Oysa ki geçen cuma büyük bir neşe ile haftasonuna giriş yapmıştık. Cumartesi pazar bağevine gidip ektiğimiz kışlık sebzelere bakım yaptık. Yetişen kabaklarımı topladım, evin baş köşesine yerleştirip daha da mutlu olmuş, üstelik aylardır yağmayan yağmur başlamış gelen sonbaharı nihayet hissetmiştik. Cuma gününden beri üzerimde bir kırgınlık, ağrı, nezle vardı. Aslında iki gün boyunca dinlenmem gerekiyordu. Pazardan kilolarca domates, kırmızı biber almıtım. Kışlık domates suyu yapmam gerekiyor, hasta hasta tüm gücümle bunu yapmam gerekiyordu.Neyse ki tüm gün bununla uğraşıp bu işi de hallettik. Umarım bu sene fire vermez bu konserveler çünkü bazen bozuk çıkıyor.
Haftasonu kurabiye, keksiz olmaz. Ne kadar yorgun olsam da yaparım. Hele artık sonbahar geldiyse, hafta içi de çalışıyorsam buna ihtiyaç duyuyorum. Biraz da grip olduğumdan bu sefer ıhlamur açılışını da yaptık.
Sonra pazartesi geldi. Pazar gecesi hiç uyuyamadım. Çünkü pazartesi kızımın üniversite hazırlık sınıfını geçip geçmediğini, sınav sonucunu öğrenecektik. Bir haftadır kötü rüyalar görüyordum, iyiye yormak istesem de canım sıkılmaya başlamıştı. Ve öğrendik..
Ne yazık ki kalmış. Almanca son aşama sınavlarını veremediğinden bu sene evde. Evde okuldan uzak kalışına mı üzülüyeim, okuldan uzak kaldıkça dilden uzaklaşacağına mı üzüleyim, tüm arkadaşları yavaş yavaş üniversitelere dönüş yapıp onun evde tek kalışına mı üzüleyim, bir sene daha kayıp oluşuna mı üzüleyim bilemedim. Tansiyonum çok yükseldi, baş ağrım tüm hafta boyunca bana eşlik etti. Kızım hele o kadar çok üzüldü ki.. Tüm gün yataktan çıkmadı, ağladı devamlı. Onu teselli etmek için kendi üzüntümü göstermemeye çalıştım. Hala onu motive etmeye çalışıyorum. Kendine bir yol haritası çizip sıkı çalışması lazım. Ama olanaklar da çok yok nasıl olacak bilmiyorum.İngilizce kursları her yerde var ama almanca olunca sadece büyük şehirlerde var.
Haftasonu Mubi'den hediye üç film seyrettim. Hipnosen Norveç usulü bir film. Norveçlilerin kendine has bir yaşam tarzları var. İlişkileri, iş hayatları teknolojiyle birleşince ortaya çıkan sorunları yorumlamaları bizlerden çok farklı ama dünyanın her yerinde ki insan kendini özgür hissetmiyor, kalıplardan kurtulamk istiyor.
Faruk izlmek istediğim bir filmdi. Aslı Özge gerçek babasını oynatmış filmde. Gerçek hayatla kurguyu harmanlamaya çalışmış. Konu zaten bizlere çok aşina. Ama babasını bazı hallere sokması hoşuma hiç gitmedi. Film icabı olsa da eşimin filmi seyrederken dediği gibi '' kurt kocayınca maskara oluyor'' 20 lik kızın peşinde çırılçıplak 90 yaşında bir adamı koşturmak, yazık..
Suna da yine bilindik toplum varyasyonlarından biri. Yoksul düşen bir kadının köyden bir adamla evlenip bu kadar aykırı davranması filmlerde olur deriz ama oluyor işte. Türkan Şoray'ın da 2007 yapımı bir Suna filmi var mesela, o bence daha güzeldi.
Bazen mutlu edecek filmlere ihtiyaç duyarsınız ya, Esio Trot ( Kaplumbağa ) böyle bir film. Renk cümbüşlüğü, naifliği, yormayan temposuyla tam battaniye altı filmlerinden..
