Nihayet ünlü Cannes sokaklarındaydık. Beklenilenin aksine diğer turistlik yerler gibi bir yer. Fransa'nın güneyinde Cote d'Azur'de yer alan Cannes, film festivali, kumarhaneleri, deniz mahsulleri restoranları ve beş yıldızlı otelleriyle tanınıyor. Her yıl mayıs ayında düzenlenen Uluslararası Cannes Film Festivali şehre ayrı bir anlam katıyor.
Cannes’ı dünya jet sosyetesinin vazgeçilmesi yapan hikaye ise çok eskilere dayanıyor. İngiliz aristokratı olan Lord Brougham, 1800’lerin ortalarında verem olan kızının tedavisi için Nice’e doğru yola çıkıyor ancak karantina önlemlerinden dolayı Nice’e alınmıyor. O da o zamanlar küçük bir balıkçı kasabası olan Cannes’e sığınıyor. Kızının bu balıkçı kasabasının temiz havası, güzel iklimi sayesinde iyileşmesinden sonra kendisine burada bir malikane yaptırıyor ve yakın dostlarını burada ağırlamaya başlıyor. Buranın kulaktan kulağa yayılan ve dünyaca tanınan bir yer olmasını sağlayan hikayesi bu şekilde başlıyor. Coco Chanel’in bronz teni ile poz vermesiyle ise Cannes’ın denizi, kumu ve plajları birden dünya jet sosyetesinin vazgeçilmezi haline geliyor.
La Croisette zaten şehrin en güzel otellerinin, ünlü markaların, Cannes film festivalinin yapıldığı kongrenin bulunduğu cadde. Nice gibi Cannes da da upuzun bir kumsal sizi bekliyor. Ama burası daha bir kalabalık daha bir hareketli..
Cannes film festivalinin yapıldığı yer ve meşhur kırmızı halı herkes tarafından gezilen, fotoğraflar çekilen bir yer. Old Town yani eski şehir oldukça keyifli yerlerden biri. Cannes’ın Old Town diye adlandırılan Le Suquet bölgesi Cannes’ın tepesinde yer alıyor. Oraya çıkarken daha doğrusu tırmanırken Cannes’ı farklı bir şekilde görme imkanınız da oluyor. Le Suquet için Saint-Antoine Sokağı'ndan yukarı doğru yürüyebilirsiniz. Tepeye çıkıp Castre Meydanı'na vardığınızda Notre Dame de l'Esperance Kilisesi'ni, hemen göreceksiniz.
Από Ελλάδα χαιρετίσματα !!!!!!
YanıtlaSil