17 Ekim 2025 Cuma

Ekim Cuması

                        Ekim ayını da yarıladık. Geçen hafta bir gece oldukça iç karartıcı rüya gördüm. Kötü rüyalar anlatılmazmış. Şimdi de yazmayayım buraya ama çok canımı sıktı. Acaba ne olacak, bir ölüm haberi mi alacağım, birisine bir şey mi olacak, yola da çıkacaktık kaza mı geçireceğiz diye deli sorular kafamda dönmeye başladı. Çok da evhamlı insanımdır, hep kötü şeyler düşünmeye meyilliyimdir. Sonrasında da olumlama yapmaya çalıştım, iyi düşün iyi olsun diye. İşte rüyalar gerçekten de bir şeyleri işaret ediyor, ya da sinyalini de veriyorlar. Meğer canım çook sıkılacakmış. Aldığım bir haberle -beni doğrudan etkileyen- canım o kadar sıkıldı ki anlatamam. Üzüntü her yanımı kapladı, enerjim simsiyaha döndü ve bitti gitti. Elimde olsa gece gündüz yorgan altından çıkmaz devamlı uyumak isterdim. Tüm bu olanlar geçip gitsin ve beni de sonra uyandırsınlar. 

İnsanoğlu işte yazgısı hep bir acı, üzüntü, karamsar zamanları içeriyor daha çok. Mutluluklarımız ölçülebilse ve bir endekse vurulsa çok büyük fark çıkardı bence.

Üzüntü hemen baş ağrımı tetikler, belki de tansiyonumda çıkmıştır. Günlerdir bu durumun ağırlığıyla gezdim durdum, neşelenecek şeyler yapmaya çalıştım ama içinizde bir yerde oturan o koca siyah boğa var ya..

İnstagramdan beni takip edenler bilir hep güzel şeyler paylaşırım. Hayatıma özen veririm; bir çay bile içsem ortamımı şenlendirir, keyif alıcı hale getiririm. Huzur veren uğraşlarla kendi dünyamda yaşayıp gidiyorum. Bunları da paylaşmayı seviyorum. Geçen gün biri mesaj yazdı; ne kadar mutlu ve huzurlu hayatınız var diye. Çok şükür majör dertlerim yok ama ben de insanım. Herkes gibi sorunlarım var; iş, aile, arkadaş eş arasında sorunlar can sıkacak olaylar oluyor. Bunlar yokmuş gibi tablo çizmek istemem. 

                   Aslında cumartesi günü güzel bir yolculuğa çıkacaktık ama aldığım haberle evden adımımı atmadım. Ertesi gün yani pazar günü hadi kalk, böyle daha kötü oluyorsun, doğa iyileştirir dedim ve çıktık yola. Bize 30 km yakınlıkta bulunan tabiat parkına gittik. Danamandıra Tabiat Parkı.


                                      Bu tabiat parkı İstanbul merkeze 50 km uzaklıkta Çatalca'ya bağlı bir tabiat parkı. Meşe , çam ağaçlarıyla zengin yürüyüş parkurları ve piknik alanıyla harika bir yer. Gidince oorman banyosu denen şeyi yaptık, moral bozukluğuna ilaç gibi geldi.




                                   
   Parka giriş araçla 180 tl, yaya giriş tek 60 tl. Biz sadece yürüyüş yaptık, keşke bir çay demleseydik dedik çünkü oturup biraz daha keyfini çıkarabilirdik doğanın. Yine de bir gün öncesi yağan yağmurdan eser kalmamış hava mis gibi olmuştu.




                       Yol üzerinde Sayalar Köyünden sularımızı doldurduk, ara ara orman kenarında durduk, bol bol nefeslendik. Bunca canımın sıkılmasını düşündüm. Ortada olan mesele çözülmeden insan ne yaparsa yapsın içinde simsiyah bir taraf kalıyor, yüreğine tonlarca ağırlık çöküyor. Bir çok şeye zamana bırakıp beklemek gerekiyor ve ben bunu biliyordum. Sabırla beklemeye başladım, yüreğimi ferahlatacak duam dudaklarımda;

                                                   ''   La havle vela kuvvete illa billah ''   
                 ( “Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah Teâlâ’nın yardımıyladır.”)


                          Dönüşte çok ilginç bir şeyle karşılaştık. Mangal kömürü yapan işçileri gördük simsiyah dumanın içinde. Meşe ağaçlarını kesip sıra sıra koni şeklinde bir tepe oluşturup için için yanmasını sağlayarak mangal kömürü elde ediyorlar. Yanan odunları yanmayanlardan ayırırken öyle bir dumanın içinde kalıyorlar ki gözlerimize inanamadık. Ne kadar zor işler var şu dünyada. 
İşçiler odunların üzerini toprakla kapatarak ateşliyorlarmış. Bunlar on beş gün yanıyor ve böyle odun kömürü oluyormuş.


