Calvino Görünmez Kentler adlı kitabın 68. sayfasında böyle der. Ama anlattığı Kos değildir. Hayali kentlerinden biridir ama ben böyle değiştirmek istedim..
Bu tatilimizi Bodrumda geçirirken Kos adasının yakınlığı bizde neden gitmiyoruz fikrini oluşturdu. Biz de küçük bir araştırmayla gitmeye karar verdik. Zaten Bodrum Marina'dan biletler alınıyor. Biz de vize işlemi sorun olmadığından ( bu sene kızıma, eşime aldığımız yeşil pasaport sayesinde ) çok kolay ve hesaplıydı. Kos Adasına üç kişi gidiş dönüş 50 euro..Ama bu fiyat eğer adada kalırsan başka, günübirlikçiysen başka...
Yaklaşık bir saat süren yolculuktan sonra adadasınız. Feribotta kantini işleten bayan neler yapabileceğiniz, nerede kalacağınız hakkında yardım etti. Kalacak otel için ondan aldığımız yardımla çıktık adaya..Nereye gideceğim, ne yapacağım diye korkmayın, bizim gibi çatpat ingilizceniz olsun yeter. Aldığımız otel yürüyerek 15 dakikalık sahile yakın bi yerdeydi. Gidene kadar heryere fiyat sorduk. Bizim için en ucuz ama temiz biryer önemliydi. Aldığımız fiyatlar üç kişi 40 -45 euro civarı, oda kahvaltı tabi ki..
Yol üstünde böyle mangalda mısırcılarla karşılaşacaksınız. Közledikten sonra üzerine tereyağ sürüyorlar. veee çok güzel bir tat ortaya çıkyor. Her gece kızımla aldık..
Nerede kalmıştık ? İşte, elimizde bayanın verdiği adres , sahabi Türk olan otele gittik. O zamana kadar fiyatlarıda almıştık zaten. Gittiğimiz otel sahibi yıllardır eşiyle orada yaşayan,aksanı yunanca olan bir Türktü.. Gelenlerde çoğunluk Türktü. Fiyatı sorunca üçümüze 85 euro deyince çantaları toplayıp gitmeye karar verdik. Her yerden farklı fiyatlar almıştık ama buraya da Türk oteli , yardımı olur diye gelmiştik. Sonunda uzun pazarlıklar sonucu 60 euroya indi. Aslında hava bu kadar sıcak olup yanımızda çocuk olmasa ayrılırdık ama neyse dedik ...Eşyalarımızı odaya koyar koymaz yakındaki plaja attık Kendimizi...
Şehir içinde ki plajı, Bodrum'un içinden denize girilmesi şeklinde düşünebilirsiniz. Çok kalabalık ve çokta temiz değil.
Akşam üstü ada merkezini keşfe çıktık. Feribottan iner inmez sizi tıpkı Bodrum'daki gibi bir kale karşılıyor. Kale 14. yy. da St. John şövalyeleri tarafından inşaa edilmiş. Osmanlılar tarafından 1522 de fethedilmiş..
İşte bu gördğünüz ağaçta, Hipokrat Ağacı.. Tıp biliminin babası sayılan Hippokrat'ın öğrencilerine ders verdiği söylencesiyle ünlenmiştir. Pelin' de uğurundan yararlanır inşallah :)
Liman ve Antik Agora... Hellenistik Çağdan, Orta çağa uzanan bir periyottan izler taşıyan Kos'taki en büyük antik sitelerden biri....
Akşama herkesin doldurduğu, yunan müziklerinin duyulduğu restoranlar. Bodrum çarşısı gibi ara sokaklarda hediyelik dükkanlar...
Ertesi Gün adanın bir plajına, Tigaki Plajına gittik. Mükemmel bembeyaz bir kumu var. Ama öyle bir rüzgar var ki , sağır oluyorduk. Rüzgarı da sevdiğim için tam gün burada kaldık. Tabi deniz de oldukça dalgalıydı. Kos merkeze 12 km uzaklıkta olan bu köye 3 euroya gidiliyor.
Ertesi gün farklı bir plaja gidelim dedik. 8 km uzaklıktaki Therma'ya gittik. Oldukça virajlı yollardan , dağ- tepe demeden gidilen bu denizin özelliği , bir yerinin sıcaklığı 50 dereceye kadar çıkıyormuş. Şifalı sular ve kayalar olarak bilinen bu yer de herkes suya girip dinleniyordu. İki metre uzaklığındaki plajda da günü geçirdik. Kayaların altında ki plaj , sessiz ve suyu da buz gibiydi...
İnsanların oturduğu, denize girdiği bu termal yere buble beach deniyormuş..
Buradan ayrılıp tekrar Kos merkeze gitmek için uzunca , dik bir yol yürüdük. Kızım Kos adasından Bodrum'a bakıyor...
