4 Temmuz 2014 Cuma

Bugünler de Kısa kısa...

                           Nihayet  uzun  bir  tatile başladık.  Biz  öğretmenlerin en  imrenilen  durumları  bu  olsa  gerek. Mesleğimin en sevdiğim  yönü:)   Daha  yeni  yeni  işsiz güçsüz  ev  içinde dolaşmalara  başladım. Çünkü  bugüne  kadar  yemekler,  gezmeler,  misafirler, ziyaretler hep  ev dışında  yani  bir koşturmaca içindeydim. Ramazanla  birlikte hayat  akışımda biraz  değişiklik  olmadı değil.  Ama  bundan memnunum  tabi ki.  Neler yapıyorum peki,  kısa  kısa  anlatayım..
                     Evde  olunca hayatımı  balkonumda geçiriyorum  diyebilirim. Bu  sene  keçeden  kuşlar yapmıştım. Bu kadar  kuşu  ne yapayım derken aklıma yastığa  montajlamak geldi. Balkonumda ki  sade ,  beyaz yastığa diktim. Görüntü  çok  güzel oldu. 




                  Zaman  sınırsız  olunca  kitap  okumalarım  hızlandı. Fethiye Çetin'in  Anneannem  bir çırpıda  bitti. Zamanında  yaşananlar,  ayrılan  kardeşler, parçalanan aileler,  büyük  bir mücadele ile geçmiş hayata tanık olmak  insanı mahvediyor. Bu  kitabı bitirince ilk  kez  bir Erhan Bener kitabı okudum. Kedi  ve Ölüm.. Niye şimdiye kadar  ben  bu yazarı  okumadım  diye üzüldüm.  Diğer kitaplarını  almak için notlar aldım. Yine  okumadığım bir yazarın ilk  kitabına  başladım. 
                 Filmler de  seyretmeye  devam  ediyorum bir  taraftan. Eski  filmleri  sevdiğimi takip  edenler biliyordur. Peeping  Tom  oldukça ilginç bir  film.  Röntgencilik hastalığını beyazperdeye taşıyan ve gerilim türünün ilk örneklerinden sayılan bir yapım…



                               

                 
                            Diğer  film  Küçülen  Adam ..Richard Matheson’ın aynı adlı kitabından uyarlanan, 1957′nin bu bilim-kurgu filmi, “Şimdiye dek yapılmış en inanılmaz öykü”, “Bilinmeyene yapılan inanılmaz bir seyahat” gibi abartılı kampanyalarla pazarlanmış, neticesinde Hugo ödülü de kazanmış olan  oldukça ilginç  bir  film.  
                        Aynı  zamanda  yeni  bir diziye başladım. Bizim yaşlardaki 4-5  bayanın başından  geçenleri  anlatan ,  sürükleyici bir  dizi  Mistresses.. Umutsuz ev kadınları'nın  yerine konmuş sanki  ama  onun  gibi değil. Tatil  günlerinde ev kadını  moduna girmişken ideal.  Gereksiz  sahneler olmasa iyiydi  gerçi..


                                

                Evde  olup  bol  bol  iftar,  sabah - akşam  yemek  programlarını  kaçıracak değilim :)   Özellikle  Türkmaxgurme  gece gündüz  seyrediyorum .  Bir  taraftan  da  tarifleri  üşenmeyip  yapıyorum.  Geçen gece arkadaşlarım  için bir tart  yaptım. 





           Geçen haftasonların  birinde  2  günlüğüne Kıbrıs'a gidip  ramazan öncesi  bir  tatil  yaptık. Yıllar  oldu ki ye-iç-yat durumunda  herşey dahil  tatil  yapmamıştık. Sıfır efor ,  iki gün çok  güzel  geçti  ama herşey dahil saçmalığı ( şezlong  kapma,  havlu kartları, bileklere takılan künyeler vs.)  hala süren  şeylermiş.  Kıbrıs  bu  arada  çöl  gibi  bir  yermiş. Gerçi  biz otelden  bir  yere çıkmadık ama gidene  kadar  gördüklerimiz bunu  düşündürdü  bize.    
   


              















6 yorum:

  1. Yasıklar süper olmuş ve evet, öğretmen olmak istiyorum!!!!!!!!!!!

    YanıtlaSil
  2. Yastığı çok beğendim. Beyaz üstüne rengârenk kuşlar çarpıcı olmuş. Öğretmenliğin en güzel tsbı bence de tatil. Ama bi süre sonra insan sıkılmaya başlıyor. :)

    YanıtlaSil
  3. Tüm seneden sonra bence hak ediyorsunuz. Yastıklar muhteşem!

    YanıtlaSil
  4. Yastıklar şahane, turta nefis görünüyor, ellerine sağlık, sevgiler :))

    YanıtlaSil
  5. O gün fark etim ama kırlentlerin çok güzel olmuş. Canlılık katmış balkonuna. Tart konusunda ise o kadar mütevazi olma bence. Ellerine sağlık. Lezzeti de görüntüsü de çok güzeldi. Ama şu dijital tartı işini düşün derim. Bu tür şeyleri kolaylaştırır. Riske girmezsin.

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...