31 Ekim 2025 Cuma

Son Ekim Cuması

 

                    Şöyle kafeye gidip blog yazılarını oradan yazan, kahvesini yudumlayan, gelen geçeni gözlemleyen blogger arkadaşlara çok özeniyordum. Ben de bir okul çıkışı bunu yapmaya karar verdim ve girdim bir kahveciye. İnsanlar sıra sıra kahvelerini alırken ben açtım sayfamı başladım bunları yazmaya. Durun etrafı çekeyim ve sizinle paylaşayım. 

                  İnsanlar nelere özeniyor değil mi 😄

                  Şu sıralar keyfim hiç yok aslında. Sıkıntı ve depresyon yavaş yavaş beni ele geçiriyor gibi geliyor. Nedeni verdiğim kararları sorgulamam. Rahatımı, düzenimi bozup buralara geldim, şehir olarak da doğadan kopuk olması yaşadığım yerin canımı çok sıkıyor. İnsanların özensiz olması, yaşam kurallarını hiçe sayması iyice canımı sıkıyor. Okulum köyde Allahtan. Oraya gittiğimde büyük bir nefes alıyorum ama okulda da can sıkıcı olaylar yaşanıyor. Böyle olaylar üst üste gelince bitmeyen baş ağrılarım ve yükselen tansiyonum olmaya başladı. 

Hadi olmadı biz toplanıp gidiyoruz da olmuyor bakalım nereye kadar böyle gidecek


                   Kendimi rahatlatma çalışmaları yapıyorum devamlı. Olumlu düşünmeye, hayal kurmaya çalışıyorum. Şurada ne kaldı sanki bak eylül, ekimde geçti tatile de az kaldı diyorum. Umut etme çok önemliymiş meğer. Hayal kurmak bile insanı ne çok gevşetiyormuş. Şöyle uzun bir tatile ihtiyacım var . Ama insanın sağlığı yerinde değilse ne hayal oluyor ne umut. Hep denir ya her işin başı sağlık, boşa söylenmemiş bu söz. Allah umutsuz hastalık vermesin, her şey geçer diye kendimi olumluyorum sürekli.
    Ama ilk önce ağrımayan bir başa ihtiyacım var. Öyle böyle bir ağrı değil, beyin baskısı her saat. O zaman da insanın morali hiç düzelmiyor.


Cumartesi günü sabah ölçtüğüm tansiyonu biraz inmiş görünce hemen yollara çıkalım dedik. Hem açık hava hem de doğa iyi gelir çünkü.
Tekirdağ'ın Saray ilçesi bize çok yakın. Buraya da 5 km uzaklıkta bir kanyon olduğunu öğrenmiştim. Açtık yol haritasını ve çıktık yola.
Hava 18-19 derece, bir gün önce de yağmur yağmıştı ama o gün oldukça durgundu gökyüzü.



Kanyona giriş ücretsiz, anayoldan 2 km gibi içeride. 
Bizi muhteşem bir doğa harikası karşıladı. Upuzun büyük bir taş kütlesini görünce gözlerimize inanamadık. Tam karşısına masamızı ve sandalyelerimizi koyduk. Getirdiğimiz yiyecekleri de çıkararak kahvaltımızı bu harika yerde yaptık.



             
                             Bu hafta okuduğum kitabı da götürdüm yanımda. Çayımı içerken sakince kitap okumak gibisi yok. Tolstoy'un fakirlik, zenginlik, malın paranın adaletsiz dağılımı konusunda baya bir kafa yoruyor hatta kendi mülkiyetini de büyük bir sorun olarak görüyor. Dünyanın bu haksız düzende ki kendi yerine bakıyor. Onun gibi düşünsek inanın etrafta aç, fakir kimse kalmaz. Öyle ince ruhlu bir adammış ki bu Tolstoy, kitabın her sayfasında inanamıyorsunuz bu duyarlı insana.




                    Kanara Kanyonu Galata Deresi yanında bulunuyor. Bu kanyon antik çağlarda taş ocağı olarak kullanılmış. Kanyonda bulunan Güngörmez mağaraları 40 metre uzunluğundaymış.

2019 yılında doğal sit alanı altında koruma altına alınmış.



Zaman zaman mandalar yanımıza kadar geldi.





                    Sonrasında yakında bulunan Bahçeköy köyüne gittik. Köy içinde gezdik, 1905 yılından kalma camisini ziyaret ettik. Bahçeli evlerin arasında ki patikalarda yürüdük.
Yine bu bahçeli tek katlı evlere bakıp hayal kurduk, kendi kulübemizi çok özlediğimizi anladık.






                      Buradan çıkıp eve dönerken bir mesire yeri daha keşfettik. Laladere Piknik alanı. Buraya da bayıldık. Sadece yürüyüş yapıp biraz etrafı keşfettik. Bir daha ki sefere hazırlıklı gelip piknik yapmaya karar verdik.