                    
           Eve dönüş yolunda Safalan Köyünde bulunan İkiz Göller'e uğradık. Bize de çok yakın bu yeri beğendik  çünkü küçük gölün etrafında her zaman piknik yapmaya gelebiliriz diye düşündük. Ama ne yazık ki her yer çöp içindeydi ve gölde bu susuzlukta küçülmüş. Susuzluk deyince aklıma geldi; su faturamız geldi ve az tükettiğimiz için teşekkür ediliyordu :)
Çok dikkatli tüketiciyiz aile bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.



                Moral için elmalı kek yaptım, Kahve koksun istedim ev, her okuldan gelişte işimi bitirince cam kenarında oturdum, kitabımı okudum.


              Okulda günler çok yorucu geçiyor çünkü yıllar geçtikçe çocuklarda daha bir başıboşluk ve disiplinsizlik görüyorum. Bu da sınıf kurallarını oturtmada süreci uzatıyor. Otuz yıldır farklılaşan öğrenci ve veli profilinde durum biraz içler acısı.
Yine de Nazan Bekiroğlu'nun dediği gibi;
'' Birilerinin mucizesi olmak lazım...''



Eve geliş ve dinlenmeye geçiş..
Akşam olunca film izleme..





Son olarak bir alıntı yapmak istiyorum. Biraz düşüncelere dalalım. Bir şeyleri tartalım. 

“Hayat, her birimiz için her bakımdan yıllar boyu sürüp giden bir imtihandır. En büyük imtihanı da dostluklar ve arkadaşlıklar geçiriyor. Ben şahsen, tanıdığım ve tanıştığım herkesle candan arkadaşlık kurmuş ve bunu ne pahasına olursa olsun korumak istemiş, ipler hep kopma noktasına geldiğinde yeniden bağlamaya özen göstermiş, bu konuda dikkat sahip olmaya gayret etmişimdir. Denebilirse, Anadolu ruhunu, sadakatli olma ruhunu taşımayı, hayat memat meselesi bilen biriyim. Ancak, yıllar geçince bu tavrın tek taraflı olduğu ortaya çıkıyor. Artık ne yaparsınız yapın, o kadar yakınlıkla, arkadaşlıkla karşıladığınız dostlarınızın size ve herkese karşı kalbi soğuklukla dolu kişiler olduğu gerçeğini görmekten kendinizi alamıyorsunuz.
Ne yazık! Siz istiyorsunuz ki, arkadaşlıklar, dostluklar, kardeşlikler ebedi olsun, dostlar birbirine karşı hiç değişmesin. Gelen ne ve değişen ne olursa olsun, insanlar aynı kalsın. Fakat sizin istediğinizi hayat istemiyor. Sizin dediğinizi kader demiyor. Sizin özlediğinizi, çağ gerçekleşmekten alıkoyuyor. Zaman, şu bu şekilde oluşmuş bir araya gelişleri tarumar ediyor. Gönüllerin gerçek birliği dışındaki geçici buluşma ve yakınlaşmaların foyasını meydana çıkarıyor zaman.
Hayatın güzel çizgileri ve gözalıcı renkleri, trajik olanı tümüyle örtüp gizleyemiyor.”

 Sezai Karakoç / Hâtıralar




14 yorum:

  1. "Kötü bir rüya gördüğünde, kalkınca hemen çeşmeyi aç ve akan suya anlat, o bütün tasayı alır götürür, iyiliği sana kalır." derdi rahmetli annem. Tavsiye ederim. Aldığın haber ölümle ve zor bir hastalıkla ilgili değilse inan bana her şey geçer gider, unutulur.
    İnstagramda izlediğim fotoğraflarla, yeni bir yere taşınmanızın keşiflerinizi ne kadar artırdığı ve güzel yerlerde oksijenlendiğinizi düşünüyorum hep ayrıca çektiğiniz karelerin de usta fotoğrafçılara taş çıkartacak kadar mükemmel olduğunu. :)

    Hayat hepimiz için imtihan, hepimizin olaylara bakışı, yaşayışı, yanıtı farklı oluyor. Bu yüzden kim gönülden yanımızda olmak istiyorsa kapımız açık, kim uzak kalmayı seçiyorsa da uzakta olsun. Yaş aldıkça dostlarla (ama gerçek olanlarla) bir araya gelişlerin damıtılan anlar gibi ve paha biçilmez olduğunu yaşıyor, zaman ilerledikçe inanılmaz zenginleştiğini ama bir o kadar da yalnızlaştığını ve bu yalnızlığı da anlamlı kişilerle paylaşarak çoğalttığını gözlemliyor insan. Sadece insanları olduğu gibi görüp, olmak istedikleri yerde tutuyorum, benim formülüm bu.
    Sevgiler sana Buket @>-----

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Momentos, uzakta da olsan desteğin hızır gibi geliyor
      hep. Bu da insanı motive ediyor. Her yazdığın cümleye katılıyorum
      çünkü ben de böyle düşünüyorum. Anneciğinin dediğini
      yapacağım bundan sonra. Eskiler en iyisini bilirdi.
      Çok teşekkür ederim yorumun için..

