Sömestr tatilimizi THY dan bulduğumuz güzel bir kampanya ile Budapeşte' de gerçekleştirdik. Buraya giden turlar çok az günlü olduğundan yine kendimiz gidelim dedik. 5 gün boyunca doya doya gezdik. Otelimizi Booking com. dan bulduk. Otelimiz King's Otel di.. Şehir merkezine oldukça yakın, ulaşımı kolay, fiyatı da oldukça iyiydi.
Uçaktan iner inmez havaalanında euroyu Macar para birimine bozdurduk. Ama burada fazla para değiştirmemeniz gerekiyor, oldukça değer kaybediyor çünkü. Biz uzun süre kalacağımız için metro , otobüs için travel kart aldık. Havaalanı çıkışında 200E numaralı otobüse binmeniz gerekiyor. Bu otobüsle Köbanya-Kispest metro durağına gidiliyor. Burada metroya binip merkezi bir durak olan Deak Ter de iniyoruz. Her şehrin bir merkez durağı vardır ya , burası da böyle. Buradan istediğiniz adrese gidebilirsiniz.
Oteli biraz aradıktan sonra hemen yollara düştük. Bavulları bıraktığımız gibi gezmeye başladık.İlk durağımız Devlet Opera Binasıydı.
Operanın içi...
Yakında bulunan opera semtine gidip Opera Binasını gezdik. Burada Franz Liszt akademisi ve müzesi bulunuyor. Franz Liszt 'in opera binasının önünde heykeli de bulunuyor. 1884 yılında Mcar Devlet Operasının yapımı tamamlanmış.
Buradan ayrılarak Gellert Tepesine doğru yola çıktık. Bunun için metroyla Ferenciek Ter metrosuna gidip buradan otobüse binip tepenin eteklerinde indik. Hava çok soğuktu ama yavaş yavaş tepeye doğru yolundan tırmanmaya başladık. Kış olduğundan çok insan yoktu.
Citadella denilen en yüksek tepeye çıktığımızda nefes nefeseydik ama buna değecek bir manzarayla karşılaştık. Tepe adını bir rivayete göre Hıristiyanlığı kabul etmek istemeyen paganların Piskopos Gellért’i bir varil içerisinde tepeden yuvarlayıp öldürmesinden ötürü almış. Tepenin eteklerinde Gellért’in bir anıtı bulunmakta. Anıtın kaidesinden aşağı kat kat yapılmış şelale de huzur dolu bir etki yaratıyor.
Bu tepede bir kaya kilisesi, Gellért Oteli ve Kaplıcası, Sokullu Mustafa Paşa tarafından genişletilmiş Rudas Hamamı, yine Osmanlı döneminden kalma Rac Hamamı da var.
Otelin iç kısmı ...
Ayrıca bu tepenin en zirve noktasında , Budapeşte’nin 1945’te Rus ordusu tarafından kurtarılışının anısına dikilmiş, Tuna boyunca hemen her yerden görülen, şehri ayaklar altında bırakan ihtişamı ile devasa Özgürlük Anıtı bulunmakta.
Bu anıtın etrafında biraz dolaşıp aşağıya doğru inişe geçtik.
Tepeden aşağıya inince sola doğru yürümeye başladık. Burada Buda Kalesi bulunmakta. Karşımıza ilk önce St.Florian Rum Katolik Kilisesi çıktı. Buda Kalesi 1255 yılında kale olarak yapılmış, 1458 de Kral I. Matyas tarafından yenilenmiş. 1944-1945 yıllarında ki II. Dünya Savaşında tekrar zarar görmüş..