                         Bu hafta bir film bir belgesel izledim. Belgeseli Ceren'de görüp onun yazdıklarını okumadan izledim. Sonrasında yazısını okudum. Aynı şeyleri düşünmüş olduğumu gördüm yazıyı okuyunca. Ben komşu kadını da haklı buldum tüm film boyunca. Yanlış anlaşılmasın cinayetin haklı tarafı yok tabi ki ama bir mahallede oturan insanların da çocuklarına sahip çıkması gerekiyor. Şimdi bizim mahallede de var gece yarılarına kadar çığlık çığlığa oynayan çocuklar. Suç bunlarda değil tabi ki onları kontrolsüzce salan ailelerde.
Etrafta oturan insanlar sonuçta huzurla oturmak ister. Bizde çocuk büyüttük, mahallede oyun oynattık ama hep gözetim altındaydı kızım. Bir de 4-5 tane çocuğu olup zaten onlardan kurtulmak için sokağa salan ilgisiz ebeveynler var. Tüm mahalle de her türlü yaramazlık yapıyorlar. 
                  Diğer film bir suç filmiydi. Baş rollerde müthiş perfonmasıyla Bob Hoskins vardı. Müzikleri hele 80leri yaşattı bana tekrardan, gözlerim bile doldu diyebilirim çünkü çocukluğumuzun film müziklerini yaşattı resmen. Çok fazla bir şey beklemeyin ama işte 80ler ya seviyorum ya ben bu dönemi 💗




Çarşamba günü Cumhuriyet Bayramını kutladık tüm yurtta. Okulumuzda köyümüzde de büyük bir coşkuyla kutlandı bayram. Hatta acaba yağmur yağacak mı ne yapacağız diye düşünürken çok güzel bir hava oldu o gün. Gösterilerimiz, konuşmalar, şiirler derken bayramı da bitirdik.
Perşembe günü kızım eve geldi çok mutluyuz yani. Onunda haftaya ilk sınavları başlayacak, moral olsun diye 3-4 gün evde kalacak. Perşembe akşamına dahiliyede anlık yer bulunca çok sevindim ve hemen kayıt oluşturdum.


Bugün cuma ve sabah hastane koridorlarında beklemeye başladım. Sıra gelince genç bir kadın doktor oldukça ilgili bir şekilde muayene etti. Tahliller, ekg, tansiyon ölçümü ve on günlük tansiyon takibine karar verildi. Yani baş ağrısı ve yükselen tansiyonla bir on gün daha yaşamaya devam. 
Nar suyu iyi geliyormuş ben de bu on gün boyunca bu küre başlayacağım. Nasılsa ilaç kullanmıyorum. Ama ilaçsız bunu atlatabilir miyim bilmiyorum. Kullanmak da istemiyorum ama zaman gösterecek bunu. Devamlı tuzsuz beslen dedi doktor. Ona da uyabileceğim mi bilmiyorum. Canan Karatay bu teze karşı çıkıyor ama neye inanacağız bilmiyorum. Limonlu su içiyorum bir de devamlı. 



                           Kanyon gezimizi de yükledim, haydi alın çayları kahveleri geçin ekran başına.
                                                   Herkese mutlu hafta sonları  💚 









19 yorum:

  1. Merhaba, blogunuzu keyifle takip ediyorum. Olduğunuz yeri beğenmiyorsunuz ama sayesinde bir sürü yeni yer keşfettiniz. Biz de faydalandık. Yüksek tansiyon için araştırmışssınızdır eminim ama nefes egzersizleri çok işe yarıyor, aklınızda olsun kuşburnu çayı, pancar ve domates suyu da iyi geliyor. Ama tansiyonunuz yükseldiğinde birkaç dakikalık nefes egzersizi ile tansiyonunuzu ve nabız hızınızı kontrol atlına alabilirsiniz. umarım doktorunuz şifa olur, size uygun tedavi bir an önce başlar. Kararınızı da sorgulamayın o kadar yaşayıp göreceksiniz kendinize eziyet etmeyin o kadar. kendinize iyi bakın, sevgiler, paylaşımlarınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru diyorsunuz. Şu yirmi gündür sağlık sorunları beni iyice depresif ve karamsar yaptı. Yoksa her hafta çok güzel yerler keşfediyor, geziyoruz.
      Memlekette olsam aynı yerde oturup duracaktım.
      Kuşburnu ve pancara da başlayacağım evet bunları da duydum. Öneriler
      ve okuyup yorum yazdığınız için çok teşekkürler ..