      Sil
  2. geçmiş olsun. kendini uzaklaştıracak bambaşka şeyler yap ilgin dağılsun bari :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet öyle yapmaya çalışıyorum.
      çok teşekkürler deeptone..

      Sil
  3. Buket, sen pelinpembesi sin, unutma bunu :) Seni bunca etkileyen şeyi çok merak etmekle birlikte, senin de dediğin gibi, zaman üstünü örtecek, belki de tamamen unutturacak şu anki ruh halini... Ben de evvelden hüzünlü, ağır ve zor zamanlarda hep uyumak isterdim. Uyku hem bedene hem ruha şifa.
    Tabiat parkını merak ettim, inşallah biz de gidelim.
    Sezai Karakoç haklı ama yükümüzü hafifletecek hakiki yarenlerimiz var çok şükür..
    Ve son olarak Hulki Aktunç'un kitabını sevdin mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sondan başlayayım H.Aktunç kitabı ağır geldi şu dönem. Çünkü
      başım zaten dolu ve ağrılı. bir türlü yoğunlaşamadım.
      Üzüntümde fazla ileri gitmişim hafta boyunca bir çok şey düzeldi
      hafta boyunca çok şükür.

      Sil
  4. I hope it was good for you to get out into nature. Yes, life is really not an easy journey. I also have a tendency to want to please and spread joy if I can, to show what is good, but that doesn't mean that the bad doesn't exist. It really does, even if it's easy to forget it on days when you feel great. Ha, if you do that.. Maybe I´m just imagining it? I think I do it too often. Especially when I keep covering up for another person's rudeness. Softens up, smooths over... But it's good to be reminded sometimes. Speaking of dreams, there's often something in them. The subconscious speaks to us. Your photos from the park are beautiful. And you're so diligent with your reading. I wish I was too. :) Have a nice day!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. I have solved the problems, now my morale is good. Life really has its ups and downs. There are parks near where we live. We also love walking. Besides, I love reading too. Thank you very much for your valuable comment. Sending you a hug full of love.

      Sil
  5. Merhabalar.
    Rüyanızda ne görürseniz görün. Mutlaka iyiye yorumlayın ve iyi düşünün. Çünkü, hiçbir rüya gerçek olmadığı gibi, gelecekten de haber veremez.
    Güzel ve anlamlı bir Cuma paylaşımıydı. Danamandıra parkı da pek güzelmiş. Ancak ücretli olmasına üzüldüm.
    Sezai Karakoç'un, arkadaşlıklar ve dostluklar üzerine kaleme aldığı yazısından paylaştığınız alıntıyı da okudum. Hiçbir dostluk ve arkadaşlık arada bir problem olmasa da ebedi kalamıyor maalesef.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru diyorsunuz Recep Bey,
      Rüyalara pozitif anlam yüklemeliyiz. Neyse ki küçük bir
      moral bozukluğu ile geldi geçti. Allah daha beter şeyler yaşatmasın.
      Alıntıyı da çok beğendiğim için paylaştım, ne yazık ki çok doğru.
      Çok selamlar, saygılar..

      Sil
  6. Rüyan hayırlara çıksın arkadaşım. Sonbaharın güzelliği her yeri sardı, Allah güzel renk tonları kullanmış mest oluyoruz hepimiz. Kahve, kek ve kitap üçlüsü güzel oluyor. Çocukları olan da çocuk eğitenlere de Allah kolaylık versin.
    https://www.instagram.com/oyunterapistimiz/reel/DNV15QWMZJM/
    Daha bu sabah bu açıklamayı okudum ve benimde geçenlerde yaşadığım olayı destekliyordu.
    Artık ne yaparsınız yapın, o kadar yakınlıkla, arkadaşlıkla karşıladığınız dostlarınızın size ve herkese karşı kalbi soğuklukla dolu kişiler olduğu gerçeğini görmekten kendinizi alamıyorsunuz. Bu kısma sonuna kadar katılıyorum.
    Selamlar,

    YanıtlaSil
  7. çok teşekkürler Özlem değerli yorumun için..

    YanıtlaSil
  8. İnsanın kafası takılmadan olmuyor. Çok bunalırsanız abdest alın, yürüyüşe çıkın, dikkatiniz dağılır en azından. Ben ne yapardım diye düşündüm, haber veren rüyalardan değil de bilinçaltından gelen rüyalardandır diye kendimi kandırmaya çalışırdım. Yatmadan evvel neler seyrettim, neler düşündüm, önceki gün neye canım sıkıldı, neler oldu diye düşünüp rüyaya bir bahane arardım. Bahane diyorum bazen işe yarıyor, insan gerçekten inandırıcı bir sebep buluyor. Allah hayra çıkarsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ne güzel şeyler yazdınız..

      Sil

İlk Aralık Cuması

                         Aralık ayı başladı. Eylül, ekim, kasım derken kışa geldik ve bu beni çok mutlu ediyor. Olduğum durumdan mutlu ve hu...