İşte Kosta geçen 3 gün den sonra Bodruma dönüş... Anlatacak çok şey var ama gidin görün derim. Yalnız günübirlik bir gezi olmaz bence. Tam gezemeden , bir çok yerini göremeden dönersiniz...
Uzaktan görülen Bodrum Kalemiz....Benim makine tarihlerini dikkate almayın, bu yaz gittik kos adasına :)
Yıllar önce eşimle birlikte gitmiştik. Bodrum'dan günübirlik gitmiştik. Bize yetmişti bir gün gezmek. Sahilde tren turu vardı, ona katılmıştık. Sonra plajdan denize girmiştik. Pis değildi o zaman. Keyifli bir gün geçirmiştik.
YanıtlaSilBana o güzel günü hatırlattın Buket :) Teşekkürler!
evet didem, o tren turu yine var. güzel gerçekten. tek bir gün şehir merkezinde gezebiliyorsun. koyları ve köyleri de görülmeye değer...
Silçok özendim çok güzel :) kaydediyorum defterime hepsine bir bir gideceğim, bu arada bir anda karar verip uygulamanızada bayıldım benim eşimi 1yıl öncesinden ikna etmem gerekiyor :) :)
YanıtlaSilöff bu zaten çoğu erkeğin ortak özelliği. kimisi gidip otel odasından çıkmıyormuş. bu yönden şanslıyım :))
Sil:))
Silbu aklımda olsun.
YanıtlaSilya hep aklımda gitmek.
dönerim bu yazıya bakarım.
calvinooo.
:)
pavese severim bi deee.
:)
pavese .. tezer özlü'nün en sevdiği ve italya da izini sürdüğü yazar.. ikisi de çok kıymetli..
SilBuket, ne vakit ada ile ilgili bir yazı görsem, Sait Faik aklıma düşer. Gitmediğim, görmediğim adaları Sait Faik sayesinde severim.
YanıtlaSilSait Faik’in Kınalıada’da Bir Ev adlı öyküsünü bilir misin? Her gün bindiği vapurda rastgeldiği, hep Kınalıada’da inen bir kızı anlatır. Öykü boyunca çok merak ettiği halde kızın yanına gitmez. Tanışmaz. Sadece kızın hayatını hayal eder. Acaba nasıl bir evi vardır? Nasıl ailesi vardır? Odası nasıldır? Nasıl yemek yer? Kitap okur mu? Ve filan ve falan… Tüm bu meraklarını kendi varsayımlarıyla şekillendirir. Nefis bir öyküdür.
Şimdi sen Kos Adası’yla ilgili nefis fotoğraflar eklemiş ve yazı yazmışsın ya… Şahane olmuş sahiden. Bayıldım. Ama Sait Faik öyküleri var ya hafızamda… Acaba bu adadaki insanlar nasıl yaşarlar merak ederim şimdi:) Acaba ada bir çocuk nasıl büyütülür? Pelin’le aynı yaşta, Kos Adasın’da doğup büyüyen bir kız çocuğunun oyunları nelerdir? Annesiyle el ele gezerler mi? Annesi Hipokrat ağacının uğuruna inanır mı? Kızının doktor olmasını ister mi? Ana kız birlikte kitap okurlar mı acaba sizin gibi? Topladıkları taşları boyarlar mı?
Du bi.. Önce Kos Adası’ndaki insanları hayal edeyim. Olur mu olur… Bakarsın yakın zamanda gidiveririm:))
Sağolasın. Hoş yazılarının ve elbette gezilerinin devamını dilerim.
ah gelmiş yorumun hayal kahvem,
YanıtlaSildün gece bakamadım hiç. evde misafirler vardı. bugün baktığımda yoktu. neyse gelmiş:)
ada deyince çoğumuzun aklına bizim adalar gelir herhalde. şundan 7-8 sene öncesine kadar burnumuzun dibindeki adaları hiç görmemiştim. sonra gidince de , her sene gitmeden duramıyorum. hatta aklımda şöyle erken sonbaharda gidip kalmak var.
Sait Faik'in o öyküsünü bilmem mi? bak sait faik Kınalıada’da bir ev” yazısında şöyle diyormuş:
”…İşte bu merak yüzünden hikayeci geçinirim. Hikayelerimi beğenmezler üzülürüm. Beğenirler, kızarım. Kendim beğenirim, budalalaşırım. Beğenmem, canım yemek istemez. Kınalıada’ya gelince…İşte onu pek merak eder, bir türlü inemem, bu gidişle inemeyeceğim de…”
otelin adı neydi acaba öğrenebilir miyim?
YanıtlaSilHenüz Cos adasını görmedim, görüp keşfetmek, tüyolarınızı dikkate almak isterim.
YanıtlaSil