencecik çocuğun adım adım ölüme gitmesi, yaşadıkları hep aklımda. Mats Steen 1989 yılında Norveç'te doğuyor. Anne babasının gözbebeği çocukları yaşıtları gibi büyürken bir şeylerin yolunda gitmediğini anlıyor ebeveynleri. İki yaşında yürürken düşmelere başlıyor ve kalkmakta zorlanıyor. Yapılan tetkiklerde kalıtsal bir hastalık olduğu anlaşılıyor. Kasları günden güne eriyor ve zamanla hiç yürüyemiyor, solunum bile makinelere bağlı oluyor. Herkesin rahatlıkla yaptığı her şey onun için çok değerli. Ailesi bilgisayarda oyun oynamasına izin veriyor ve devamlı oyun oynuyor. 25 yaşına gelince de vefat ediyor. Ailesi son yıllarda yazdığı bloga ( https://musingslif.blogspot.com/ ) vefatını yazıyor. Sonrasında gelen mesajlarla aslında o sanal dünya da hiç te yalnız olmadığını keşfediyorlar.
Nasıl hüzünlendim nasıl üzüldüm bu belgeselde. Sonra da kendi hayatlarımızda ne çok şımarıklık yaptığımızı gördüm. Şikayet etmeden, bize verilmiş en büyük sağlıkla huzurla geçiyorsa günlerimiz içimiz dingin yaşamalıyız. Belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.
Bu hafta izlediklerimle devam edelim o zaman. Bir dizi bitirdim. Say Nothing. 14 kasımda Amerika'da yayınlanmaya başlayan ve beraberinde çok tartışmalar getiren dizi Kuzey İrlanda'nın 1968 de başlayan olaylarında bir kesit.
Godland İzlanda coğrafyasında doğa, inanç, aile, ahlak kavramlarını ele alan bir film. Danimarkalı bir rahibin çıktığı yolculukta kendi inançlarından, değerlerinden uzaklaşmasını anlatıyor.
Memories of Murder uzakdoğu sinemasında bunama eşiğinde ki bir katilin gerçeklik sınırlarında dolaşması, eskiyle hesaplaşması ve son sahnelerde ki gerilimiyle kafaları yakan bir filmdi.
Bu hafta boyunca sınıfta ayraçlarımıza çalıştık, düzenledik ve almak isteyenlere postaladık. Sevgili blog arkadaşlarım ve instagramdan bir çok kişi talepte bulundu. Herkese çok teşekkür ederim. Umarım bu güzel resimler okuduğunuz kitapların sayfaları arasında uzunca beklerler..
Şükretmenin ruhuma çok iyi geldiğini hep düşünürüm ve hep dilimderi, bir yandan da savaşlar, kadın cinayetleri, çocuk tacizleri, sokak hayvanlarına yapılan eziyetler, kötüleşen ekonomik şartlar mutluluğumu, iç huzurumu alıp götürüyor. Kendi hayatımın yolunda gitmesi mutlu olmama yetmiyor. Kaçıp sığındığım kitaplar, bloglar okumaları, hobilerim, kedilerim olmasa delirmiştim. Yeni yıl ruhu ne güzel yansıyor fotoğraflarda, hediyeler ne güzel, şimdiden iyi yıllar diliyorum, umarım yeni yıl barış, mutluluk, sağlık ve huzur getirir.
YanıtlaSilAynı duygular içindeyim. Belki biz hepimiz bu şekildeyiz. Onca olumsuz şey hep olacaktır, tavrımız bunlara aldırmıyor demek değil. Çok çok hassasız aslında
Silama bir şekilde de ruh sağlığımız da tehlikede.
Ne güzel dileklerde bulundun Deniz !
Ne güzel fotoğraflar tablo gibi... Teşekkürler paylaşım için
YanıtlaSilBen teşekkür ederim bir uğradığın için ..
SilDoğa fotoğraflara bayıldım, adeta gülümsüyorlar. Bu karanlık günlerde doğa en büyük avuntu kaynağı. :)
YanıtlaSilGüzel bir hafta sonu diliyorum.
Benden de güzel dilekler olsun hepimize..
Sil