Begonvili bizim edebiyatımızda ilk kim anmıştır bilmem.Örneğin Halikarnas Balıkçısı öncesinde kimseler varmıydı. Edebiyatımızın kırlarla, çiçeklerle en çok konuşan şairlerinden biri olan İlhan Berk'e sormak gerekir belki de..
Bizde '' Gelin Duvağı '' diye anılır. Güney Amerika ülkelerinde '' Kardinal Çiçeği '' diye bilinir.
Daha yaz gelmedi , niye söz ettim begonvilden derseniz bu bilgileri okuduğum kitaptan öğrendim. Şu sıralar Murathan Mungan'ın 227 sayfa isimli kitabını okuyorum ama daha başlardayım.
Bundan önce Ferit Edgü okudum bir çırpıda.. Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı ...Ferit Edgü'nün ilk iki romanına benzemiyor. Bu kitap yalnızlığın romanı,dostluk özleminin, iyi insan özleminin romanı. Ferit Edgü , kitapta Çakır'ı anlatırken su yolunda kırılan testileri anlatırken hepimizin yalnızlığını , hepimizin dostluk özlemini dile getiriyor.Yalnızlığa, dostluğa, iyiliğe denk düşenbir anlatımla, şiirli, duygulu anlatımla yapıyor. Hani Sait Faik '' Yazmasam çıldıracaktım '' diyor ya, Ferit edgü de bu insanları yazmadan edemezdi..
Biraz daldan dala atlayacağım.Dün kızımla Miyazaki filmi seyrettik. Ruhların Kaçışı ...Kızım kimi zaman koltuk tepesinde , kimi zaman sehpanın altında oldu heyecanla. Öyle düzgün düzgün oturup film seyrettiğini sanmayın..Bazende utanıp yastık arkasına saklandı..
Hayao Miyazaki’nin, “Bir zamanlar 10 yaşında olmuş ve bir gün 10 yaşında olacaklar için” diyerek anlattığı ‘Ruhların Kaçışı’nı serbest bir ‘Alice Harikalar Diyarında’ uyarlaması olarak düşünmek mümkün.
Daha sonra ben de Jane Austen Kitap Kulubü'nü seyrettim.
Jane Austen Kitap Kulübü, ünlü ABD’li kadın senarist Robin Swicord’un (en son Bir Geyşa’nın Anıları’nı kaleme almıştı) ilk uzun metrajlı filmi… Biri onursal üç Oscar sahibi, İstanbul doğumlu efsane yönetmen Elia Kazan’ın (2003 yılında yaşamını yitiren Kazan’ın komünistleri ispiyonladığı için lanetlendiğini unutmayalım) gelini olan Robin Swicord, tabiî ki asıl işini unutmadı ve filmin senaryosunu da yazdı. Jane Austen Kitap Kulübü, yazar Karen Joy Fowler'ın 2004 yılında yayımlanan aynı adlı kitabından uyarlandı. Filmin yapımcıları John Calley ve Diana Napper... Müzikler Aaron Zigman imzasını taşıyor, görüntü yönetmenliğini ise John Toon üstlendi.
Kaliforniya’da yaşayan hali vakti yerinde beş kadın ve bir erkek, 41 yaşında yaşama veda eden ünlü yazar Jane Austen adına kitap kulübü kurarlar. Kulüp üyeleri, hayatı boyunca hiç evlenmeyen, romantizmin büyük anıtı Jane Austen’i ve onun eserlerini altı ay boyunca yeniden hatmeder. Bu sadece yaralarını göstermekten aciz büyüklerin oynayabileceği bir aşk oyunu gibidir. Onlar, Austen’in kitaplarını hem günümüzle harmanlarlar hem de kendi ilişkilerine adapte ederler.
Her biri içinde bulunduğu kişisel çıkmazla boğuştuğu sırada bir araya gelen ve Jane Austen romanlarına sardıran kadınları anlatıyor film..Büyük bir keyifle seyredilecek filmdir.
Son söze geleyim artık. Çarşamba sabahı benim için bir dönüm noktası. Neden derseniz ilk kez uçağa bineceğim. Şimdiye kadar bunu hayal etmek dahi istemiyordum. Uçak fobim aşırı vardı ( hala da var) Ama nasıl oldu bilmiyorum, yenmeye karar verdim. Fobilerin çaresi korkulanın üzerine gitmekmiş ( psikiyatristim dedi) ben de gezmeyi, seyahatı seven biri olarak kabul ettim. Okulumuzun Comenius Projesi dahilinde Madrid'e gidiyoruz. Bakalım ne olacak, hala aşırı korkuyorum, zanax güvencem :)
Ya benim için başlangıç olacak ya da son ...
Umarım çok güzel geçer yolculuğunuz da son olmaz senin için bu uçak macerası ve ben de seyretmemiştim şu Jane Austen filmini, bir an önce seyredeyim o zaman..
YanıtlaSilinş korkmam..sen de sık biniyorsun değil mi? film çok güzel mutlaka seyret..
