Nice'in sembolü sayılan meşhur otel Hotel Negrosco ya girip bir müze gezer gibi gezdik. Özellikle cam tavanı görülmeye değer.
Deniz kenarı boyunca bir sürü plaj var. Daha nisan sonu olmasına rağmen çok kalabalıktı. Yazın ne halde olur düşünemiyorum. Siz deniz kenarında güneşlenirken üzerinizden kocaman uçaklar geçiyordu. Deniz taşlıktı ve oldukça dalgalıydı. Yürüyüş yolu üzerinde ressamlar, satıcılar bulunuyor. Yol kenarında birçok restoran ve kafe var.
Ayrıca sahil yolunun bir paralelinde Cours Saleya bulunmakta Her gün meyve, sebze ve çiçeklerin satıldığı, yalnızca pazartesi günleri antikaların da bulunabildiği bir pazar kuruluyor burada. Etrafı restoranlar, kafeler, dondurmacılar, pastanelerle dolu. Oldukça hareketli ve eğlenceli bir yer. Ünlü opera binası Opera de Nice, her ne kadar büyük bir bölümü yıkılmış olsa da hâlâ ortaçağ havasını yakalatan ve nefes kesici Nice manzaraları sunan Colline du Chateau (Kale tepesi) de ziyaret edilmesi gereken diğer mekânlar arasında yer almaktadır.
Kızımın en sevdiği yer şehrin ortasındaki park oldu. Serinlemek isteyenler için birebir:) Cathedrale St. Nicholas şehrin güzel mimarilerinden.
1912 yılında Çar II. Nikola’nın desteği ile Nice’te yaşamakta olan Rus cemaatine yönelik olarak inşa edilmiş ve Rusya dışında yer alan en büyük Rus Ortodoks Katedrali olma özelliğine sahiptir.
Şehrin kalbi Massena Meydanı.. Oldukça büyük bir meydan. Kendisini kesen ve üzerinde ünlü mağazaların bulunduğu caddelere açılıyor. Hiç bu mağazalarda zaman kaybetmeyelim dedik ve adımımızı atmadık. Sonuçta Türkiye her zaman daha ucuz.
Sevdiğim yerlerden biri de Cimiez Tepesi oldu. Buraya gitmek için garın yakınlarında bulunan 27 numaralı otobüsü kullandık. Nereye giderseniz gidin 1.5 euro ödüyorsunuz. Oldukça uzak bu yüzden otobüsle gittim. Ama dönüşte yürüyerek Massena meydanına geldim.
Burada bulunan manastırı gezebilirsiniz. Çok etkileyici bir mezarlığı ve bahçesi vardı. Ben gittiğimde sabahın dokuzu olduğundan kimseler yoktu. Mezarlıkta oklarla Matisse yazıyordu, acaba onun mu mezarı diye çok aradım ama bir türlü bulamadım. Benden başka da kimse olmadığından zaten korkmuştum, fazla da arayamadım.
Şehrin kalbi Massena Meydanı.. Oldukça büyük bir meydan. Kendisini kesen ve üzerinde ünlü mağazaların bulunduğu caddelere açılıyor. Hiç bu mağazalarda zaman kaybetmeyelim dedik ve adımımızı atmadık. Sonuçta Türkiye her zaman daha ucuz.
Sevdiğim yerlerden biri de Cimiez Tepesi oldu. Buraya gitmek için garın yakınlarında bulunan 27 numaralı otobüsü kullandık. Nereye giderseniz gidin 1.5 euro ödüyorsunuz. Oldukça uzak bu yüzden otobüsle gittim. Ama dönüşte yürüyerek Massena meydanına geldim.
Burada bulunan manastırı gezebilirsiniz. Çok etkileyici bir mezarlığı ve bahçesi vardı. Ben gittiğimde sabahın dokuzu olduğundan kimseler yoktu. Mezarlıkta oklarla Matisse yazıyordu, acaba onun mu mezarı diye çok aradım ama bir türlü bulamadım. Benden başka da kimse olmadığından zaten korkmuştum, fazla da arayamadım.
Ama sabahın bu erken saatlerinde kızımla eşimi otelde uyur bırakıp bu tepeye çıkıp bu manastırın bahçesinde kuş sesleri eşliğinde kimse yokken gezmek inanılmaz güzeldi. Oldukça bakımlı bir bahçeydi, güllerin de açma mevsimi olduğundan siz düşünün gerisini..
Şehir merkezinin kuzeyinde yer alan Cimiez tepeleri, en gözde etkinliklere ev sahipliği yapan göz alıcı geniş bahçeleri ve mimari harikası malikâne ve villalarıyla eski aristokrasi günlerinden beri Nice’in en gözde semtlerinden biri olarak bilinmekte..
Ünlü mimar Andre Hermant tarafından dizayn edilmiş olan, İncil temalarının heykel, cam boyama ve mozaik gibi değişik eserlerle ifadelerinden oluşan sanat eserlerinin sergilendiği Musee Message Biblique Marc Chagall ve 17. yüzyıla ait 350’den fazla fresk, sanat eseri ve tarihi kalıntıyı içeren Musee Franciscain Cimiez’de ziyaret edilebilecek mekânlar arasında yer almakta.
Chagall ve Matisse müzeleri her salı kapalı. Buna göre plan yapılmalı. Bu şehir de ne yedin içtin derseniz, her Avrupa kenti gibi burası da oldukça pahalı. Deniz ürünleri yönünden zengin olacağını sanmıştım ama yanılmışım..Daha çok italya esintisi var. Ama ünlü Nicoise salatasını denemek lazım. Bildiğiniz ton balıklı salata :)
Dondurma yemeden gelmeyin. Meşhur gül şeklindeki dondurmalarına bayıldık. Massena meydanında bulunan kafelerde güzel dondurma ve tatlılar yiyebilirsiniz.
gezmem gelmiş meğer :)) sizi okuyunca anladım .)) sevgiler..
YanıtlaSilGerçekten de çok sevimli bir yerdir. İnsanları da sempatiktir.
YanıtlaSilsevgili Buket,
YanıtlaSilbruges ile birlikte görmeyi hayal ettiğim iki avrupa şehrinden biri!
hatta balayı için düşünmüştük ama daha sonra balayı için -hayatımızda bir sefercik- her şey dahil konsepti yapıp dinlenmeyi tercih ettik.
yine de belki yaz sonuna sıkıştırırız;)
Ayy yaa cennetten köşeler buralar resmen. Fotoğraflar hadi tamam çok güzel ama yemekler de insanı kendinden geçiriyor doğrusu, her ne kadar ben deniz ürünlü karmaşık yemeklerden hoşlanmasam da sen yayınlayınca yiyesim geliyor:)O bahçedeki pofuduk ağaçlara da bayıldım,ağaçları çok ama çok seviyorum...
YanıtlaSil