Haziran ayı da bitti. Okullar kapandı, kurban bayramı kutlandı, biz öğretmenlerin seminer çalışmaları bitti. Artık yaz tatiline girebiliriz. Haziranın başından itibaren sıcakların başlamasıyla okullarda öğrencilerde çok kopuşlar yaşandı her sene ki gibi. Yalnızca biz okul önceciler son güne kadar bilfiil sınıflarda çalışıyoruz diye gözlemliyorum. Öğrencilerin yaşı büyüdükçe veliler okula gönderemiyor. Bunu kendi kızımda da çok yaşadım.
Sonrasında 9 günlük bayram tatiline girdik. Aslında başka planlarımız vardı ama olmayınca şöyle deniz tatili yapalım, dinlenelim dedik. Yurtta da gitmedik deniz şehri kalmadı aslında. Bir kez gittiğimiz yere ikinci kez gitmeyi sevmiyoruz ama yine Bodrum'a gitmeye karar verdik. Özellikle kızım her şey dahil otel olsun, havuz olsun diye isteyince son dakika uygun fiyatlı iki otel seçtik. Ama ben bir yunan adası da olsun diye de istiyordum. Yıllar önce gittiğimiz Kos adasına tekrar gidelim dedik ve çıktık yola.
Bizim gibi bayram tatili için yola çıkanlarla uzun ve kalabalık bir yol seyri yaptıktan sonra Bodrum'a gelip Dedeman Otelde iki gün kaldık. Gümbet'in tepelerinde olan bu otel fena değildi. Deniz kenarı değildi ama yolda öyle yorulduk ki iki gün boyunca bu havuzun kenarından kalkamadık. Geceleri Gümbet çarşıda dolaştık ama öyle uzaklaşmışız ki bu hayattan o kalabalık, giyimler, kuşamlar, bar kapısında ki iri yarı adamlar falan 30 yıl öncesinde de aynı şeyler.
Bodrum Porttan Kos adasına gittik diğer gün. Kos'a iner inmez sahilde yemek yedik ve bizim otele gidecek otobüsü aramaya koyulduk. Kos adasını daha önce gezdiğimiz için yarım pansiyon otel ayarladık kendimize. Amacımız hep otelde kalmak, dinlenmekti. Seçtiğimiz otelden çok memnun kaldık. Odalar çok yeni değildi ama sessizliği, hizmeti, yemekleri, kahvaltısı çok iyiydi.
Oteli özellikle yaşlı Almanlar seçiyormuş, gürültü istemiyorlar, kargaşa istemiyorlar, kafalarını dinliyorlar. Ben de tüm yıl çocuk sesinden sonra bu huzura hasret kalmışım, öyle iyi geldi ki. Tabi kızım için çok monoton bir yerdi ama ben de Bodrum'a katlandım :)
Deniz dalgalıydı ama çok temiz ve kumluk bir denizdi. Bizimkiler havuzu tercih ederken ben hep deniz de yüzdüm. Hatta sabahları erken kalkarak uzun sahil boyunca yürüyüp denize giriyordum, sonra çıkıp bir kahve içip kahvaltı için bizimkileri bekliyordum. Bu erken kalkmalar sayesinde tüm günü çok verimi kullandım. Çok uyumak değil de böyle dolu dolu yaşamak bana çok iyi geliyor.
Tatilde yanıma aldığım kitaplar Selim İleri'nin.
Güzel bir tatilde video da izledim, iyi akşamlar sana.
YanıtlaSilayyy ben de Kos'a gittiğimde Tigaki 'de bir otelde kalmıştım. Muhtemelen aynı otel. Mutfağı efsaneydi.
YanıtlaSilSevgili Buket, yazıların fotoğrafların bu güzel yaz gününde harika hissettiriyor. Tüm kış yazılarını okuyup düşündüm, blog yazmayı özlediğimi fark ettim ve sayende yıllar sonra geri döndüm. Teşekkür ederim :)
YanıtlaSilVideoda otelin adı var mı? Bilgisayarda açılmıyor. Kos'a yakınız, sessizlik benim de ilk şartım :)
YanıtlaSilevet var kos palace otel
Sil