YanıtlaSilMiyazakiiiii :) Ben de daha cumartesi yürüyen şatoyu izledim.. Bunu da en yakın ilk fırsatta inşallah :))
YanıtlaSilAyrıca hayırlı yolculuklar.. Uçaklar güzeldir.. Gemiler de.. Hepsi güzeldir.. Sevin onları Buket ;)..
Yürüyen şato daha seyretmedik. dönüşte inş..bakalım sevecekmiyim uçmayı :)
SilBegonviller, Miyazaki, Jane Austen ve Madrid! Şahane...
YanıtlaSilevet ceren, böyle bir yazı çıktı gider ayak, kendine iyi bak!
Siliyi yolculuklar korkma canim goz acip kapyana kadar gecer insallah, filmler guzel nt alindi:)
YanıtlaSilteşekkür ederim beste..
SilYine çok güzel bir yazı...
YanıtlaSilİyi yolculuklar ve eğlenceler diliyorum :)
beğendiğine sevindim esracm
Sildönüşte görüşmek üzere..
Korku neymiş biliyor musun, bilmediği şeyden korkarmış en çok insan. Senin uçak korkunun nedeni nedir bilmiyorum ama dene gör, sonra kork :)) Uçmak çok zevkli ve rahat. Nefis bir yolculuk geçireceksin emin ol. xanax içip kendine eziyet etme bence. Söylemesi kolay dediğini duyar gibiyim. Bir zamanlar o korkuları yaşamış , panik atak geçirmiş biri olarak seni çok iyi anlayabiliyorum. :) Güle güle git gel.
YanıtlaSiliçime su serptın Füsun, panik ataklı olarak korkumu anladığını bilmek ceasret verdi. bitse bu korkularım, daha yakınına bile gitmediğim korkunun sebebi kemal sunal, heyecandan öldü ya. ee ben de heyecanlı bir tipim o yüzden yani :)
SilMeg Ryan ve Kevin Kline'ın French Kiss filmini çok severim ben. Orada Meg Ryan'ın canlandırdığı karakter uçağa binmekten çok ama çok korkuyordu. Hatta film onun bu korkusunu göstererek başlar. Kendisini terk eden nişanlısının peşinden Fransa'ya uçmak zorunda kaldığında yanına Kline'ın canlandırdığı tip (çok severim) oturur, onu sinirlendirir ve lafa tutar. Hararetli bir şekilde konuşmaya başlar Meg Ryan. Kline, o ana kadar tir tir titreyerek uçağın kalkacağı anı bekleyen, sonra konuşmaya dalan Ryan'a camı işaret eder; uçak çoktan kalkmış uçuyordur bile! Pek iyi bir anlatıcı değilim biliyorum ama güzel sahnedir. İşte öyle olacak eminim, ne olduğunu bile anlamadan uçmuş, gitmek istediğiniz yere varmış olacaksınız. Şimdiden iyi yolculuklar.
Silaa merhaba clea, hoşgeldin. evet ben de hatırladım. dediğin gibi olur mu dersin, benim de yanıma kevin kline cinsi biri biner ve... yok yok kocam duymasın :) yanımda arkadaşlarımda olacak valla ben de merak ediyorum durumumu. kronik mide ağrılarım 4 gündür tekrar başladı ve bu sefer böbrek, sırt iyice yayıldı. çarş sabahı büyük gün! iyi dileklerin için teşekkürler..
YanıtlaSilBuket merhaba daha yeni seyahatten gelmiş biri olarak uçakların kitap okuyabileceğin en güzel yerlerden biri olduğunu hatırlatmak istedim. Yanına sevdiğin ve her şeyi unuttuğun bir kitap aldın mı nasıl indiğini anlamıyorsun bile. Umarım sana da böyle olur.İyi yolculuklar.
YanıtlaSilbuket, ben de huzursuz olurum uçakta. ama insanın havada o tombik bulutları görüp bir sevinç hissetmemesi çok zor! umarım sen de o bulutlara rastlarsın. iyi yolculuklar:)
YanıtlaSilkitap kulübü ve miyazaki.
YanıtlaSilseverim ikisini de.
:)
mimin var bende.
:)
İyi yolculuklar dilerim...filmi ilk fırsatta izlemeyi düşünüyorum...sevgiler...
YanıtlaSilUçakta neler yaptın, çok merak ediyorum Buketcim ??? Umarım çok keyifli geçmiştir tatilin.
YanıtlaSilJane Austin Kitap Klubunu bende keyifle izlemiştim. Heveslenip Jane Austin kitabı almıştım ama nedense bitiremedim kitabı :(
ah miyazaki benim en sevdiğim animecidir.. Ruhların kaçısını outlet teki sinemada tek başıma seyretmiştim.. Hatta seyretmek için en az 3 izleyici olması şartından dolayı bir kendime iki de yanımdaki kaçmayan ruhlarıma ısmarlamıştım :) Çok çok iyidir..
YanıtlaSil