Bu hafta okuduğum kitap. Dünyanın farklı ülkelerinde benzer insani dramlar..
Okul her zaman severek geldiğim yer olmuştur. Bu sene ne yazık ki bir veli o kadar sorun yarattı ki. Bunca yıldır böyle üzüntü yaşatan bir insan çıkmamıştı karşıma. Üst üste Cimer'e şikayet dilekçesi verildi. Konuyu bilseniz yok artık dersiniz. Ama anlatarak canımı daha çok sıkmak istemiyorum.Havalar güzel olunca dışarı da derslere devam..
İlkokul 1. sınıfa başlayan öğrencim bana bir resim yapmış, ne kadar güzel değil mi?
Kırmızı çerçevenin içinde ki kendi sınıf öğretmeni. Bakar mısınız bıyıklı ayrıntıya. Kendisi de arkadaşıyla bahçede..
Okul sonrası iyi gezen geziler. Kadife çiçeği tarlası buldum bir yerde. Benim bir tane bile olmadı bu yaz.
Almancada "Mauerbauertraurigkeit" diye bir kelime varmış. Sebepsiz yere yakınlarından uzaklaşma,araya duvar örme, yalnızlaşma isteği anlamına geliyormuş. Şu an içinde bulunduğum psikolojiyi tanımlıyor galiba. İşten sonra eve dönüp dört duvar içinde ses ve görüntüden dahi uzaklaşmak istiyorum. Şöyle yatsam yorganı çeksem üzerime uyusam saatlerce. Gidecek bir iş telaşı olmasa. Yapacak onca işi boşversem.
Bu hafta zor geçti benim için. Moralim hala bozuk. Yeni umutlar bulmam lazım. Bach eşi ve çocukları öldüğünde şöyle dediği söyleniyor;
''Tanrım coşkumu sürdür ''
Coşku ve umut çok önemli..
Coşuyu yitirme, kimsenin yitirtmesine de izin verme ve okul meselesini de aklına pek takma, desem de takacaksın elbette... Fakat çocuk da bunca üzüldüğüne göre durumun farkında. Bildiğim kadarıyla internet üzerinden online yabancı dil kursları veren kurumlar var. Ben gugulladım şimdi ve bir kaç tane buldum. Bence iyice araştır, kendisi de mutsuz olduğuna göre belki bir yıl kaybetti ama biraz gayretle umduğundan daha iyi bir geri dönüş olabilir:)
YanıtlaSilsen bile Buraneros önemsedin, merak ettin baktın şimdi bak ne mutluluk verici böylesine ayrıntılar, destekler, üzüntümü taa oradan paylaşmalar. Çok teşekkür ederim, blog dostluğu başka bir şey yıllardır bunu söylerim. evet bizde araştırmaya başladık. artık gerisi ona kaldı.
Silher işte hayır var, belki bilmediğimiz bir yararı olacak bunun. çünkü kızım ama
ben ne kadar hırslı, detaycı, çalışma odaklıysam o daha rahat. bu rahatlığı ona bunu yaşattı. umarım bu ona bir ayar olacak. göreceğiz artık..
Evimiz müsait olsaydı Pelin bize gelir hem çocuklarla Almanca konuşurdu hem evde bir abla olurdu ne güzel olurdudiye geçti içimden... Böyle bir şey düşünür müsünüz? Bildiğim kadarıyla gençler alman ailelerle kalıyor, onlar okuldayken bu genç au pair'ler dil öğrenmek zorundalar yani aile kursa da yolluyor. Yeme içme konaklama aileden, biraz cep harçlığı da oluyorsanırım az miktarda.. Bu okula devam edecekse ve bu sene mutlaka boşta geçecekse aslında fena bir fikir gibi değil, bilemedim tabii... Belki
YanıtlaSilAh Ceren o da bir yöntem evet. şimdi okulda pazartesinden itibaren online eğitim başlayacakmış. goethe enstitüsü falan var onlarında özel online derslerine
Silyazdıracağım. ocakta bir sınav olacak. o zamana kadar 3 ay var. aslında uzun bir süre değil. oturup çalışması lazım. çünkü dinlemeden kalıyor devamlı. bunu da elde ki kaynaklardan telafi edebilir gibi geliyor.
