13 Mayıs 2014 Salı

GRASSE ve MOUGİNS

                          Daha önce de yazdığım  gibi Nice'e gittiğiniz  zaman gezecek yakın  çevre oldukça fazla. Bir  seçim  yapmak zorundasınız. Biz bir  günümüzü  Grasse  ve Mougins'e  ayırdık.  Grasse  trenle Nice'den  1,5  saat  sürdü. Grasse'den  Mougin'e  otobüs yakın  ve 1,5 euro. Aynı  şekilde Mougins   Cannes arasıda  aynı  fiyat.  Cannes Nice arası 1,5 euro ama otobüsle oldukça uzun, tam  2 saat  sürdü yol.  
                  Grasse  dünyanın parfüm başkenti sayılır.  Grasse’da parfüm endüstrisi oluşana kadar kasaba halkı hayvancılık ve dericilikle geçiniyormuş. Dericilik kasaba halkının hem geçim kaynağı hem de kokudan dolayı en büyük sorunuymuş. Dericilikten vazgeçemeyeceklerine göre kokuya bir çare bulma yoluna gitmişler. Tabakhanelerden gelen kokuyu bastırmak için evlerinde bitkilerden, çiçeklerden ve meyvelerden esans yapmaya başlamışlar.  Burada  dünya parfüm imalatının %60'ı gerçekleşiyor. Bu yüzden “parfüm başkenti” ünvanını almayı fazlasıyla hak ediyor. Yolunuz bu şehre düşerse parfüm imalathanelerini, parfümlerin şişelendikleri yerleri görebilir; parfümlerin nasıl üretildiğini öğrenebilirsiniz. 




                  Grasse birkaç yüzyıldır çiçek kokuları ve temiz havasıyla turistlerin ilgi odağı olan şehirlerden biri; fakat yolunun şişelere sığmayan güzel kokularla buluşması çok daha eskilere, 16. yüzyıla dayanıyor. Bunun öncesinde de bu küçük şehirde birbirinden güzel eldivenler üretilirmiş. Şehirde önceleri parfümlü eldivenler üretilmeye başlanmış, deri imalatı şehrin yerlilerine istediklerini vermeyince parfüm birden ilk sırayı alıvermiş. Burada imal edilen parfümleri diğerlerinden ayıran ne diye soracak olursanız, grasse'in üzerinde her daim parlayan güneş ve şehrin elverişli iklimi narin çiçeklerin yetiştirilmesine imkan veriyormuş. 




                 17. yüzyıla gelindiğinde, parfüm üreticileri ve eczacılar bu şehre yerleşmeye başlamışlar. 1729 yılında da bu üreticiler varlıklarını resmi olarak ilan etmişler. o gün bugündür grasse bu ünvanını hiçbir şehre kaptırmamış.
Günümüzde kentin kırsal kesiminde ve köylerinde birçok imalathaneye rastlamak mümkün. Bir zamanlar narin çiçekler kullanılarak elde üretilen parfümler de teknolojiden nasiplerini almışlar. Artık üretim makinelerde gerçekleştiriliyor ve parfümler bir takım kimyasal işlemlerden geçiriliyorlar. Şehirden eski fabrikaların bacalarını görebiliyorsunuz; fakat hepsi çoktan terkedilmişler. Onlardan geriye kalan hüzünlü duvarlar ve bir zamanlar damıtılma işlemi için kullanılan kiremit bacalar... Bu eski imalathaneleri gezemeseniz bile, büyük parfüm üreticilerinin ücretsiz turlarına katılabilirsiniz. bu geziler sırasında önce parfümlerin nasıl üretildiğine tanık olma şansı yakalıyorsunuz, daha sonra da içlerinde parfüm tarihinin saklı olduğu küçük müzelerine konuk oluyorsunuz. genellikle son durak ürünlerin satın alınabileceği mağazalar oluyor. uzun lafın kısası, bu küçük şehir yüzyıllardır insanların daha iyi kokmalarını sağlıyor.

(  Bu bilgileri ekşisözlükten aldım.)
                      Buradan  yakın bir  köy olan  Mougins'e  gittik.  Otobüs  bizi  köyün aşağılarında bırakınca 2 km tepeye  yürüdük. Ama  sonuçta sakin,  mis  gibi  havası olan, tertemiz küçük bir köyle karşılaştık. Burada  Picasso  hayatının  12  yılını  geçirmiş.  


Her yıl uluslararası Gastronomi Festivali yapılıyormuş burada. Dünyanın en iyi şeflerinin bir araya geldiği ve yemek sanatının sokaklara taştığı bir festival. 




Mougins'de 15-20 kadar sanat galerisi var.  Ara  sokaklarda  küçük küçük dükkanlarda karşınıza çıkıyor. 


İki  güzel  yeri  gezdikten  sonra  Cannes'a   gittik .  Son  durağımız  Cannes   yakında..










2 yorum:

  1. not aldım bayan gezenti :)

    YanıtlaSil
  2. Aaa bak işte St Paul de Vence'i göreceğiz diye buraları kaçırmışız.. ;) Bir gün daha kalınabilirmiş demek, bayıldım..

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...