Kraliyet Sarayı’nın içerisinde, 1975 yılında kurulan Macar Ulusal Galerisi, Macaristan resim ve heykel sanatına dair 100 binin üzerinde parça içermekte. Macar sanatının 7 yüzyıllık tarihini; saray içerisinde birçok odaya yayılan galeri odalarında görebilirsiniz. Buradaki altı kalıcı sergide, Orta Çağ’dan günümüze kadar ulaşmış sanat eserleri bulunmaktadır. Bununla birlikte 19. yüzyılda Avrupa’da ağırlığını hissettiren Sezession akımının güzel örnekleri de galeri duvarlarındaki resimlerde görülebilir.
Kraliyet Sarayı’nın E kanadındaki Budapeşte Tarihi Müzesi, Kale ile Budapeşte’nin tarihinden çarpıcı eserlere ve dokümanlara ev sahipliği yapIıyor. Müzenin kalıcı sergileri şunlardır: Modern Çağ’da Budapeşte, Kraliyet Sarayı’ndan Gotik Heykeller, Tarih Öncesi Çağ’dan Günümüze Budapeşte Tarihi, Orta Çağ’da Kraliyet Sarayı.
Kraliyet Sarayı’nın E kanadındaki Budapeşte Tarihi Müzesi, Kale ile Budapeşte’nin tarihinden çarpıcı eserlere ve dokümanlara ev sahipliği yapIıyor. Müzenin kalıcı sergileri şunlardır: Modern Çağ’da Budapeşte, Kraliyet Sarayı’ndan Gotik Heykeller, Tarih Öncesi Çağ’dan Günümüze Budapeşte Tarihi, Orta Çağ’da Kraliyet Sarayı.
Balıkçı Tabyası ; Görsellik amaçlı olarak Matyas Kilisesinin önünde boy gösteren bu anıt 1895’te balıkçılar loncası için yapılmış. Kilise ile aralarında Hristiyanlığı Macristan’ın dini olrak benimseyen Aziz Istvan’ın at üzerinde heykeli bulunmakta. Kilisenin biraz daha batısında 18 yydaki veba salgınından kurtulmanın anısına bir heykel dikilmiş. Kumdan kaleleri andıran masalsı görüntüsü görülmeli.
Buradan Meşhur Kahramanlar Meydanına gittik. Bizden önce Başbakan Tayyip Erdoğan ziyaret ettiğinden meydan Türk Bayrakları ile kaplanmış, çelenk bırakılmıştı.
Kahramanlar Meydanında Binyıl Anıtı Macaristan'ın bininci yılı anısına 1896 yılında dikilmeye başlanmış ancak tamamlanması zaman almış. Macar Kralı İstvan zamanında Hristiyanlığa geçişi tasvir ediliyor..
Meydanın hemen sol yanında oldukça büyük bir müze vardı. Güzel Sanatlar müzesine girip 10 Euro ya Cezanne sergisini büyük bir keyifle gezdik. Peline art shoptan güzel bir çalışma kitabı aldık.
Kahramanlar Meydanın arkasında şehir parkı var. Oldukça sakindi ama yine de içlerine doğru yürüdük. Gerçi Budapeşte de oldukça fazla evsiz, sarhoş , dilenci gördüğümüzden korka korka parka girdik. Tek başına yürüyen bayanlar bize cesaret verse de bu şehir de çok fazla dilenci ve deli var. Bu kadarını bir arada başka yerde görmedik.
Şehir parkını gezdikten sonra akşam olduğundan tekrar merkeze gidip yemek yedik. Macarların meşhur Gulaş çorbasını denemek istemedik. Etrafta oldukça çok Türk restoranları var ama biz Pelin istediği için hep hamburger ve patates yedik.
Gecenin sonunda otelimize de yakın olan New York Cafe de bir kahve içtik. Bu cafe Blaha Lujza Ter'de bulunuyor. Ünlü Boscolo Otelin altında bulunan tarihi bir kafe. Bu konuda daha sonra da yazacağımdan kısa geçiyorum.
Kafede biz kahve ve pasta keyfi yaparken Pelin de yeni aldığı kitabında çalışmalara
başlamıştı. O gün oldukça yorulmuştuk. Otele gidip banyo yapıp hemen uyuduk. Ertesi gün yapacaklarımız için dinlenmemiz gerekliydi.