internet kaynakları tavsiye edersen alırız taviyelerini. boş zamanlarında film seyret diyorum ama anası daha çok alman film seyrediyor :)
bunları benim söylemeden yapması lazım ama koca yaz geçti yapmadı. biliyorsun sırf onun için almanyaya gittik iki hafta. biz gezdik o odada oturdu. yaa ben ne yapayım artık. sonra da aramızda kavga çıkyor :(
Belki de birşey yapmaman gerekiyor... Sen düşündükçe o nasılsa düşünen var diyor sanırım.. Belki farklı ilgileri olan biridir, yolunu çizecek elbette, biraz daha olgunlaşması gerekiyor belki... Kolaylıklar dilerim Buketcim...
SilTeşekkür ederim..
SilHepsi icin geçmiş olsun diyelim. Hayat değişip bizi de pesinden sürüklüyor, bir gün mutlu neşeli isek bir sonraki gün tersini yaşatiyor. Iyi günler tez gelsin.
YanıtlaSilÖyle gerçekten. Hayat inişli çıkışlı. her eylül böyle oluyor. Yaz ne güzel geziyoruz, dolaşıyoruz, rahatlıyoruz sonra eylülde okulların açılmasıyla
Silburnumuzdan fitil fitil geliyor ama her sene böyle. bu sene bir de kızımın
bu olayı olunca üzüldük haliyle. Allah geçmeyecek durumlar vermesin de bunlarda halledilir inşllh
Zaman biz yaştakiler için önemli. Gençlikte bu gibi sene kayıpları tolere edilebilir. Ben lisede iki sene hastalıktan kaldım. Kardeşim istediği bölüm için bir sene aöf iktisat okudu, bir sonraki sene istediği bölümü kazandı. Bu yaşta hayatta bir şey kaçırmış sayılmaz. Seneye en azından sıfırdan başlamıyacak. Bu zamana iyi değerlendirmek dilin üzerine gitmek aksine onun avantajına bile olabilir. Bazen musibetlerin bizi neden koruduğunu anlamayız, mücadele ve çalışma azmini kaybetmesin bu sene ona daha güzel döner.
YanıtlaSilSevgili Enes, zaman ayırıp bana da iyi gelen çok güzel şeyler yazmışsınız. Çok teşekkür ederim. Her şeyin telafisi olur, sağlık olsun diyelim hep.
Silbilinçli yalnızlık en güzel bişey :)
YanıtlaSilKesinlikle öyle. çok da gereksinim duymuyorum artık çok kalabalıklara, ruhlarımız
Silöyle yorulmuş ki.
Buketcim okullar açılıyor diye tüylerim diken diken. Bilgehan teorikte dördüncü sınıf pratikte daha birinci sınıfı geçemedi. Ben sabahın altısında kalkıp ona hazırlık yapıyorum , uyandıramıyorum, yollayamıyorum. Deli oluyorum. Olmuyor. Vardır bir hayır diyerek kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum. Hayır çalışabilecek olsa vallahi bırak okulu çalış diyeceğim ama o da yok. Pelin'de dikkat dağınıklığı kontrolü yaptırdın mı ? Kızlarda çok zor tespit ediliyormuş, anlamadan seneler geçiyormuş. Ben eskiden çok saçma buluyordum herkesin dikkat dağınıklığına tutunmasını ama oğlanda çıkınca anladım ne olduğunu. Bizimki için bir işe yaramadı gerçi anca bahane olarak kullanıyor, nasıl aşarım diye bir derdi yok. Belki sizde işe yarar. İstersen bir araştır, bak bakalım belirtileri uyuyor mu ? Başa çıkması zor bir hastalık ama en azından nedenini bilince insan ona göre davranmaya başlıyor.