      Sil
  2. Evet bizde sizinle o civarı gezmiş oluyoruz.Aslında İstanbul'a yakın yerler belki günü birlik bile gidilir ama İstanbul trafiğinden çıkmak kaç saat sürer, düşüncesi yok mu,işte o yerimize çiviliyor bizi. Çok güzel yerler hele kanyona bayıldım.
    Oturduğunuz kafeye bakınca İstanbul'da bir yer gibi. Artık bu tip kafeler ,her yerde birbirine benziyor. çalışanlar için özel köşeler yapmaya başladılar, laptoplarını alan gelip çalışsın diye. Güzel tabi , ev ortamından iyi.
    Tansiyon zor bir olay, ilaçsız geçer mi bilmem ama ben hamileliğimle birlikte başladım bu soruna .İlaç kullanmadığınız zamanlar kesinlikle sakinlik, dinlenme istiyor. İlaçla da yavaş yavaş düzene oturuyor. Bitkisel şeylerle geçici ferahlık sağlanır ama tam tedavi asla olmaz. Şifalar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu gidişle ilaç olayına başlayacağım galiba bende. Bir anda çıktı ama
      böyle olacağı belliydi çünkü okulda çok yoruluyorum. Çocuklar az sınıfta ama
      sınıf kurallarını oturtacağım diye akla karayı seçtim. Daha tam istediğim gibi
      de olmadı. ne yazık ki çok mükemmel ve olması gerektiği gibi yapmaya
      çalıştığımdan böyle oluyor. yoksa aman sen de zaten bu sene emekli
      olacağım deyip gün doldurmak vardı. okula gelir gelmez dolu
      şeyi değiştirdim. daha güzeli olsun diye çırpınıp duruyorum ama
      sonra da yıpranan ben oldum. bakalım biraz rölantiye aldım kendimi. işe yarar mı
      bilemem ama zor günler..

      Sil
  3. yoga reiki faydalı olabilir sana :) kanyonları çok severim de demek ki trakyada da varmış kanyon oraları bilmiyorum :) sabır yaa ilerde yine doğaya dönersin yani :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah yogaya giderdim şundan bir kaç yıl önce ne de iiyi geliyordu. ama
      evde yapmak baya bir disiplin istiyor başlamak mesele. hele dur bakim..

      Sil
  4. Rahmetli eşimde Tekirdağ'lı ve defalarca gittim Hayrabolu ya Saray isim olarak duydum ama bu kalyonu hiç duymadım resimde harika görünüyor. İnşallah ilk seferde gidicem 🥰

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayrabolu'yu da çok nerak ediyorum. Tatlısını da yedim ama tahin sevmeme rağmen çok ağır geldi yine de farklı tatlar iyidir.
      Bu kanyon daha yeni yeni halka açılmış bence o yüzden fazla bilinmiyor. Umarım gittikçe çöplerle mahvetmez insanlar..

      Sil
  5. Ne güzel bir yazı olmuş! 🌿 Satır aralarından hem yorgunluğu hem de doğayla buluşmanın verdiği huzuru hissettim. Kanara Kanyonu’nu anlattığınız kısım özellikle çok iç açıcıydı — insan gerçekten böyle yerlere gidince şehrin gürültüsünden arınıyor. Tolstoy’dan, filmlerden, günlük yaşamdan bahsedişiniz de yazıya samimi bir sıcaklık katmış. Umarım tansiyon ve baş ağrılarınız da en kısa zamanda geçer; sağlığınız yerinde olduğunda bu güzel gezilerin tadı daha da çıkar 💚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Bir hafta ne yaptıysam bunu paylaşmaya
      çalışıyorum. Hafta boyunca zaten kitap okuyup film dizi izlemeye de
      çalışıyorum. Bunlar beni dinlendiriyor. Güzel dilekleriniz için tekrardan teşekkür ederim

      Sil
  6. Merhabalar.
    Rahatınızı ve düzeninizi bozarak buralara geldiniz. Eğer verdiğiniz kararı hala sorgulamaya devam edip, bir de üstüne üstlük hiç beklemediğiniz insan davranışları ile karşı karşıya kalmanız elbette sizin tansiyonunuzu fırlatır. Geçmiş olsun. Benim tansiyonum da böyle bir sıkıntıdan sonra olmuştu.
    Olan oldu artık. Bu yeni düzeni kabullenip mümkün olduğunca yaşamın her karesindeki mutluluk anını ön plana çıkarıp, gerisi teferruattır demeye bakın. Aksi halde böyle takmaya devam ederseniz, tansiyon sürekli oyun çıkarmakla birlikte takıntı ve anksiyete gibi psikolojik sıkıntıların da sahibi olursunuz. Ben hala tansiyonu oturtamadım. Kafamı bir şeylere taktığım zaman tansiyonum yükseliyor.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten haklısınız. Ne yazık ki biraz kendimi hırpaladıktan sonra bunu anladım ve artık bu olumsuz yönümü değiştirmeye çalışıyorum. Daha pozitif şeylere
      odaklanıp kötü şeyler düşünmeöeye karar verdim. Doktor on gün
      sabah akşam yaz dedi. Ben de tansiyon aleti aldım ölçüyorum.
      Valla ölçerken bile strese giriyorum, ne evhamlı insanım. Bunu da yönetmeye
      çalışıyorum. Akşamları daha yüksek şu sıralar. Umarım böyle sürmez..

