“bağrıma bir gül tünemiştir” diyor İsmet Özel, bahçemde pembe güller öyle güzel açtı ki. Tabiatın eşsiz güzelliğine odaklanmak istiyorum, çevremde ki çiçeklere, ağaçlara bakmaya doyamıyorum. Hele mayıs, hele ilkbahar bunun için ideal. Haftasonu bağımızda sessiz ve huzur dolu iki gün geçirdik. Pazar akşamı şehirde ki eve indik. Giderken sokağımızda ki parkta masalara yayılmış gençleri görünce '' ne güzel artık yaz geldiği anlaşılıyor, gençler parkı doldurmuş'' dedik eşimle birbirimize. Ama biraz yaklaşınca her masanın altının çöplük içinde olduğunu gördük -ki burası devamlı temizlenir temizlik görevlileriyle. Oradan geçerken bir apartman altında öbeklenmiş 16 - 17 yaş gençlerin bağıra bağıra küfürler söyleyerek, ellerinde ki bira şişelerini birbirine fırlattıklarını gördük, oradan nasıl kaçtığımızı bilmiyorum. Eve geldiğimde canım çok sıkılmıştı gördüklerim karşısında. Gece saat 11'e doğru sokaktan sesler geldiğinde baktığımda karşı komşunun büyük oğlu -13 yaşlarında- iki çocukla sokakta kavga ettiklerini gördüm. Babası balkona çıktı çağırdı çağırdı gitmedi, kavga büyüyünce sokağa çıktı babası eve aldı çocuğu. Bu çocuk neredeyse 3 yıldır okula gitmiyor ve sokaklarda boş geziyor gece yarıları eve geliyor. Yine üzüldüm...
Pazartesi günü yan ilçede işlenen cinayet haberini aldık. 18 yaşında ki bir kızcağız sevgilisiyle ormanlık alana gidiyor, oğlan birlikte olmak için zorluyor, kız istemeyince döve döve öldürüyor. Sonrasında kamyoneti uçurumdan atarak kaza süsü vermeye çalışıyor. Öyle üzüldüm ki...
Güzellikleri paylaşmak istiyorum, ve yapıyorum da ama bu hayatta çoook üzülüyorum. Kendi dertlerimden vazgeçtim, çevremizde artık çok da yakınlarımızda hatta çok kötü şeyler oluyor. İnsanlar bir çok şeyde ipin ucunu kaçırmış. Biraz düzgün yaşamaya çalışan, bin bir zahmetle bu dünyada bir çocuk yetiştirmeye çalışan üç beş insanız artık. Böyle olmayan masum insanla için çok üzülüyorum. Sadettin Ökten bir konuşmasında şöyle demişti ve not almıştım;
“Kaba insanlarla ülfet etmeyeceksiniz. Güzel insanlarla temas edeceksiniz. Bulamıyorsanız kitaplara da bakacaksınız.”
Kitaplara daha çok sığınıyorum artık. Bu hafta içinde iki güzel kitap okudum. Sevinç Çokum okumayanız var mı hala? Çok büyük kayıp bence. Dilimizi güzel yansıtan, zengin anlatımıyla usul usul olayları kurgulayan büyük yazar..
Bu hafta içi iki güzel film seyrettim. The Whale Daren Aronofsky yönettiği yıllar önce terkettiği kızına kendini affettirmeye çalışan obez bir adamı anlatıyor. Tüm film tek bir mekanda geçiyor.
Diğer film The Zone of Interest'i instagramda takip ettiğim Sevdiğimgüzelşeyler çok güzel anlatmış;
''Yanıbaşında insanlar ölürken her şey normalmiş gibi davranmak mümkün mü zaten? Çocuk gülüşleri ve ağlamalarına karışan insan çığlıkları nasıl duymazdan gelinir? İnsan küllerinin gübre olarak kullanıldığı bir bahçenin güzelliğinden bahsedilebilir mi? Sürekli insan çığlıkları duyarak bacalardan çıkan dumanları görerek hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam edilebilir mi? Böyle bir ortamdaki ev, hayallerinin evi olabilir mi? Auschwitz toplama kampının komutanı Rudolf Höss ve ailesi, böyle bir ortamda yaşamayı seçmişler.
Film, Martin Amis’in aynı adlı eserinden uyarlanmış. Kitabı okumadım. Yazarın farklı kitapları var dilimize kazandırılmış ama ‘ilgi alanı ‘ bunlardan biri değil sanırım.
Kötülük, kayıtsızlık, hırs üzerine düşündüren, sarsan bir filmdi. Hiçbir şiddet sahnesi olmadan şiddeti bu kadar etkili anlatan bir başka film izlemediğimden belki de ben filmi çok beğendim. Öneririm.''
Bahçemde nane hasadı yaptım..
Okulumuzda bu hafta. "Biz çocuklarla büyükler arasındaki fark
Bir yanda şehir bir yanda kiraz bahçeleri." Diyor ya Sezai Karakoç...Eve dönünce bir yorgunluk kahvesi balkonda...
Hayırlı cumalar, sevinç çokum bende severim, aklıma düştü bir sonrakine kütüphaneden alayım.
YanıtlaSilSende okumuşsundur, kitapkurdu olanlar bilir .) Ara ara ben de kütüphanede okumadıklarımı görünce alıyorum. Bunları okumamışım. Hayırlı cumalar arkadaşım..
SilHiç üşenmeden kurduğunuz sofralar kesinlikle muhteşem, helâl olsun size:) Ve fotoğraflar tabii ki...
YanıtlaSilTeşekkür ederiz :)
SilBuketciğim, yaşanan, meydana gelen her olayın sebebi var, bizler bilemiyoruz sadece. Yazında üzüntünü derinden hissediyorum ama üzüntün bir sonraki adımda bir gül, bir çocuk kahkahası veya bir incelik görünceye kadar sürsün. Yapabileceklerimiz sınırlı maalesef. Bahçe, balkon keyfi, kitaplar, filmler, dost buluşmaları, sofralarla müthiş renklenen yazını okurken mutlu oldum. Teşekkürler canım. :) <3
YanıtlaSilHayat ne yazık ki böyle, üzüntü, kaygı, sevinç, umut hepsi
Silbirbirine girmiş durumda. Bazı insanlar daha çok dert ediyor kendine
olumsuzlukları sanırım bende onlardan biriyim. Çabam da bunun etrafında
zaten. Allahtan hayattan zevk almayı bırakmadım, bilmiyorum bu olduğu sürece katlanacağım. Ben teşekkür ederim kaygımı paylaşıp bir ses verdiğin için..
Ne güzel naif düşüncelerle yaptıklarınız ve görseller şahane :)
YanıtlaSilSevgiler..
çok teşekkür ederim..
Sil