YanıtlaSilAman Allahım Handan senin derdin daha büyük. Benim kendimi toparlamam lazım bu mükemmelliyetçilik asıl beni yiyip bitiriyor. Bir de öğretmen olunca
Silkendi çocuğundan çok fazla beklentin oluyor ve çocuğun üzerine
çok yük biniyor. Şöyle mantıklı düşününce Pelin hayatında almanca görmemiş ama 1 yılda tüm kurları geçti. Daha ne olsun değil mi? Şimdi tek bir sınav kaldı
onun da dersleri başladı. çocuklarımız için hep iyisini istiyoruz ama çok da baskı yapıyoruz. olacaksa olur yoksa sadece kendimize zarar. onların umrunda değil.
Buket, sahiden üst üste gelmiş ama üst üste de gidecektir hepsi. Yalnız yorumlara cevabında her eylül böyle olduğunu yazmışsın ya ben ona çok takıldım. Son eylül olsun bu, sen de inan ki, tekrarı olmasın. Çok dikkat ettiğim bi şey bu, olumsuzlukları genellemiyorum hiç ve bence çok da işe yaradı, belki denk geldi ama yaradı neticede.
YanıtlaSilBi de şu CİMER denen sistem zıvanadan çıkmadı mı çoktan? böyle lüzumsuz lüzumsuz şikayetlerin yığıldığı bi mecra. Kafadan reddetmeli abuk subuk şikayetleri, "başka işin mi yok kardeşim, bi git!" desin sistem mesela :)
Haaha valla ne iyi olurdu böyle cevaplansa bazı başvurular :)
SilUmarım kızın sınavını başarı ile verir. SAınırsız ülkeyi bende okuyacağım kenarda bekliyor şu an. Domatesleri ben ters çevirmiyorum kapadıktan sonra, şişeye sıcak doldurup kapağı yerine oturtup 2 kez yerine orurtup geri çeviriyorum, pek fire vermedik şimdiye kadar.
YanıtlaSilKolay gelsin.
Ters çevir demişlerdi bana ama ara ara fire oluyor.m iyi mi kapamıyorum
Silbilmiyorum. inanır mısın hala o tersleri düzeltemedik eve gidip.
Ters çevirme bence. Kapağı kavanoza oturt tık diye ses geliyor bir kere geri çevir tekrar yerine oturt. Bu işlemi 2 defa daha yap son yerine oturttuğunde ileri doğru sıkma işlemini yapabilirsin ben o şekil yapıyorum. Serin bir odada üstünü örtüp sonra kullanmaya başlıyorum. Bir sorun olmuyor yeterki içine koyacağın domates te sıcak olsun.
SilAlmanca olan deyimi yazmam da telafuz etmem de imkansız ama aynı şeyi ben de hissediyorum. Allaha isyan mı oluyor korkusu var bir yandan ama ben Rabbimden razıyım beni yoran kulları. onlardan ben de şikayetçiyim bu ara. ve keşke ben de izole olabilsem. Blog yazacak enerjim bile yok. ben böyle hissetsem bile bu hissi derinleştirmezdim. bu ara saldım. bakalım dibi neresi. Seviliyorsun güzel insan
YanıtlaSilLütfen yaz, uzaklaşırsan koparsın. yazarak iletişimde oluyoruz, içimizi döküyoruz, zor bu blog işini devam ettirmek ama burada ki samimiyeti çok önemsiyorum.
Silkimse hiç bırakmasa yazmayı, uzun yıllar yazsak..
Merhaba, kızınız için lütfen bu kadar üzülmeyin. Yabancı dil eğitimi çok zor, film izlemek ya da Almanya'da kısa bir süre kalmak akademik açıdan yeterince faydalı olmaz. (İngilizce öğretmeniyim) Buraneros da yazmış, iyi bir kurumdan online eğitim alabilir, okuldaki hocalarından eksiklerine yönelik tavsiye alabilir, her gün planlı çalışarak mutlaka başarılı olacak. Almanca diğer dillere nazaran zor bir dil. Sevgiler.
YanıtlaSilçok teşekkür ederim, bir yorumla bile destek insana ne iyi geliyor..
Sil