Gezinizi sağ salim ve de keyifle sonladırarak
YanıtlaSilyurda döndünüz görmekteyim.... Okulda göremedik seni ...sırada neresi var...
Gezi notlarını birgün değerlendirmelisin...
Kadir
Çok güzel bir yermiş. Ne güzel, Pelin de size ayak uydurabiliyor. Fotograflardan sanki hava soğukmus gibi.
YanıtlaSilçok soğuktu hava , anlatamam..
SilBuketcim gezmenin keyfini sürüyorsun darısı başımıza
YanıtlaSilinşllh canım:))
SilUzun zamandır Pal Sokağı Çocukları'nın izini sürmek için Budapeşte'ye gitmek istiyorum. Bu sene bir aksilik çıkmazsa Budapeşte benim de rotam da var :)Çok bilgilendirici bir yazı olmuş, bizim gezi programında oldukça faydalanacağız :)Görüşmek üzere.
YanıtlaSilaa ne güzel. inşllh daha ayrıntılı yine yazacağım.
SilGüzel yerlermiş oralar. Ama çok soğuk olmalı yılın bu zamanı. Ne iyi etmişsiniz de gezmişsiniz. Keyifli bir tatil olmuş anlaşılan :)
YanıtlaSilhem de nasıl soğuktu ama devamlı yürüdüğümüz için
Silüşümedik. üşüyünce tramvaya bindik, hem ısındık hem de
nereye giderse gezdik:)
hep gitmek istedigim yerlerden biri. Cok da guzel anlatmissiniz. devamini merakla bekliyorum :)
YanıtlaSildevamını yazıyorum şimdi:)
Silteşekkürler..
Süper bir gezi olmuş ve anlatımınla bizim için bir rehber niteliği taşıyor. Bir gün mutlaka Budapeşte'ye gitmek istiyorum, senin gezi notların da yanımda olacak :-). Sevgiler...
YanıtlaSilOkurken kendi gezme anılarım canlandı. İlgiyle izlemeye devam edeceğim.
YanıtlaSilbeğeniniz için teşekkür ederim..
SilCok detayli bir anlatim, ellerinize saglik. Budapeste'ye ne yazik ki henuz gidemedik, yazdiklarinizdan cok faydalanicagim, tesekkurler.
YanıtlaSilben teşekkür ederim..
SilBudapeşte'nin çok güzel olduğunu duymuştum, gerçekten harika bir gezi olmuş, Cezanne sergisini bile görmüşsünüz:) Budapeşte'ye umarım ben de bir gün giderim:)
YanıtlaSilgüzel yerlerini gösterdim aslında. çünkü çok fakir geldi ana. sanki
Silsavaştan yeni çıkmış gibiydi..
Olur mu ama Buket, tam kafede kesmişsin yazını:)
YanıtlaSilBudapeşte kafeleri ve pastaları şehirden mühim.
Gördüklerin senin olsun, benim için yediklerini anlat ve resmet birazcık olmaz mı:)
dur dur onu zaten ayrı post konusu yapacğım:)
Sililk önce gezi, sonra yeme-içme:)
Bayıldım, ne güzel gezmişsiniz,
YanıtlaSilBana da beklerim,
sevgiler.
not aldım. aklımda olsun.
YanıtlaSilben de bi gezide tek şehir sevenlerdenim.
ve müze binadan çok yaşamı görmeyi seviyorum.
:)
ah evet oturup bir yere gelene gidene
Silbakmak ne güzeldir. turların koştur koştur hallerini,
zaman kısıtlamasını sevmiyoruz işte..
Buketcim benim şehrime gittin gezdin gördün ve çok güzel anlattın, sayende ben de geziyorum gibi:))devamını beklerim...
YanıtlaSil