9 Ocak 2011 Pazar

GÖÇMÜŞ KEDİLER BAHÇESİ

                     Bu hafta okuduğum kitaplardan biri Göçmüş Kediler Bahçesi..Yine Bilge Karasu.Eşsiz bir kaynak ,sınırsız bir hayalgücü,büyük bir zenginlik.Bize yeniden dilimizi öğretiyor gibi geliyor.Onu okurken birçok yeni kelime öğreniyorum çünkü.Ama bir o kadar da zor.
                     Okuduğum bu kitabına gelince..Bilge Karasu bu kitabında da insan -doğa ilişkisini ön planda tutarak insanın kendini anlama çabasına ,kendisine yabancılaşmasına ön ayak oluyor.İlk hikayelerden birinde adamın  kolunu yutan balık ile bu başlıyor.Korkusuz Kirpi ile insan kendini buluyor,Dehlize Giren Adamla kendini kaybediyor.
                     İçindeki her bir öykünün günün bir saatine tekabül ettiğini söylüyor Bilge Karasu. Yazar bu durumu kitabın son öyküsü Masalın da Yırtılıverdiği Yer de şöyle anlatır: "1968den 1969a geçerken masalların bir saat tablası oluştururcasına sıralanmasını tasarladım. Öğle vaktini aştığımızda art arda dizilmeğe başlayacak masallar, altıncı saati doldurunca, havanın kararmağa yüz tutmasıyla nitelik değiştirecekti.gitgide kararacaktı. ama geceyarısına ulaşıldığında yeni bir günün umudu sızabilirdi bu karanlığın içine."


                                          

              
                 İnsan soyuna soyuna deriye varır, onura, öz saygısına varır. Bunları yüzmek, koparıp atmak, güçtür ya, soyunmayı yürekten benimsemiş kişi, sırası geldiğinde, bu son adımı atmayı değer bellediğinde, ölmesini bilir.
                                                          Göçmüş Kediler Bahçesi / Bilge Karasu

3 yorum:

  1. Bilge Karasu adını duymuştum ama hiç kitabını okumamıştım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Çok ilgimi çekti bu kitap, içinde kedi geçmesi yeterli zaten ;) İstanbul'a geldiğimde mutlaka alacağım!

    YanıtlaSil
  3. Bilge Karasu oldukça güzel ama bir o kadar da zor bir yazardır.Umarım beğenirsiniz..

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...