      Sil
  7. Ya ben o kadar çok sevdim ki bu yazıyı. :) Bi kere fotoğraflar ve mekânlar müthiş ve şu an üstünde çalıştığım kitabın bazı yerleriyle ilgili gözümde yeni bir şeyler canlanmasını sağladı. İkincisi, bir kez daha hiçbir şeyin dışarından görünmediğini hatırlattın bana, teşekkür ederim. Nedense (biliyorum çok saçma ve yüzeysel belki ama) doğayla bu kadar haşır neşir, çokça gezen ve sevdikleriyle vakit geçiren birinin stres seviyesinin bu kadar yüksek olabileceğini göz ardı etmişim resmen. Halbuki "gördüklerimiz" sadece bize gösterilen kadarı di mi? Benim de sinir olduğum ve çok bencilce buldum bir şey sorumsuz ebeveynlik halleri, ama kim bilir onların da göremediğimiz, bilemeyeceğimiz neler var hayatlarında diye de düşünmeden edemedim. Mektup yazmışım yine pardon. :D An(a)kara'dan çok sevgiler selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten fikir mi oldu :)
      Görüntü ne kadar fikir verir insana değil mi? Ama şunu söylüyorum hepimiz
      insanız ve her türlü üzüntü, acı, depresyon yaşayabiliriz. Hele böyle doğa
      içinde olma çabalarım zaten tüm olumsuz durumlardan, insanların kötü
      etkilerinden uzak durmak istemem. Ama iş hayatı olunca şehrin ve her türlü insanın içindesiniz. Yaşadığım hayat olduğu gibi. Genelde pozitif şeyler paylaşmaya çalışıyorum blogta.

      Sil
    2. Hem de nasıl fikir oldu :)))) Bu arada, yukarıda yoga ve meditasyon önerisinde bulunanlara yüzde yüz katılıyorum. Ben yoga eğitmeni olduğum halde uzundur stüdyoya gidemiyorum iş güç hayat falan; evde de çok uzun pratiklerim yok, sadece bana iyi gelecek on-on beş dakikalık şeyler. Bir youtuber olarak bence youtube'a şöyle bi göz atsan "baş ağrısı için yoga/meditasyon" diye n'lerce şey çıkar. :) İki tane de telefon uygulaması var çok sevdiğim. Biri İngilizce: "Insight Timer". Rehberli meditasyonlar da var sadece istediğin dakikaya kurup o kadar sessiz de oturabiliyorsun. Ben her sabah sadece 5 dakikayla tekrar dönmeye çalışıyorum mesela meditasyon pratiğime, eskisi gibi uzun yapamıyorum epeydir. İkinci uygulama da Meditopia, tamamı Türkçe ve neredeyse her "durum" için çeşitli uzunluklarda rehberli meditasyonlar var. Baş ağrılarım için çok kullanmışlığım var yıllar içinde. :) Umarım en kısa zamanda daha iyi hissedersin.

      Sil
    3. Gerçekten de yaşla birlikte bir şeylerden etkilenme toleransım azaldı. Özellikle okulda artık yorgun hissediyorum.Aralıksız beş saat sürekli aksiyon ve gürültü içindeyiz. Bu sene emekli olsam, kulübeme dönsem, büyük zeytin ağacımın altında yaşlansam istiyorum da başka bir şey istemiyorum.
      Yogayı çok özlüyorum, öneriler için çok teşekkür ederim hemen bakacağım

      Sil
  8. I'm sure it will be good for you in the end. But I know what it's like to fight depression and all the other misery in life. And high blood pressure. Constant headaches. Not fun at all.
    One thing is sure though: You have fantastic photos in your blog and I'll read through everything more carefully tomorrow. I like the idea of ​​sitting in a cafe while blogging! I'll probably finally try that too! We blog friends can inspire each other. :)
    Have a great time!
    Sussie

    YanıtlaSil
  9. Having a life partner by your side does a lot to make life feel like it's worth to enjoy. I love seeing you two sitting out in the nature with your picnic chairs. It looks lovely!
    Take care! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you very much for your valuable comment. My husband always supports me. We share life together. Occasionally, there are disagreements too, but that's normal.

      Sil

Tatil Cuması

                          Öğrencilerimden gelen kasımpatılar ile günüm hatta haftam renklendi. Şu kasımpatı çiçeği ne dayanaklı, bütün hafta...