23 Ocak 2011 Pazar

YAŞAMA UĞRAŞI

                 Bu hafta okuduğum iki kitap var.Kütüphanemde okumadığım kitaplar azaldı,almak isteyip not aldıklarım çoğaldı.Bu bile benim için mutluluk verici bir olay..Çünkü kitap almaya gitmek,orada saatlerimi geçirmek,bir sürü kitap almak  ,sonra da eve gelip kitapları birkaç gün sehpa da tutmak...İşte tüm bunlar çok keyifli durumlar..

                  Yeni okuduklarım içinde Yaşama Uğraşı var.Yazarı Cesare Pavese..Bu kitap aslında son kitabı,daha doğrusu güncesi. 40 yıl kadar yaşayıp uğraş verdiği yaşamdan bir otelde kendi isteği ile  ayrılmış. ''Kendimi yalnız bırakmamak icin butun gece aynanın karşısında oturdum" diyecek kadar yalnız bir adamdır.18 ağustos günü güncesine yazdığı son sözler şöyleydi:'' Tiksiniyorum bütün bunlardan.Sözler değil, eylem..artık yazmayacağım.

                   Cesare Pavese, birçok insanın aklından geçirip de dile getirmeye cesaret edemediği cümleleri yazmıştır günlüğünde. Okudukça, kadınlarla ilgili tespitleri bazen dehşete düşürür insanı. Bazıları da inanılmaz derecede doğrudur maalesef. Ne yapmışlardır, neden bu kadar acı çekmiştir çok fazla anlayamasanız da içinde yaşadığı nefreti birebir yansıtabilir size. Okurken yaşadığı karamsarlık size de geçer.Cesare 1935-1950 yılları arasında tuttuğu günlüklerle bir nevi son kitabını oluşturmuştur.Yaşama uğraşı   tüm hayata yayılmış bir intihar mektubudur sanki..



       “Bir kadın, eğer budala değilse, eninde sonunda bir insan yıkıntısı ile karşılaşır ve onu kurtarmaya çalışır. Kimi zaman da başarır bu işi. Ama bir kadın, eğer budala değilse, eninde sonunda akıllı, sağlıklı bir adam bulup onu bir yıkıntıya çevirir. Her zaman başarır bu işi.”

        Bu hüzünlü başlayıp acıklı bir hale dönüşen satırların yazarı, hemen her duyarlı erkek gibi ömrünü kadınları anlamaya, onlar tarafından sevilmeye adamıştır hayatını.Bazı çevreler tarafından kadın düşmanı gibi görülmüştür.Belki de rededildikçe daha umutsuzlaşmış,kırılmış,yaşamdam yavaş yavaş kendini çekmiştir gibi geliyor bana.


        Pavese de bunu dile getirir zaten:
       “Hayatın alaycı yasalarından biri de şudur: Sevilen kimse, veren değil, alan insandır. Sevilen kimse vermez, çünkü seven verir. Bu da anlaşılmayacak bir şey değildir; çünkü vermek almak kadar kolay unutulmayan bir zevktir; kendisine bir şey verdiğimiz insan bizim için gerekli, yani sevdiğimiz bir insan olur. Vermek bir tutku, neredeyse bir kusurdur. Kendisine bir şeyler verebileceğimiz bir insan olması gerekli.”


         Büyük ihtimalle beni bunalımının içine aldığı gibi sizi de etkileyecektir,moralinizi bozacaktır ama eğer bir kitap kurduysanız ve Tezer Özlü' yü de etkileyen bu yazarı tanımak istiyorsanız okuyun derim.


4 yorum:

  1. Başucu kitaplarından biri benim için. Ara ara açıp içerisinde bir cümleyle kalakaldığım. Pavese zaten çok seviyorum.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir yazı bu Buket...
    Pavese çok sevdiğim bir yazar.

    YanıtlaSil
  3. okumak istedim bu kitabı, ama intiharın eşiğinde bir insanın yazdıkları, beni daha da bunalıma sokar mı diye dusundum.
    bu aralar cok cabuk depresyona gırıyorum.

    YanıtlaSil
  4. ben de hem bunalımlıyımdır,hem de bu tür kitaplar okurum.ama edebiyat seversen bu yazar da önemli.tanımak amaçlı okunabilir..

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...